KAMU BANKALARINA HAZİNE GARANTİSİ DOPİNGİ
TBMM – CHP’li Faik Öztrak, Hazine’nin kamu bankalarına verdiği dış borç garantilerindeki olağanüstü artışa dikkat çekerek, “2006 yılında kamu bankalarına verilen Hazine dış borç garantileri sadece 79 milyon dolar iken, 2016’nın ikinci üç ayı itibariyle bu garantiler yüzde 8746 artarak; 7 milyar dolara çıktı” dedi.
Öztrak, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyol Projesi ve İstanbul 3. Havalimanı gibi büyük projelerin finansmanında kamu bankalarının ağırlıklı rol oynadığını hatırlatarak, “Kamu bankaları dışarıdan aldıkları krediler için neden Hazine’nin kefaletine ihtiyaç duymaktadır? Dışarıdaki kreditörler kamu bankalarına Hazine kefaleti olmadan kredi vermemekte midir?” diye sordu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin dış borç rakamlarını ve hazine garantili dış borçlardaki artışı değerlendirdi. Toplantıda, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 130 milyar dolar olan Türkiye’nin brüt dış borcunun, 2016’nın ilk yarısı itibariyle 421,4 milyar dolara yükseldiğini söyleyen Öztrak, AKP döneminde dış borçtaki artışın yüzde 225,2’e ulaştığını ifade etti. Alınan borçların da yatırıma dönüşmediğini, hukukun ve adaletin yıpratıldığı; ekonomik ve siyasi istikrar konusunda şüphelerin yaşandığı, OHAL uygulama noktasına gelen bir ülkede zaten özel sektörden yatırım beklemenin zor olduğunu belirten Öztrak, özetle şunları söyledi:
DIŞ BORÇ ORANI KRİZ DÖNEMİNİ AŞTI, REKOR KIRDI
2011’den 2016’nın ilk yarısına kadar geçen 4,5 yılda; dış borçlar 118 milyar dolar artarken; aynı dönemde dolar cinsinden GSYH 66 milyar dolar düştü. Yani borç büyürken pasta küçüldü. Dış borç verileri taşıma suyla değirmenin artık dönmediğini gösteriyor. İzlenen bu yanlış politikaların sonucunda 2016’nın ilk yarısında dış borçların GSYH’ye oranı % 59,5 ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Kriz yılı olan 2001’de bile bu oran yüzde 57,7 idi. AKP yönetimine yeni rekorları hayırlı olsun. Dünyanın önde gelen ülkelerinin ve onların vekalet verdiği terör örgütlerinin kapıştığı bir bölgede bu dış borçlar hareket alanımızı kısıtlar. Borç alan emir alır.
KAMU BANKALARINA HAZİNE GARANTİSİ DOPİNGİ
Dikkat çeken bir diğer gelişme “Hazine garantili dış borçlarda” yaşanıyor. Hazine garantili dış borçlar 9,5 yılda yüzde 180 artarak; 4,3 milyar dolardan 12 milyar dolara sıçradı. Özellikle kamuya ait finansal kuruluşlara verilen Hazine dış borç garantilerindeki olağanüstü artış dikkat çekici. 2006 yılında kamu bankalarına verilen Hazine dış borç garantileri sadece 79 milyon dolar iken, 2016’nın ikinci üç ayı itibariyle bu garantiler yüzde 8746 artarak; 7 milyar dolara çıktı. En fazla dış borç garantisi verilen kamu bankaları ise Vakıflar Bankası ve Halk Bankası. 7 milyar dolarlık dış borç garantisinin neredeyse yarısı bu iki bankaya kullandırılmış. Ziraat Bankası ise aynı dönemde 974 milyon dolarla Hazine garantili dış borcun yüzde 14’ünü taşıyor.
BANKALAR GARANTİ OLMADAN BORÇ BULAMAZ HALDE Mİ?
Bu konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdım. Kamu bankaları dışarıdan aldıkları krediler için neden Hazine’nin kefaletine ihtiyaç duymaktadır? Dışarıdaki kreditörler kamu bankalarına hazine kefaleti olmadan kredi vermemekte midir?
GARANTİYLE ALINAN BORCU KİM KULLANIYOR?
Alınan krediler esnafa, çiftçiye kullandırılan kredi imkanını artırdıysa “Helali hoş olsun” diyebiliriz. Ancak hem esnaf, hem de çiftçi bugün “finansmana ulaşamıyorum” diye şikayet ediyor. Hazine garantisiyle KOBİ esnaf ve çiftçiler için alınan bu dış krediler ve bunların döviz karşılıkları bu durumda kime veya kimlere kullandırılıyor?
ALİ’NİN KÜLAHI VELİ’YE…
Bir taraftan da biliyoruz ki kamu bankaları, özel kesim artan riskler nedeniyle dışarıdan fon bulmakta zorlandığı için, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyol Projesi ve İstanbul 3. Havalimanı gibi kamu özel işbirliği kapsamında gerçekleştirilen projelerin finansmanında ağırlıklı rol oynamaya başladı. Bu çerçevede, kamu bankalarının asli görevleri kapsamında KOBİ’lere, esnaflara ve çiftçilere kullandırması gereken kaynaklar, Hazine garantili dış borçla karşılanırken, bankaların kendi kaynakları ağırlıklı olarak büyük projelerin finansmanına aktarılıyorsa KOBİ’lere, esnafa ve çiftçiye sağlanacak imkan bu projeler için tayınlanıyor demektir. Diğer yandan bu altyapı projeleri kamu özel işbirliği kapsamına alınarak bütçe dışına taşınıyor. Dün Başbakan, “Bütçeden kaynak kullanmadan yaptık” dediği büyük projelerin tutarının 50 milyar dolara ulaştığını söyledi. Nasıl oluyor? İşte böyle Ali’nin külahını Veli’ye giydirerek… Ağustos sonu itibariyle Hazine’nin iç ve dış borç stoku 230 milyar dolar. Başbakan’ın ifadesiyle bütçe dışına taşınan 50 milyar dolarlık kaynağı da eklerseniz; Hazine’nin borç stoku 230 değil, 280 milyar dolar olur.
ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK ARTIRILMALI
Ali Cengiz oyunlarıyla, bir koyundan birkaç post çıkaran uygulamalarla kamu açıklarını ve borcunu bir müddet gizleyebilirsiniz. Ancak ilk ekonomik sıkıntıda tüm bu gizlenen, üzeri örtülen yükümlülükler ortaya çıkar, milletin sırtına kalır. Bunları ben yaşadım. 2001 krizinden sonra Hazine’ye Müsteşar olarak atandığımda kamu bankalarında saklanan görev zararlarını temizleyebilmek için günlerce, gecelerce mesai yaptık. Tedbiri bugünden almamız gerekir. kamu-özel işbirliği projelerinin Hazine’nin sırtına bırakacağı yükleri en aza indirmek için şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırmak zorundayız. Türkiye’deki kötü yönetim, kurumsal erozyon ve yaşanan olağanüstü hal ister istemez risk primini artırıyor. Küresel ekonomide de işlerin artık eskisi gibi kolay olmadığı bir dönem başlıyor. Dış finansman maliyetleri öyle ya da böyle artıyor. Çok dikkatli olunması gereken günlerden geçiyoruz. Ancak hükümette bu hassasiyetin gerektirdiği özeni ve dikkati görmüyoruz.