Main menu
Second Menu
Faik ÖztrakBlog style 1

Bankpozitif’in Erkan Kork’a Devrine Nasıl İzin Verildi?

CHP’li Öztrak, BankPozitif’in hakkında kara para aklama ve yasadışı bahis soruşturması süren Erkan Kork’a devredilmesini TBMM gündemine taşıdı.

Bankacılık Kanunu’na göre banka kuracakların affa uğramış olsa bile kanunda belirtilen yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymemiş olmaması, gerekli mali güç ve itibar ile işin gerektirdiği dürüstlük ve yeterliliğe sahip olması gerektiğini hatırlatan Öztrak, “Tüm bu şartlar ortadayken, BDDK, Bankpozitif’in hakkında kara para aklama gibi yüz kızartıcı bir suçtan ve yasa dışı bahisten soruşturma devam eden bir kişiye devrine nasıl izin verdi? Bu devre izin verenler hakkında da bir soruşturma başlatılacak mı?” diye sordu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yanıtlanması talebiyle verdiği soru önergesinde şunları belirtti:

SORUŞTURMA, BANKA DEVREDİLMEDEN 2 YIL ÖNCE BAŞLADI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021 yılından bu yana yürüttüğü bir soruşturma kapsamında, 14 Mart 2025 tarihinde Erkan Kork gözaltına alınmış, Kork’un sahibi ve yöneticisi olduğu BankPozitif, ‘DE Payfix Ödeme Kuruluşu ve Flash Haber TV’nin aralarında bulunduğu 23 şirkete ve bu şirketlere ait mal varlıklarına el konmuştur. İsrailli bir şirketin sahibi olduğu BankPozitif’in hisselerinin büyük kısmı, BDDK’nın 12 Mayıs 2023 tarih ve 10600 sayılı kararıyla verilen izin çerçevesinde Payfix Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.’ye devredilmiştir. Bilahare, BDDK’nın 15 Ağustos 2024 tarih ve 10946 sayılı kararıyla verilen izinle de, banka bu defa CapitalTurk Holding A.Ş.’ye devredilmiştir. Banka’nın devredildiği her iki şirketin de Yönetim Kurulu Başkanı, soruşturmada iddiaların odağındaki isim olan Erkan Kork’tur. Payfix hakkında yasadışı bahis soruşturması devam ederken, BDDK’nın bu şirketin sahiplerinin ve yöneticilerinin banka sahibi olmasına izin vermesinin izahı mümkün değildir.

BANKACILIK KANUNU, BANKA SAHİBİ OLACAKLARDA ARANAN ŞARTLARI SAYIYOR

Bilindiği üzere, bankalar “birer itibar müessesesi”dir. Nitekim 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 8. Maddesinde, banka kuracaklarda; affa uğramış olsa bile kanunda belirtilen yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymemiş olma şartı aranmaktadır. Ayrıca “Gerekli malî güç ve itibara sahip olmak” ve “İşin gerektirdiği dürüstlük ve yeterliliğe sahip olmak” da banka sahibi olacaklarda aranan diğer şartlar arasında sayılmaktadır. Yine bu maddede, “Bankaların tüzel kişi kurucu ortaklarının doğrudan veya dolaylı olarak nitelikli paya sahip gerçek kişi ortaklarının da aynı şartları taşıması gerektiği” ifade edilmektedir. Aynı yasanın 18. Maddesinde ise “Nitelikli paya sahip olan ortakların kurucularda aranan nitelikleri taşıması şarttır” denmektedir.

KANUN ORTADAYKEN BU KİŞİLERE BANKA ALMA İZNİ NASIL VERİLDİ

Bankacılık Kanunu’nun bu hükümleri ortadayken, BDKK’nın yasa dışı bahis oynatma ve “kara para aklama” gibi yüz kızartıcı suçlardan hakkında 2021’den bu yana devam eden bir soruşturma bulunan kişilerin yöneticisi veya sahibi olduğu şirketlere banka alma izni vermesi vahimdir.

Öztrak, Bakan Şimşek’e şu soruları yöneltti:

“Bankacılık Kanunu’nun 8. ve 18. Maddelerindeki kriterler ortadayken, hakkında yüz kızartıcı suçlarla ilgili devam eden soruşturmalar bulunan şirketlerin, bu şirketlerin sahiplerinin ve yöneticilerinin BankPozitif’in hisselerini devralmasına BDDK nasıl izin vermiştir? Söz konusu hisselerin devrine izin veren yöneticiler hakkında soruşturma başlatılmış mıdır? Eğer başlatılmadıysa, bu yetkililerin sorumluluğu değerlendirilecek midir? Bu bankayla ilgili 2023 ve 2024 yıllarındaki hisse devri izni veren kararlar neden BDDK’nın resmi internet sitesinde yayımlanmamıştır?”

Emekçinin, Emeklinin Zammı İlk Ayda Eridi

CHP’li Öztrak, Ocak’ta yüzde 5’in üzerinde gelen enflasyonla memur ve emeklisine 2025’in ilk 6 ayı için yapılan maaş-aylık artışının yarısının; asgari ücretli çalışanlara yılın tamamı için yapılan zammın altıda birinin daha ilk aydan eridiğini söyledi.

Ocak ayları itibariyle aylık ve yıllık olarak mevcut serideki en yüksek 4., 12 aylık ortalamalara göre serideki en yüksek 2. Enflasyonun görüldüğünü kaydeden Öztrak, “Veriler makyajlansa da güneş balçıkla sıvanmıyor. Ortada hala enflasyonla mücadele için güvenilir bir program yok. Seçimden sonra göreve getirilen ekonomi yönetimi, ‘Enflasyon dönemsel etkiler yüzünden arttı’ diyerek top çeviriyor. Milletin can ve mal güvenliği endişeler her geçen gün artarken, son kalan güven kırıntıları da hızla yok edilirken, ekonomideki oyuncular iş ve aş yaratacak yatırımları bekleme odasına alıyor. Sonuçta, enflasyon bir türlü istenen seviyelere düşmüyor. Vatandaşlarımız hayat pahalılığı altında ezilmeye devam ediyor” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TÜİK tarafından yayımlanan 2025 Ocak ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. CHP’li Öztrak yaptığı açıklamada şunları belirtti:

ENFLASYON SERİSİNDEKİ EN YÜKSEK RAKAMLARDAN BİRİ

TÜİK’e göre Ocak ayında tüketici fiyatları tek ayda yüzde 5,03; son 12 ayda yüzde 42,12 arttı. 12 aylık ortalama enflasyon ise yüzde 56,35 oldu. Hükümet millete dezenflasyon hikayeleri anlatırken, Ocak ayları itibariyle; aylık ve yıllık olarak mevcut seride en yüksek 4., 12 aylık ortalamalara göre serideki en yüksek 2. enflasyon görüldü. Saray’ın “faiz sebep” diyerek enflasyonu çığırından çıkartmasından bu yana, hayat pahalılığı milletimizi ezmeye devam ediyor. Kasım ayında manşet enflasyonun altına düşen çekirdek enflasyon, Aralık ve Ocak aylarında tekrar manşet enflasyonun üstüne çıktı. Bu, hükümetin dezenflasyon stratejisinin başarısı konusunda iyiye işaret değil.

