16 Nisan 2013 Tarihli TBMM Genel Kurul Konuşması
Dönem: 24 Yasama Yılı: 3 Tarih: 16.04.2013 Birleşim: 92 Ham Tutanak Sayfası:
Konuşmacı: FAİK ÖZTRAK Seçim Çevresi: TEKİRDAĞ
Tutanak Metni:
CHP GRUBU ADINA FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi tarafından verilen araştırma önergesinin lehinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum, bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2012 yılında büyüme yüzde 2,2. Buna baktım, bazı bakanlar diyorlar ki: “Makul büyüdük. Hatta, dışarıdaki duruma bakarsanız iyi de büyüdük.” Ben biraz dışarıdaki durumla ilgili size bilgi vereyim. Dışarıdaki durumu nereden anlayacağız? Dünyada bize benzeyen 150 tane ekonomi var. Bu 150 tane ekonomi içinde Türkiye 2012’de yüzde 2,2 büyüyerek kaçıncı olmuş? 111’inci. Şimdi, dünyada durum böyleydi, onun için bizde böyle oldu, diyebilir miyiz? Büyüme hızı olarak 111’inci sıradayız.
Değerli milletvekilleri, yine 2012 yılında -büyümesi en hızlı düşen- bir yıl önceki yüzde 8,8’den yüzde 2,2’ye düşmüşüz, yani 6,6 puan daralmışız, düşmüşüz. 150 ekonomi arasında 5’inci ekonomiyiz.
Şimdi, bunun dünya konjonktürüyle ilgisi ne? Bu açıkça, 2012’de Hükûmetin beceriksizliğini ortaya koyuyor. Birileri almış başını gitmiş, biz yerimizde saymışız.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Geriye gitmişiz.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Peki, bunun sonucunda ne olmuş? Bakınız, vatandaşımızın kişi başına geliri bir yılda sadece 38 dolar artmış ama dışarıdan bu ülkeye sıcak para getirip İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına yatıran sıcak paracının her 100 dolarına 64 dolar para vermişiz, vatandaşa 38 dolar, sıcak paracının her 100 dolarına 64 dolar. Adalet mi bu? Diyelim ki burada risk aldılar. Risksiz olan kamu kâğıdına gitti, yatırdı. Her 100 dolar getirene, getirip kamu kağıdına yatıran sıcak paracıya da 21 dolar vermişiz. Şimdi, adalet bunun neresinde? Bunun sonucunda ne olmuş biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Bugün yayınlandı: Ölüm istatistikleri. 2012 yılında intiharlar yüzde 26 artmış bir yıl önceye göre.
Bakınız, burada şunu söylemek istiyorum: AKP iktidar olduğundan bu yana, 2003-2012 yılları arasında Türkiye 134 milyar dolar iç borç kullanmış; bu, kendisinden önce çok partili yaşama geçtiğimiz 1946-2002 arasında mevcut 42 hükûmetin kullandığının 1,5 katı. Yine, on yılda 207 milyar dolar dış borç kullanmış, bu da kendisinden önceki hükûmetlerin 1,6 katı. 38 milyar dolarlık özelleştirme yapmış, bu da kendisinden önceki hükûmetlerin 5 katı. Yetmez, 1,1 trilyon dolar da vergi toplamış, bu da kendisinden önceki seksen yıldaki hükûmetlerin topladığı verginin yaklaşık 2 katı.
