CHP’DEN MEMURA ENFLASYON FARKI ÖNERİSİ
ANKARA- 9 Mayıs 2014 – CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, memurların, Hükümetin Memur-Sen’le yaptığı toplu sözleşme sonucunda bu yıl enflasyon farkı almayacağını ve artan enflasyon karşısında ezileceğini belirterek, “Hükümete açık çağrıda bulunuyorum. 2014 için memura enflasyon farkı ödemesini içeren bir düzenlemeyi derhal hazırlayın. Eğer bütçe dengeleri hükümetin söylediği gibi iyi gidiyorsa, ekonomide işler tıkırında ise memuru ezmeyin, hakkını verin” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Nisan ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. Nisan’da tüketici enflasyonunun yüzde 1,34 olduğunu, ilk 4 ayda ise enflasyonun yüzde 5’e ulaştığını belirten Öztrak, “2014 yılının 12 aylık enflasyon hedefi olan yüzde 5,3’e ilk 4 ayda ulaşıldığı görülüyor” dedi.
-BU YIL MEMUR ENFLASYONA EZİLDİ
Açıklanan verilerin hayat pahalılığının bu yıl dar ve sabit gelirli vatandaşları ezeceğini gösterdiğini ifade eden Öztrak, yılın ilk 6 ayı için emekli maaşlarına yapılan yüzde 3,3’lük zammın ilk dört ayda eridiğini vurguladı. Öztrak, bu yıl enflasyondan en çok mağdur olacak kesimin ise memurlar olduğunu, 2013 yılında yapılan ve yetkili sendika Memur-Sen ile hükümet arasında imzalanan toplu sözleşmede 2014 için kamu görevlilerinin maaşına tüm yıl için seyyanen brüt 175 TL zam yapıldığını belirtti. Toplu sözleşmede bunun dışında 2014 yılı için memurlara herhangi bir enflasyon farkı da öngörülmediğini hatırlatan Öztrak, yapılan bu düzenlemeyle ortalama memur maaşındaki artışın yüzde 6,4 olduğuna dikkat çekerek, “Daha yılın ilk dört ayında enflasyon yüzde 5, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon tahmini yüzde 7,6, piyasaların yılsonu enflasyon tahmini ise şimdilik yüzde 8,5 civarında. Yani bu yıl memur enflasyona ezdirildi” diye konuştu.
-O SENDİKA HESAP VERMELİ
Toplu sözleşmenin Memur-Sen’le hükümet arasında kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla imzalandığını, diğer sendikaların uyarı ve itirazlarının dikkate alınmadığını söyleyen Öztrak, “’Memura 3+3 zam meydanlara çıkma nedenidir’ diyen bu sendika enflasyon farkı olmadan yüzde 6,4’lük zamma imzayı bastı. Şimdi 2 milyon 700 bin civarındaki memurumuzu ve onların ailelerini enflasyona ezdirenlerin çıkıp ne yapacaklarını anlatmaları, bunun hesabını vermeleri gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
-MEMURA ENFLASYON FARKI ÖDENSİN
Öztrak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “Bizim için kur ve faiz enflasyondan daha önemlidir” açıklamasını da eleştirerek şunları söyledi:
“Sayın Bakan sizlerin enflasyon kaygınız olmayabilir ama vatandaşın cebinde, mutfağında yangın var. Hükümet memura yaptığı ayıbı mutlaka telafi etmelidir. Ben hükümete açık çağrıda bulunuyorum. 2014 için memura enflasyon farkı ödemesini içeren bir düzenlemeyi derhal hazırlayın. Eğer bütçe dengeleri hükümetin söylediği gibi iyi gidiyorsa, ekonomide işler tıkırında ise memuru ezmeyin, hakkını verin.”
-BAKAN GERÇEKLERİN FARKINDA DEĞİL
IMF raporlarına göre Türkiye’nin 22 ülkeden oluşan “Merkez, Doğu ve Güneydoğu Avrupa Ekonomileri” liginde, Belarus’tan sonra en yüksek enflasyona sahip ülke olduğunu, OECD’nin 2014 Ekonomik Görünüm Raporuna göre de Türkiye’nin bu yıl 34 üye ülke içinde en yüksek enflasyona sahip ülke olacağını ifade eden Öztrak, Türkiye’nin rakipleriyle arasındaki enflasyon farkı arttıkça sanayinin ezileceğini belirtti. Enflasyonun önemli olmadığını söyleyen Ekonomi Bakanı’nın bu gerçeğin farkında olmadığını söyleyen Öztrak, enflasyonla mücadele sorumluluğunun sadece Merkez Bankası’na ciro edilemeyeceğini, bunun disiplin ve eşgüdüm gerektiren bir süreç olduğunu belirtti.