İTO ÜCRETLİLER GEÇİNME ENDEKSİNİ YAYIMLAMAYA DEVAM ETMELİ

Diğer taraftan, İstanbul Ticaret Odası Ocak ayında vatandaşın yaşadığı enflasyona daha yakın kabul edilen “Ücretliler Geçinme Endeksi’nin” yanında, yeni oluşturduğu “İstanbul Tüketici Fiyat Endeksini” yayımladı. Bu vesileyle, TÜİK ve ENAG TÜFE hesaplarken, İTO’nun da TÜFE hesaplamaya başlamasının ve Türkiye’de ücretiyle geçinenler açısından en önemli göstergelerden biri olan “Ücretliler Geçinme Endeksinden” vazgeçmesinin doğru olmadığını, İTO’nun, gerekli güncellemeleri yaparak, bu endeksi hesaplamaya ve yayımlamaya devam etmesi gerektiğini belirtmek isterim.

MAKYAJLI TÜİK ENFLASYONU DİĞER TÜM KURULUŞLARIN RAKAMLARININ ALTINDA

Ocak ayında aylık olarak; ENAG’ın ölçtüğü enflasyon yüzde 8,22; İTO Ücretliler Geçinme Endeksi yüzde 5,62; İTO İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi yüzde 5,16; TÜİK’in açıkladığı TÜFE yüzde 5,03 arttı. Makyajlı TÜİK enflasyonu, diğer kuruluşların araştırmalarının altında kalmaya devam ediyor.

KIRK YILLIK HATRI OLAN KAHVE BİLE %62 ZAMLANDI

Ocak ayında dar ve sabit gelirli yurttaşlarımızın en çok ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerde fiyatlar arttı. Son bir yılda; eğitim fiyatları kademesine göre yüzde 103 ile yüzde 108, kiralar yüzde 101, tıbbi hizmetlerin fiyatı yüzde 98, ayakta tedavi hizmeti fiyatları yüzde 70, tren bileti fiyatları yüzde 76, sebze fiyatları (patates hariç) yüzde 64, meyve fiyatları yüzde 60, kuzu eti fiyatı yüzde 57, balık fiyatı yüzde 52, ekmek fiyatı yüzde 49 arttı. Kırk yıl hatırı olan kahve de yüzde 62 zamlandı.

EMEKLİNİN VE EMEKÇİNİN 2025 ZAMMI ERİDİ GİTTİ

2025 için vatandaştan topladığı vergi, resim, harç ve cezalara yüzde 44 zam yapan Hükümet, asgari ücretliye yüzde 30, memur ve memur emeklisi aylıklarına yüzde 11,54 artışı reva görmüştü. Ocak’ta yüzde 5’in üzerinde gelen enflasyonla memur ve emeklisine ilk 6 ay için yapılan maaş-aylık artışının yarısı daha ilk ayda eridi. Asgari ücretli çalışanlar, yılın ilk ayında açlık sınırının altında kalan asgari ücrete 2025 için yapılan zammın altıda birini daha eline geçmeden kaybetti.

ADALET HALKIN EKMEĞİDİR

Veriler makyajlansa da güneş balçıkla sıvanmıyor. Ortada hala enflasyonla mücadele için güvenilir bir program yok. Seçimden sonra göreve getirilen ekonomi yönetimi, “Enflasyon dönemsel etkiler yüzünden arttı” diyerek top çeviriyor. Milletin can ve mal güvenliği endişeler her geçen gün artarken, son kalan güven kırıntıları da hızla yok edilirken, ekonomideki oyuncular, iş ve aş yaratacak yatırımları bekleme odasına alıyor. Sonuçta, enflasyon bir türlü istenen seviyelere düşmüyor. Vatandaşlarımız hayat pahalılığı altında ezilmeye devam ediyor. Tüm bunların sorumlusu; hakkı, hukuku, adaleti katlederek muhalefete sopa sallıyor. Bertolt Brecht’in dediği gibi… “Halkın ekmeğidir adalet. (…) Ekmek az olunca açlık hüküm sürer, ekmek kötü olunca mutsuzluk…”

“Faiz Harcamaları Coştu, Bütçe ‘Tasarruf’ Dinlemedi”

CHP’li Öztrak, 2024 yılında faiz harcamalarının yüzde 88 artışla 1,3 trilyon liraya ulaştığını, bütçe açığının ise yüzde 53 artışla 2 trilyon lirayı aştığını söyledi.

Geçen yıl Hükümetin “1 kuruş bile vermiyoruz” dediği projelerin garantilerine 70 milyar lira; müşavir firmalara ödemeler, taşıt ve bina kiralamaları, toplantı ve organizasyon giderleri gibi kalemlere 140 milyar lira harcandığına dikkat çeken Öztrak, ekonomi yönetiminin “tasarruf” açıklamalarının sözde kaldığını kaydetti.     

Hükümetin 2023 sonunda milyarlarca lirayı bütçenin emanetine aldığını, geçen yılın ilk 11 ayında bu hesaptan 500 milyar liraya yakın harcama yaptığını, bu harcamaların bütçe açığı içinde görünmediğini hatırlatan Öztrak, “Hükümetin emanet hesabına, 2024’ün son ayında yine ciddi bir yükleme yaptığı anlaşılıyor. Bu uygulamalar saydamlığı bozuyor, maliye politikalarının sağlıklı şekilde analiz edilmesini engelliyor” dedi.