Değerli milletvekilleri, bu kadar parayı topladıktan sonra geldiğimiz noktada ne var? AKP’den önceki tüm cumhuriyet hükûmetleri seksen yılda bu ülkeyi yılda ortalama yüzde 5,1 oranında büyütmüş, AKP de yüzde 5 oranında büyütmüş bu kadar kaynağa rağmen, bu kadar imkâna rağmen. Yine, bize benzeyen ekonomiler aynı dönemde yüzde 6,5 büyümüş, biz yüzde 5 büyümüşüz. AKP iktidara geldiğinde tüketicilerin bankalara borcu 2,2 milyar Türk lirasıymış, 2013’ün Şubat ayında tüketicilerin bankalara borcu 100 kat artarak 201 milyar Türk lirası olmuş. Yine, AKP iktidara geldiğinde vatandaşların kredi kardı borcu 4,3 milyar Türk lirasıymış -17 kat artmış on yılda- 72,2 milyar Türk lirası olmuş. AKP iktidara geldiğinde ailelerin borçları gelirlerinin yirmi de 1’inden azmış, bugün geldiğimiz noktada borçların gelirlere oranı yarı yarıya olmuş. Son on yılda kişi başına borç 4.500 dolara çıkmış. Bu, bugün doğan her çocuğun kaşını gözünü, anne veya babasından 2.537 dolarlık dış borcu da “Tayyip Amcalarından” aldığını gösterir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, 2011 yılında cari açığı en yüksek 2’nci ekonomi olmuş. 2012 yılında da –azalttık, azalttık demişiz- 7’nci sıraya gerileyebilmişiz sadece hâlâ ilk 10’da kalmaya devam etmişiz. 79 yılda, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin vermiş olduğu toplam dış ticaret açığı 246,9 milyar yani 247 milyar dolar. On yılda, AKP iktidarlarının vermiş olduğu dış ticaret açığı 587 milyar dolar yani seksen yılın 2,5 katı. Şimdi, arkadaşlarımız burada çıkıyor “İhracatta da çok önemli adımlar attık, ithalatta da çok önemli adımlar attık.” İhracatta atılan adımları bilmem ama ithalatta atılan adımların çok önemli olduğunu bu dış açık rakamları açıkça ortaya koyuyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakınız, değerli milletvekilleri, yine 1950’den 2002 yılına kadar geçen elli iki yıllık dönemde –rakamlar böyle çünkü- Türkiye’nin toplam cari açığı 43,7 milyar dolar, AKP’nin elinde geçen on yılda Türkiye’nin toplam cari açığı 333 milyar dolar. Yine, Türkiye’nin finansal borçları yani döviz cinsinden mali borçlarıyla dışarıdan alacakları, mali alacakları arasındaki fark AKP iktidara geldiğinde 85 milyar dolar, bugün 5 kat artmış 426 milyar dolar. Şimdi, benim verdiğim bu rakamların hepsi devletin resmî rakamları. TÜİK’in sitesinden, diğer sitelerden, Merkez Bankasının sitesinden bu rakamları kontrol etmeniz mümkün.
Şimdi, bakınız, bir şey söyleniyor, deniyor ki: “Bugün Merkez Bankasının kasasında 125 milyar dolar rezervimiz var.”
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – 127.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Peki, 127 milyar rezervimiz var.
Peki, AKP iktidara geldiğinde ne kadardı? 28,3 milyar dolardı. Artmış ama bir şeyi söylemiyoruz arkadaşlar, vatandaşa karşı samimi olmamız lazım. Artan başka bir şey daha var, kısa vadeli borç. Şimdi, bakınız, kısa vadeli borç, 28 milyar dolar rezervimiz olduğunda 16 milyar dolarmış, şimdi gelmişiz 107,5 milyar dolara. Yine bir yıllık cari açığımız bugün, 46,8 milyar son bir yıldaki cari açık, buna karşılık siz iktidara geldiğinizde 626 milyon dolar. Yani AKP iktidara geldiğinde her 100 dolarlık kısa vadeli dış borç artı cari açık karşılığında 166 dolar rezerv varmış, bugün bu 100 dolarlık cari açık artı kısa vadeli borç karşılığındaki rezervimiz 81 dolara düşmüş.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Kısa vadeli borç kamunun mu, özel sektörün mü?
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Sayın milletvekilleri, bu soruyla her yerde karşı karşıya kalıyoruz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Kalacaksın tabii.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Amerika Birleşik Devletleri’nin batmadan önceki kısa vadeli borcu kamunun muydu, özel kesimin miydi? Amerika’daki devralınan bankalar kamuda mıydı, özel kesimde miydi?
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Kıyaslamayı kamununkiyle yapacaksın.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – İngiltere’deki devralanın bankalar kamuda mıydı, özel kesimde miydi?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Türkiye’de batan bankalar kamunun muydu, özel sektörün müydü?
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Merkez Bankasındaki para kamunun, özel sektörün parası…
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Bakınız, şunu söyleyeyim, hiç şey yapmayalım: Bir ülkedeki kırılganlığa baktığınız zaman dış borçta özel-kamu toplam borca bakacaksınız. Çünkü, sistemik bir kriz çıktığı zaman bu borçların hepsine garantör olmak durumunda kalıyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Yani, özel sektörün borcunu sayıyorsun, onun mevduatını sayıyorsun.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakınız, bir başka şey söyleyeyim: “Sanayide üretim şöyle yukarı gitti, böyle yukarı gitti.” Arkadaşlar, 1990 yılında Türkiye, sanayi üretimi liginde ilk 15 ülke arasında 13’üncü sıradaydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FAİK ÖZTRAK (Devamla) – 2010’da geldiğimiz yer: İlk 15’in arasında yoğuz, bu ligden düşmüşüz. Dolayısıyla, sayın milletvekilleri, verilen rakamlar Türkiye’nin hâlini ortaya koymuyor, intiharlar Türkiye’nin durumunu ortaya koyuyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztrak.
* Uzman stenograf kontrolü ve son kontrolden geçmemiş tutanaktır.