-BUNA LOBİCİLİK DEĞİL MÜDAHALE DENİR
Bir ülke kamu ihalelerinde şeffaflığı ve rekabetçiliği sağlayacak mevzuata sahip değilse, kamu ihalelerinde fiyatlar siyasi müdahalelerle daha yukarıda oluşuyorsa para politikasının buna yapabileceği bir şey olmadığını kaydeden Öztrak, Türkiye’nin 2001 krizinin ardından büyük bedeller ödeyerek kurallı ekonominin alt yapısını oluşturduğunu fakat özellikle 2007’den sonra iktidarın ekonomide kurallılık adına atılmış adımları ortadan kaldırmaya başladığını söyledi. Öztrak, kriz sonrasında yürürlüğe giren Kamu İhale Kanunu’nun 33 kez değiştirildiğini, yeni kurulan düzenleyici ve denetleyici kurumların siyasetin oyun alanına çekildiğini, yürütme üzerinde TBMM denetiminin engellendiğini, yargı kararlarının dinlenmez hale geldiğini ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yok sayılarak Banka’nın faiz kararlarına açıkça müdahale edildiğini belirterek, “Merkez Bankası Başkanı’nın herkesin lobi faaliyetinde bulunabileceği açıklaması kısmen doğru. Fakat Başbakan hariç, hele hele bir de bu lobi faaliyeti Dolmabahçe’deki Başbakanlık çalışma ofisinde olursa kimse kusura bakmasın bunun adı lobi değil Merkez Bankası kararlarına açıkça müdahaledir” dedi.
-HAZİNE’NİN 3. HAVALİMANI İLE İLGİLİ BEYANI YANILTICI
Ekonomiden sorumlu siyasilerin ‘Bizim için enflasyon önemli değildir’ açıklamasının masum bir açıklama olmadığını, bunun 2007’den sonra ekonomide işlenen günahlara yenilerinin ekleneceği anlamına geldiğini söyleyen Öztrak, kamu-özel işbirliği çerçevesinde özel kesimin dış kredi borçlarına verilen Hazine garantilerinin bunun bir işareti olduğunu ifade etti. Hazine’nin, İstanbul’a 3. hava alanına garanti verilmediği yönündeki açıklamasını da değerlendirerek, “Bu borcu Devlet Hava Meydanları İşletmesi(DHMİ) üstlenecek. Anlaşma bu şekilde yapılacak. Borç, Hazine’nin defterinde değil DHMİ’nin defterinde yazacak. DHMİ sermayesi kime ait? Bu borç nasıl ödenecek? Ya Hazine’ye devredip kar payından kesecek ya da sermayesini artırıp Hazine’den bu parayı alıp ödeyecek. Muhasebe tanımlarıyla Hazine garantisinin olmadığını söylemek sadece Hazine Müsteşarlığı’nın ve bürokrasisinin bunun altına imza atmadık deyip rahatlamasına imkan verir. Bunun bedelini sonunda Hazine öder. Bunlar halkı yanıltıcı beyanlardır” dedi. Öztrak, kamu-özel işbirliği çerçevesinde özel kesimin kredilerine verilecek Hazine garantilerinin incelenmesi için parti olarak bir araştırma önergesini de Meclise bu hafta içinde verdiklerini söyledi.
-HER İMZANIN HESABI SORULUR
MASAK, SPK, Borsa İstanbul gibi önemli kurumlarda yaşanan bürokrat kıyımının “bürokraside cadı avı” görüntüsü verdiğini belirten Öztrak, hükümetin bürokrasiyi korkutup hukuksuz iş ve işlemleri için kendine dikensiz gül bahçesi yaratma çabalarının beyhude olduğunu, atılan hiç bir imzanın saklanamayacağını ve yapılan her işin hesabının günü gelince sorulacağını ifade etti.
-OECD’NİN DE Mİ SES KAYDI VAR?
OECD’nin açıkladığı “Daha İyi Yaşam Endeksi” verilerine de değinen Öztrak, Türkiye’nin bu endekste tüm OECD ülkeleri ile Brezilya ve Rusya’nın da dahil olduğu 36 ülke içinde sonuncu olduğunu belirterek, endeks verilerinin Türkiye’de insanların çok çalışıp az kazandığını, doğru dürüst dinlenme ve barınma imkanı bulamadığını, çevre ve doğa koşullarının sürdürülebilir olmadığını, eğitimin ise yapılan tüm harcamalara rağmen kötü durumda olduğunu gösterdiğini kaydetti. Öztrak, “Şimdi hükümetin başı OECD’nin bu verilerine bakarak, ‘OECD’nin de ses kaydı var, onlar da dinlendi’ derse şaşırmamak gerek” diye konuştu. Öztrak, bugün teşvikle ilgili yapılan düzenlemenin CHP’nin önerisinden çok daha dar kapsamlı olmakla birlikte olumlu olduğunu belirterek hükümete teşekkür etti.
-RUSYA’DAN YOLSUZLUKLA KARIŞIK BASKI İTHAL EDİYORUZ
Öztrak basın mensuplarının soruları üzerine Hükümetin basın özgürlüğü konusunda karnesinin kötü olduğunu, yapılan düzenlemelerle daha da kötüleştirildiğini ifade etti. Öztrak, bugün dünyanın Rusya’daki yolsuzlukla karışık baskı rejiminin Ukrayna gibi ülkelere ihracından rahatsız olduğunu, bu yaklaşımların Türkiye’ye de bulaşmaya başladığını, bunun dünyada endişe yarattığını ifade etti.
-SAYGIYLA KARŞILAMAK LAZIM
Öztrak MYK’daki değişikliklerle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
“Tüzüğümüz gereği mevcut Genel Başkan Yardımcıları arasında değişiklik yapma yetkisi Genel Başkan’a ait. Yorucu bir dönemden çıktık. Tüm arkadaşlarımız değerli hizmetler verdiler. Yeni bir döneme girerken MYK’dan ayrılan arkadaşlarımız partimizin en yetkili organı olan Parti Meclisi üyeliği görevine devam ediyorlar. Genel Başkanımız farklı bir görev dağılımıyla yürümeyi tercih etti. Bu kararını saygıyla karşılamak lazım.”