2024’te toplanan vergilerin, döviz cinsinden hesapla bile bakılsa yüzde 20 artarak 222 milyar dolara ulaştığını, buna rağmen Hükümetin bakanlarının, “Emeklilerimize aylıklarını düzenli şekilde ödemenin telaşı içindeyiz” diye açıklamalar yaptığını ifade eden Öztrak, “Bütçe bir tercih meselesidir ve bu bütçe göstermektedir ki; Hükümetin tercihi emekli, emekçi, çiftçi, esnaf, üretici, hasılı vatandaş değil… Faiz lobileri, dolar baronları, yandaş müteahhitlerdir” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün yayımlanan 2024 Aralık Ayı Bütçe Gerçekleşmeleriyle ilgili yaptığı açıklamada şunları belirtti:

BÜTÇE AÇIĞI 2 TRİLYON LİRAYI AŞTI

Merkezi Yönetim Bütçesi geçtiğimiz yıl Aralıkta tek bir ayda 829 milyar lira, yılının tamamında 2 trilyon 106 milyar lira açık verdi. Bütçe açığı 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 53 arttı.

BÜTÇENİN EMANET HESABINA YİNE CİDDİ BİR YÜKLEME YAPILMIŞ

Hükümet, 2023 sonunda “Emanete” aldığı milyarlarca liradan ilk 11 ayda 492 milyar lira harcadı. Bu harcamalar 2024 bütçe açığı içinde yer almadı. Bu nedenle, ilk 11 ayda “Bütçe Açığı” ile “Hazine Nakit Açığı” arasında yüz milyarlarca liralık fark oluştu. Aralık ayında, iki açık arasındaki fark kapandı. Hükümetin emanet hesabına, 2024’ün son ayında yine ciddi bir yükleme yaptığı anlaşılıyor. Bu uygulamalar saydamlığı bozuyor, maliye politikalarının sağlıklı şekilde analiz edilmesini engelliyor.

FAİZ HARCAMALARI COŞTU, BÜTÇE “TASARRUF” DİNLEMEDİ

2024 yılında faiz harcamaları yüzde 88 artışla 1 trilyon 270 milyar liraya çıktı. Döviz cinsiden faiz harcamaları bir yılda, 28 milyar dolardan yüzde 36 artışla 39 milyar dolara yükseldi. “1 kuruş harcamadan yapıyoruz” diyerek yandaş müteahhitlere verdikleri KÖİ projelerinin dövizli garantilerine bir yılda 70 milyar lira gitti. “Müşavir Firma ve Kişilere Yapılan Ödemeler” yüzde 135 artışla 63 milyar liraya, “Bina Kiralama Giderleri” yüzde 72 artışla 65 milyar liraya, “Taşıt Kiralama Giderleri” yüzde 54 artışla 6,4 milyar liraya yükseldi. Toplantı ve Organizasyonlara 1 milyar 820 milyon lira harcandı. Tasarrufun sözde kaldığı bütçenin finansmanı da giderek zorlaşıyor. Borçlanma maliyetleri artarken vadeler kısalıyor…

BİR YILDA 222 MİLYAR DOLAR VERGİ TOPLADILAR, EMEKLİ AYLIĞI ÖDEMESİ İÇİN TELAŞ İÇİNDELER

Diğer taraftan, milletten bir yılda toplanan vergi 7,3 trilyon lira! Döviz cinsinden bakarsak, Hükümet 2024’te vatandaşlarımızdan 222 milyar dolar vergi toplanmış. Artış: Yüzde 20… Bu Hükümetin bakanları televizyonlara çıkıp, “Emeklilerimize aylıklarını düzenli şekilde nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı içindeyiz” diye açıklamalar yapıyorlar. Bütçe bir tercih meselesidir ve bu bütçe göstermektedir ki; Hükümetin tercihi emekli, emekçi, çiftçi, esnaf, üretici, hasılı vatandaş değil… Faiz lobileri, dolar baronları, yandaş müteahhitlerdir…

Gerçek ve Resmi İşsiz Sayısı Arasında 8,5 Milyon Kişi Fark Var!

CHP’li Öztrak, gerçek işsiz sayısı ile resmi işsiz sayısı arasındaki farkın 8,5 milyon kişi civarında olduğunu belirterek, “İki işsiz sayısı arasındaki fark bile, dünya üzerindeki 95 ülkenin nüfusundan fazla” dedi.

İşgücüne dahil olanların sayısında son 17 aydaki en sert düşüşün gerçekleştiğine dikkat çeken Öztrak, bu nedenle Kasım ayında çalışan sayısı 168 bin kişi azalmasına rağmen işsiz sayısının da düşmüş göründüğünü ifade etti.

Bir ekonomi yönetiminin başarısının çalışmak isteyenlere sunabildiği iş imkanlarıyla ve bu iş imkanlarının kalitesiyle ölçüleceğini anımsatan Öztrak, “Tabelada işsiz sayısını düşük göstererek işsizlik, yoksulluk ve dışlanmışlık sorunlarını çözdüğünüzü sanabilirsiniz. Ama hakikat güneş gibidir… Siz gözlerinizi kapatsanız da o gözlerinizin içine sızar” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TÜİK’in yayımladığı 2024 Kasım ayı işsizlik verilerini yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. Öztrak, açıklamasında şunları belirtti:

GERÇEK VE RESMİ İŞSİZ SAYISI ARASINDA FARK 8,5 MİLYON KİŞİ

2024 Kasım ayında; TÜİK’in tabelaya yazdığı makyajlı resmi işsiz sayısı bir ayda 84 bin kişi azalarak 3 milyon 72 bin kişi oldu. Ancak aynı dönemde gerçek işsiz sayısı 199 bin kişi artarak 11 milyon 437 bin kişiye ulaştı. Gerçek işsiz sayısıyla resmi işsiz sayısı arasındaki fark son yılda hızla arttı, Kasım ayı itibariyle 8 milyon 365 bin kişi oldu. İki işsiz sayısı arasındaki fark bile, dünya üzerindeki 95 ülkenin nüfusundan fazla.

ÇALIŞAN SAYISI DÜŞMESİNE RAĞMEN İŞSİZLİK DE DÜŞTÜ

Kasım ayında; çalışma çağındaki nüfus 37 bin kişi artarken, hem çalışma çağında hem de çalışmak isteyen vatandaşlarımızı ifade eden “işgücüne dahil olanların” sayısı 252 bin kişi azaldı. Bu son 17 aydaki en sert düşüş. Çalışan sayısı ise 168 bin kişi düştü. TÜİK’in tabelasında görülen işsizlikteki düşüşün sebebi iş imkanlarının artması değil, insanların iş bulma ümidini yitirerek ya da başka nedenlerle işgücünden çıkması… İş bulmaktan umudunu kestiği için iş aramaktan vazgeçen ya da başka sebeplerle işgücü piyasasından kopanları ifade eden potansiyel işgücü 245 bin kişi arttı. Kasım ayında; işsiz olduğu halde işsiz sayılmayan bu gruptaki vatandaşlarımızın sayısı 4 milyon 810 bin kişiyle rekor kırdı.

HAKİKAT GÜNEŞ GİBİDİR… YUMSANIZ DA GÖZLERİNİZİN İÇİNE SIZAR

Bir ekonomi yönetiminin başarısı, çalışmak isteyen vatandaşlarına ne kadar iş bulabildiğiyle ve sağlayabildiği iş imkanlarının kalitesiyle ölçülür… İş imkanlarını artırmak yerine; vatandaşlarının ve özellikle gençlerinin ufkunu karartan, onların umutlarını kıran bir yönetim sorunları çözemez, büyütür. Tabelada işsiz sayısını düşük göstererek işsizlik, yoksulluk ve dışlanmışlık sorunlarını çözdüğünüzü sanabilirsiniz. Ama hakikat güneş gibidir… Siz gözlerinizi kapatsanız da o gözlerinizin içine sızar.

Tekirdağ Ekonomisi Alarm Veriyor

CHP’li Öztrak, Tekirdağ’da tek bir yılda yüzde 35 daralan tarım başta olmak üzere sektörlerin alarm verdiğini, yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliğinin giderek yayıldığını, borçların giderek ödenemez hale geldiğini, Hükümetin ise bunları görmezden geldiğini belirterek, “Tüm bu meseleleri çözmek için paydaşlara kulak vererek, il ve bölge özelinde herkesin elinin taşın altında olduğu mevcutlardan daha farklı bir Strateji ve Plana ihtiyaç var” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak partisinin Tekirdağ İl Başkanlığı’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında, mevcut yönetimin Türkiye ekonomisini “faiz sebep” politikalarıyla bile isteye şarampole devirdiğini, “Üç Y: Yolsuzluklarla, Yasaklarla ve Yoksullukla” mücadele diyerek gelen Hükümetin, her alanda “Tek Y’ye: Yıkıma” dönüştüğünü ifade etti.

MİLLET İŞSİZLİK İLE HAYAT PAHALILIĞI ARASINDA EZİLDİ

İzlenen hatalı politikaların Türkiye’yi dünya enflasyon liginde ilk 6, dünya gıda enflasyonu liginde ise ilk 5 ülkeden biri haline getirdiğini kaydeden Öztrak, işsiz sayısının 11 milyonun üzerine çıkarak dünya üzerinde 111 ülkenin nüfusunu geride bıraktığını, böylece milletin işsizlik ile hayat pahalılığı arasında ezildiğini ifade etti. Ekonomide yaşanan sıkıntılardan Tekirdağ’ın çok daha fazla etkilendiğini belirten Öztrak, 2022 ve 2023 yıllarında Tekirdağ’da milli gelir artışının Türkiye’nin de çok gerisinde kaldığına dikkat çekti.

TEKİRDAĞ’DA TARIM SEKTÖRÜ BİR YILDA YÜZDE 35 DARALDI

CHP’li Öztrak, yaptığı sunumda 2023’te Tekirdağ’da tarımsal GSYH’nın yüzde 35 daraldığına, Tekirdağ’ın bu dönemde Bayburt’la birlikte tarımsal GSYH’sı en fazla gerileyen iki ilden biri olduğunu vurguladı. Öztrak sunumunda ayrıca, çiftçiye Tarım Kanunu gereği “GSYH’nın en az yüzde 1’i” olarak ödenmesi gereken tarımsal desteğin yıllardır yarısından da azının ödendiğini, ödenmeyen destekler nedeniyle Hükümetin Türkiye genelinde 2007’den bu yana çiftçiye 103 milyar dolar borcunun biriktiğini belirtti.

TEKİRDAĞ’IN İÇİNDE BULUNDUĞU BÖLGEDE HER BEŞ KİŞİDEN BİRİ YOKSUL!

Öztrak’ın yaptığı sunumda dikkat çeken bir diğer husus ise Tekirdağ’da gelir dağılımı ve yoksullukla ilgili verilerdeki kötüye gidiş oldu. Buna göre Tekirdağ, 2023 yılında kişi başına gelir sıralamasında ilk 3 il arasından düştü. Aynı dönemde Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’den oluşan TR21 istatistiki bölgesinde yoksulluk oranı yüzde 20’nin üzerine çıktı; bu bölgede yaşayan her beş kişiden biri yoksullukla karşı karşıya kaldı. Son 3 yılda resmi verilere göre gelir dağılımında adaletsizlik Türkiye’de düşerken, Tekirdağ’ın içinde bulunduğu bölgede giderek arttı. Tekirdağ ekonomisindeki kötüye gidişi artık TÜİK verileriyle bile gizlenemez hale geldi.

TAKİBE DÜŞME ORANI TÜRKİYE’NİN ÜZERİNE ÇIKTI

Yine son 3 yılda Tekirdağlıların bankalara olan bireysel kredi, bireysel kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borcu toplamı iki kattan fazla artışla 55 milyar liraya dayanırken, ilde bankacılık sektörünün takipteki alacakları 1 milyar TL’den 2,5 milyar TL’ye fırladı. Bankalara olan borçların takibe düşme oranı 2022’de Türkiye ortalamasının altındayken, 2024’ün üçüncü çeyreği itibariyle üzerine çıktı.

ÖDEDİĞİ VERGİYE GÖRE YATIRIM ALMADA TEKİRDAĞ SONDAN 3. SIRADA

Tekirdağ’ın verileri alarm verirken, Hükümet bunları duymadı. Uzun yıllardır, en çok vergi veren ilk 10 il arasında olan Tekirdağ, 2023’te de bunun karşılığını alamadı. Bu dönemde her bir Tekirdağlı 43 bin 747 lira vergi öderken, karşılığında Tekirdağ kişi başına merkezi bütçeden sadece 1.075 lira yatırım alabildi; Tekirdağlıların ödedikleri her 100 liralık vergi karşılığında alabildikleri yatırım 2 lira 46 kuruşta kaldı. Bu oranla Tekirdağ, 81 il arasında 79. Sırada yer aldı.  

SEKTÖRLER DE SORUNLU, TEMEL KAMU HİZMETLERİ DE

Öztrak, sunumunda Tekirdağ’ın tarım, sanayi ve hizmetler sektöründe yaşadığı temel sorunlara da yer verdi. Tarımda kuraklık ve sulama altyapısının yetersizliği, genç nüfusun köylerde durmaması, yanlış kimyasal kullanımı ve toprakta tuzlanma; sanayide plansızlık, nitelikli işgücü eksikliği, altyapı yetersizliği, Ergene havzasıyla özdeşleşen çevre sorunları ve depreme hazırlıksız yapılar; hizmetlerde ise kurumsallaşma eksikleri, teorik ve pratik eğitimde entegrasyon ve pandemi sonrası istihdamda azalış eğiliminin sürmesi öne çıkan sorunlar oldu. İlde eğitim ve sağlık alanında yaşanan sorunları okul-öğretmen sayıları ile hastane-hekim sayılarındaki yetersizleri de sayılarla ortaya koyan Öztrak, artan kanser vakalarına karşı Onkoloji Hastanesi ihtiyacı ve Türkiye ortalamasının üstünde artan suç sayılarına da dikkat çekti.

MEVCUTTAN FARKLI BİR STRATEJİ VE PLANA İHTİYAÇ VAR

Öztrak, yaptığı sunumla Tekirdağ’ın bir röntgenini çektiğini ama göstergelerdeki hızlı bozulmanın ayrıntılı bir MR’a ihtiyaç olduğunu da ortaya koyduğunu belirtti. “Tüm bu meselelerin üstesinden gelmek için paydaşlara kulak vererek, il ve bölge özelinde herkesin elinin taşın altında olduğu mevcutlardan daha farklı bir Strateji ve Plana ihtiyaç var” diyen Öztrak, Tekirdağ’ın kaybedecek zamanı kalmadığını, gereken adımların acilen atılması gerektiğini vurguladı.

Ekonomist Olmadığınızı Gördük, Bari Ağır Olun Da Molla Desinler

CHP’li Öztrak, Türkiye ekonomisini “faiz sebep” politikalarıyla alt üst eden, millete çok ağır faturalar ödeten Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın faiz indiriminin ardından yeniden “Faiz indikçe enflasyon inecek” demeye başladığını belirterek, “Faizi düşürerek enflasyon düşmüyor. Millete kâbus üstüne kâbus yaşatmayın. Ekonomist olmadığınızı gördük, bari ağır olun da molla desinler” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ milletvekili Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizle ilgili sözlerini yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. Öztrak, sosyal medyadan paylaştığı açıklamasında şunları belirtti:

ENFLASYONU AZDIRDI, MİLLETİ EZDİRDİ

Bundan 3 yıl önce Erdoğan, “faiz sebep” safsatasıyla enflasyon canavarını azdırdı, milletimizi hayat pahalılığına ezdirdi, faiz baronlarını abat etti. Faiz indirimlerinin başladığı Eylül 2021’de; enflasyon yüzde 19,58, politika faizi de yüzde 19,00 idi. Merkez Bankası Erdoğan’ın talimatıyla faizi kısa sürede yüzde 8,5’e indirdi. Enflasyon ise bir yılda dörde katlanarak yüzde 85,51’e çıktı.

TÜRKİYE DÜNYADA EN YÜKSEK FAZİ ZEREN 2 ÜLKEDEN BİRİ

Bunun ardından TCMB, politika faizini yüzde 50’ye kadar yükseltmek zorunda kaldı. Hükümet daha sonra “rasyonel” dediği politikalarla milletin kahir ekseriyetini hayat pahalılığına ezdirerek, gençlerin gelecek umutlarını bitirerek, TÜİK’in makyajlı enflasyonunu zar zor yüzde 50’nin biraz altına indirebildi. Merkez Bankası da geçtiğimiz hafta yüzde 50 seviyesindeki faizi 2,5 puan düşürdü. Bu faiz indirimine rağmen Türkiye, bugün hala Venezuela’yla birlikte dünyada en yüksek politika faizine sahip iki ülkeden biri!

MİLLETİN CEBİNE GİTMESİ GEREKEN PARA FAİZ LOBİLERİNİN KASASINA GİDİYOR

TCMB kararı üzerine, dün bir de baktık Erdoğan yine “Faiz indikçe enflasyon inecek” demeye başladı. Bu saçmalığın bedelini dar ve sabit gelirliler ödedi, ödemeye de devam ediyor… Küresel piyasalarda Türkiye’nin en önemli karşılaştırmalı üstünlüğü olan genç nüfusumuz iş bulamıyor, bir hayat kuramıyor, “ev genci” oluyor. Asgari ücretli, emekli, çiftçi hayat pahalılığı altında eziliyor. Milletimizin cebine gitmesi gereken kaynaklar faiz lobilerinin kasasını dolduruyor.

EKONOMİST OLMADIĞINIZI GÖRDÜK, BARİ AĞIR OLUN DA MOLLA DESİNLER

Ama ekonomide yaşanan tsunaminin baş sorumlusu olan Erdoğan bina okuyor, dönüp dönüp yine okuyor. TCMB’nin faiz indirmesini fırsat bilip yarattığı yıkımın sorumluluğunu, yeniden saçma faiz söylemlerine dönerek üzerinden atmaya çalışıyor. Ne derseniz deyin: Faizi düşürerek enflasyon düşmüyor. Millete kâbus üstüne kâbus yaşatmayın. Ekonomist (???) olmadığınızı gördük, bari ağır olun da molla desinler.

Hükümet Ülkeyi Teknik Resesyona Soktu

CHP’li Öztrak, sıcak paraya yaslanan dezenflasyon stratejisinin büyüme ve refah cinsinden faturasının giderek ortaya çıktığını belirterek, “Bugün açıklanan büyüme verileri de bunu teyit ediyor. Türkiye ekonomisi iki çeyrektir, bir önceki çeyreğe göre daralıyor. Bu teknik olarak resesyondur, Hükümet ülkeyi resesyona sokmuştur” dedi.

Saray danışmanlarının yaptıkları son açıklamalarda ağızlarındaki baklayı çıkardığını, “Milli bir değer” dedikleri Erdoğan’a bir kere daha adaylık imkanının sağlanması gerektiğini söylediklerini hatırlatan Öztrak, “Bu cumhuriyetin milli değer olan bir kişisi vardır. O da, adını anan yeni mezun teğmenleri ordudan atmaya kalktığınız ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür” diye konuştu.  

Son bir aydır, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü elebaşını Meclis’e kendi inisiyatifiyle davet ettiği, Erdoğan’ın bundan haberi olmadığı yönündeki haberlerin yayıldığını, uzun süre sessiz kalan Erdoğan’ın sonunda ittifak ortağı Bahçeli’nin sözlerini “Ortak vizyonumuz” diyerek sahiplendiğini kaydeden Öztrak, “Yaşananlar; bu yönetimin derdinin vatan, millet, kardeşlik, enflasyon, açlık veya savaş tehlikesi olmadığını, tek meselelerinin ‘koltuk meselesi’ olduğunun açıkça ikrarıdır” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine konuştu. Öztrak konuşmasında şunları ifade etti:

OTORİTER REJİMLER DÜNYANIN HER YERİNDE AYNI ŞEYİ YAPIYOR

Dünya, otoriter rejimlerin güçlendiği sıra dışı bir dönemden geçiyor. Bu rejimlerin yöneticileri dünyanın her yerinde benzer yöntemler izliyor: Bir kez gücü ele geçirdiklerinde, devletin sağladığı imkanlarla devletin kurumlarını, hukuku, adaleti pervasızca aşındırmaya başlıyorlar. Ortaya çıkan boşluğu devlet malını ganimet bilen talancılar, lobiler, baronlar, yandaş oligarklar dolduruyorlar. Bunlar zenginleşirken milletin kahir ekseriyeti yoksulluk, açlık, dışlanmışlıkla boğuşuyor. Ve bu otoriter rejimler, bozuk düzenlerini sürdürebilmek için topluma açlığını yoksulluğunu dışlanmışlığını unutturacak yöntemleri geliştiriyor. Kâh iç düşman senaryolarıyla milleti birbirine düşürüyorlar, kâh dış düşman, savaş diyerek millete korku salıyorlar. Güvenlik endişesini açlığın yoksulluğun üzerine şal yapıyorlar.

ÜLKE SİRK AYNALARIYLA DOLU BİR SALON GİBİ… HER ŞEY ALLAK BULLAK

Ülkemizde de uzun bir süredir, bu otoriter rejimlerin, ucube bir sürümü var… Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen bu tek kişilik rejimin müellifleri, milli iradeyi sadece saraydan, sadece iktidardan ibaret sanıyor. Parlamentoyu bir kenara itiyor, devlet gücüyle milli iradeyi gasp etmeye çalışıyor. Milletin seçtiklerinin yerine, kendi seçtikleri kayyumları atıyor. Başta ekonomi olmak üzere, ülkeyi sirk aynalarıyla dolu dev bir salona dönüştürdü. Her şey eğri büğrü, her şey allak bullak…

BİZDEKİ ENFLASYON KRİZİN MERKEZİNDEKİ ÜLKELERİN 5 KATI!

2014 yılında Sayın Erdoğan’ın “Ben öncekiler gibi bir Cumhurbaşkanı olmayacağım” söylemiyle yalpalamaya başlayan ekonomi, 2021’in Eylül ayında “faiz sebep” söylemiyle şarampole yuvarlandı. Ama Erdoğan “Ekonomideki sıkıntının sebebi küresel ve bölgesel krizler” diyor. Kriz Rusya ile Ukrayna arasında. İsrail bölge ülkelerine saldırıyor, yakıp yıkıyor. Ama Rusya’da enflasyon yüzde 8,5; Ukrayna’da enflasyon yüzde 9,7; İsrail’de enflasyon yüzde 3,5… Bizde enflasyon krizin merkezindeki ülkelerin beş katı!

EKONOMİ ARABASININ ŞAFTI KAYMIŞ, HÜKÜMET KAPORTASINI TOPLAMAYA ÇALIŞIYOR

Sayın Erdoğan tarafından iş başına getirilen ekonomi yönetimi ekonominin kaportasını toparlamaya çalışıyor. Ama arabanın şaftı kaymış, şanzımanı dağılmış, ayar tutmuyor. Faizleri yükseltip, TL’nin değerini sabitleyip, sıcak paracılara kucak açarak, milletin alın terini faiz lobilerine peşkeş çekerek enflasyonun üstesinden gelinemiyor.

SICAK PARACILAR VURUP KAÇIYOR, MERKEZ DÖVİZE MÜDAHALEYİ İTİRAF EDİYOR

İnandırıcılık ve güven olmayınca, saydam ve çapalara bağlı, hesap verebilir bir enflasyonla mücadele programı olmayınca, sonuçta ülke sıcak paracıların cenneti oluyor. Ülke bunlara dünyanın en yüksek dolar cinsinden faizini ödüyor ama ekonomiye güven yok. Son 1,5 ayda 6 milyar dolar sıcak para bu faizi vurup kaçmış. Kasım ayı başından bu yana Merkez Bankası rezervleri azalıyor. Banka yetkilileri yurtdışında muhataplarına, “Şu anda piyasa mekanizmalarında bazı aksaklıklar var. Ama göstergeler daha istikrarlı hale gelirse, müdahale ihtiyacı azalacak” diye açıklama yapıyor. Ama rasyonelleşme diyorsanız, müdahale ettiğinizde Merkez Bankası’nın sayfasında duyurmanız gerekir.

SADDAM DOLARI HİKAYELERİ YENİDEN BAŞLADI

Tüm bunlar olurken, bir taraftan bir örneğini mazideki Saddam Dolarından hatırladığımız makinaların gerçeğinden ayıramadığı sahte dolar avro hikayeleri yeniden başladı. “Manidar” bir zamanlamayla, döviz büroları, bankalar döviz alımlarını durdurdu. Bir ucu siyasete uzanan altın kaçakçılığı haberleri gazetelerde sütun sütun ifşa oldu. Bütün bunlar yaşanırken millete sabır telkin ediliyor. Ama sabrın sonundaki selamete bir türlü ulaşılmıyor.

HÜKÜMET ÜLKEYİ TEKNİK RESESYONA SOKTU

Sıcak paraya yaslanan dezenflasyon stratejisinin büyüme ve refah cinsinden faturası giderek ortaya çıkıyor. Biraz önce açıklanan büyüme verileri de bunu teyit ediyor. Türkiye ekonomisi iki çeyrektir, bir önceki çeyreğe göre daralıyor. Bu teknik olarak resesyondur, Hükümet ülkeyi resesyona sokmuştur.

CUMHURBAŞKANI DA ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNE İNANMIYOR

Hükümet işin başında bu yılın ortasında enflasyonun zirveyi göreceğini, sonra çok hızlı bir şekilde indirmeyi vadetmişti. Ama bunun yerine enflasyon tahminlerini sürekli yukarı revize ediyor. Şimdi de, “Enflasyon asıl 2025’in üçüncü çeyreğinde düşecek” hikayeleri anlatıyor. Ama bu su dereye gelene kadar, kurbağanın gözü patlayacak. Hükümetin kendisi, bu hikâyeye pek inanmıyor. 2025 için OVP’de öngördüğü enflasyon tahmini yüzde 17,5; TCMB’nin son Enflasyon Raporunda yer alan tahmin yüzde 21,0; 2025’te geçerli olacak “Yeniden değerleme oranı” yüzde 44. Cumhurbaşkanı da, bu enflasyonun düşecek hikayesine inanmıyor ki bu yeniden değerleme oranını düşürme yetkisini kullanmıyor. Vatandaş da inanmıyor, çünkü sorunun sebebi olanların, çözümün adresi olamayacağını biliyor.

TASARRUFA OFİSLERİ KAPATARRAK BAŞLAYIN

Hükümetin maliye politikası, para politikasını desteklemiyor. Makyajla, “Mış gibi” yapıyor. Ama bütçe açığı ile nakit açığı arasındaki fark rekorlar kırıyor. Geçen yılsonunda emanete alınan para cayır cayır harcanıyor. Bu, bütçe açığına yansımıyor. İlk 10 ayda; Genel Bütçeli 41 kuruluşun 37 tanesinin harcamalarındaki artış enflasyonun üstünde 9 tanesinin harcaması ise yüzde 100’ün üstünde. Hani tasarruf? Cumhurbaşkanlığı geçen yıl Ocak-Ekim döneminde 5,5 milyar lira harcamış. Bu yıl aynı dönemde harcadığı para 10,3 milyar lira! Tasarruf derken, Sarayın harcamaların ikiye katlanmasının sebebi nedir? Diğer taraftan Sayıştay Raporlarına göre 2023 yılında Cumhurbaşkanlığına bağlı ofislerden; Dijital Dönüşüm Ofisi 375 milyon lira, Finans Ofisi 110 milyon lira, İnsan Kaynakları Ofisi 162 milyon lira, Yatırım Ofisi 335 milyon lira harcamış. Bu ofislerin harcadığı para toplam 1 milyar lira! Görev tanımlarına baktığımızda Bakanlıklar bünyesinde halledilebilecek pek çok iş bu ofislere verilmiş. Tasarruf diyorsanız, bu ofisleri kapatarak başlayın.

SARAY PROPAGANDASINA PARA VAR, MİLLETE YOK

Bir de Cumhurbaşkanlığı’na bağlı kurum ve kuruluşlar var. Bunların başında da, Sarayın gerçek ötesi popülist propagandasının koordinasyonuyla görevli İletişim Başkanlığı geliyor. Bu kurumun harcaması da ilk 10 ayda geçen yılın aynı dönemine göre ikiye katlanmış, 4 milyar 344 milyon liraya çıkmış. 2025 yılında da bu kurum 6 milyar 155 milyon lira harcayacak. Bu sıra dışı artışların sebebi ne? Saray’ın siyaseti için kullandığı her kuruma para var. Ama iş savunma sanayine gelince para yok, milletin harcamadığı kredi kartı limitinden vergi alarak para toplanmaya kalkılıyor. İş emekliye gelince para yok. Emekli yük görülüyor. İş çiftçinin hak ettiği desteği vermeye gelince para yok. Çiftçiye borç takılıyor. İş vatandaşa, gençlere, çocuklara gelince para yok. OECD’nin “Yaşam Nasıl?” Araştırmasına göre ülkemizde 15 yaş grubundaki her 100 öğrenciden 19’u parası olmadığı için haftada bir gün aç kalıyor. Beşeri sermayemizi kaybediyoruz.

BU ÜLKENİN MİLLİ DEĞERİ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TÜR

Cumhuriyetimizin üstüne olmayacak bir gömlek giydirmeye kalkışan Saray, şimdi ringin iplerine sarılmış yorgun bir boksör gibi gongun sesi duyulana kadar ayakta kalmaya çalışıyor. Bunun için siyaset masasına sürekli yeni gerilimler, yeni açılımlar sürüyor. Bir ay boyunca, “Bahçeli Öcalan’ı Meclis’e kendi inisiyatifiyle davet etti. Erdoğan’ın bundan haberi yoktu” dendi. Erdoğan bir ay sonra Sayın Bahçeli’nin sözlerini “Ortak vizyonumuz” diyerek sahiplendi. Ardından Saray danışmanları ağızlarındaki baklayı çıkarıverdi. “Milli bir değer olan Erdoğan’a bir kere daha adaylık imkanının sağlanması.” Bu cumhuriyetin milli değer olan bir kişisi vardır. O da, adını anan yeni mezun teğmenleri ordudan atmaya kalktığınız ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

GİZLİDE GEBE KALAN AŞİKAREDE DOĞURUR

Gizlide gebe kalan aşikarede doğurur derler… Yaşananlar; bu yönetimin derdinin vatan, millet, kardeşlik, enflasyon, açlık veya savaş tehlikesi olmadığını, tek meselelerinin “koltuk meselesi” olduğunun açıkça ikrarıdır. Yine de bu bütçenin hayırlı olmasını diler, emeği geçenlere teşekkür ederim.

Hükümet geçen yıl emanete aldığı parayı harcıyor

CHP’li Öztrak, Hükümetin geçen yıl aralık ayında emanet hesabına alınarak tahakkuk ettirdiği parayı bu yıl hızla harcamaya devam ettiğini, bu harcamaların 2024’ün bütçe açığı içinde görünmediğini belirterek, “Tabelada yazan bütçe açığı 1 trilyon 260 milyar TL, bütçe açığının ekonomiye gerçek etkisini gösteren nakit açığı ise (emanet ve avans hesapları dahil) 1 trilyon 719 milyar lira. Bu yıl yaptığı nakdi harcamanın üçte birini bütçe açığının içinde göstermeyen Hükümet, ‘Bütçe açığını azaltarak dezenflasyon sürecini destekliyoruz’ diye caka satıyor. Ekonomi yönetimi gerçeklerden ve Hükümetlerinin yaptığı hataların sorumluluğundan kaçabilir… Ama sorumluluktan kaçmanın sonuçlarından kaçamaz” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak Ekim ayı bütçe nakit açığı ve bütçe açığı verilerini sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak açıklamasında şunları belirtti:

HÜKÜMET GEÇEN YIL EMANETE ALDIĞI PARAYI KULLANIYOR, BÜTÇE AÇIĞINI DÜŞÜK GÖSTERİYOR

Hükümet, geçen yılın son ayında emanete aldığı 731 milyar lirayı hızla harcıyor. 2024’ün ilk 10 ayında bu hesaptan yapılan ama bütçe açığına yansımayan harcama 468 milyar TL’ye ulaştı. Ekim ayı itibariyle; tabelada yazan bütçe açığı 1 trilyon 260 milyar TL, bütçe açığının ekonomiye gerçek etkisini gösteren nakit açığı ise (emanet ve avans hesapları dahil) 1 trilyon 719 milyar lira. Bu yıl yaptığı nakdi harcamanın üçte birini bütçe açığının içinde göstermeyen Hükümet, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda “Bütçe açığını azaltarak dezenflasyon sürecini destekliyoruz” diye caka satıyor.

HÜKÜMET GERÇEKLERDEN VE SORUMLULUKTAN KAÇSA DA SONUÇLARINDAN KAÇAMAZ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı açıklamaları hatırlatan Öztrak, açıklamasının devamında şunları ifade etti:

Hazine ve Maliye Bakanı, “Enflasyon için verdiğimiz rakamlar yüzde 70 olasılıklı tahminlerdir, varsayımlardır” diye laf çevirebilir. İşine geldiğinde “Faiz harcamalarını piyasa belirliyor, deprem harcamaları da öngörülemezdi” deyip bütçe giderlerinden düşerek, kendine göre hesaplarla Hükümetini savunabilir. İşine geldiğinde, kanun emretmesine rağmen vermedikleri tarımsal destekler için “Ama kredilere de sübvansiyon verdik, ama vergisel destekler de verdik” diye hesabı şişirebilir. Nakit açığı ile bütçe açığı arasında bugüne kadar görülmemiş biçimde oluşan farkla ilgili sorulara sessiz kalabilir. Hatta “geriye bakmayı sevmiyorum” diyerek, gerçeklerden ve Hükümetlerinin yaptığı hataların sorumluluğundan kaçabilir… Ama sorumluluktan kaçmanın sonuçlarından kaçamaz.

İş Bulma Ümidini Yitirenlerin Rekor Kırdı!

CHP’li Öztrak, yılın üçüncü çeyreğinde, iş bulma ümidini yitirdiği için artık iş aramaktan vazgeçenlerin sayısının 2 milyon 171 bin kişiye çıkarak mevcut serinin rekorunu kırdığını belirtti.

Öztrak, daha fazla çalışmak istediği halde haftada 40 saatten fazla çalışma imkanı bulamayanları ifade eden “zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin” sayısında görülen olağanüstü artışa da dikkat çekti.

Pek çoğu gündelik işlerde, düşük ücretle, güvencesiz çalışan “zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin” sayısının 4 yılda 10’a katlanarak 3 milyonu aştığını kaydeden Öztrak, “2019’un III. Çeyreğinde her 100 çalışandan sadece 1’i zamana bağlı eksik istihdam edilenlerden oluşurken, 2024’ün III. Çeyreğinde her 100 çalışandan 10’u bu grupta yer alıyor” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün yayımlanan 2024’ün üçüncü çeyreğine ilişkin işsizlik verilerini sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak açıklamasında şunları belirtti:

RESMİ İŞSİZ SAYISI DÜŞERKEN GERÇEK İŞSİZ SAYISI ARTIYOR

TÜİK yılın üçüncü çeyreğine ilişkin işsizlik verilerini bugün açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre resmi işsiz sayısı 92 bin kişi azaldı, 3 milyon 180 bin kişi oldu. Gerçek işsiz sayısı ise 2 milyon 86 bin kişi artışla 10 milyon 731 bin kişiye yükseldi. Bu dönemde; resmi işsizlik oranı yüzde 8,8 olurken, gerçek işsizlik oranı geçen yıla göre 4,2 puan artışla yüzde 26,5’ye çıktı.

HAFTADA 40 SAATTEN AZ ÇALIŞANLARIN SAYISI 4 YILDA 10’A KATLANDI

Bu dönemde; daha fazla çalışmak istediği halde haftada 40 saatten az çalışma imkanı bulabilen, pek çoğu iş güvencesiz ve/veya düşük gelirli işlerde çalışan “zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin” sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 349 bin kişi arttı. Haftalık ortalama fiili çalışma süreleri ise 1,2 saat azaldı. Pandemi öncesi döneme göre haftalık 40 saatten az çalışanların sayısı ve toplam istihdam içindeki payı giderek artıyor. Son 4 yılda zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı 10’a katlanarak 3 milyon 292 bin kişiye ulaştı. 2019’un III. Çeyreğinde her 100 çalışandan sadece 1’i zamana bağlı eksik istihdam edilenlerden oluşurken, 2024’ün III. Çeyreğinde her 100 çalışandan 10’u bu grupta yer alıyor.

UMUDUNU YİTİRDİĞİ İÇİN İŞ ARAMAYANLARIN SAYISI 2 MİLYONUN ÜSTÜNE ÇIKARAK REKOR KIRDI

Bu yılın üçüncü çeyreğinde kayıt dışı istihdam edilenlerin oranı 2021’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. İş bulma ümidini yitirdiği için artık iş aramaktan vazgeçen, bu yüzden işsiz olduğu halde işsiz sayılmayanların sayısı ise 2 milyon 171 bin kişiyle mevcut serinin rekorunu kırdı.

TÜİK’İN VERİ MAKYAJLAMA ÇALIŞMALARI YİNE BAŞLADI

Tarımda çalışanların sayısı hem geçen yıla göre hem de bir önceki çeyreğe göre azalıyor. Sanayi üretimi üst üste iki çeyrektir daralıyor. Ama buna karşılık, bir önceki çeyrekte düşen sanayi istihdamı her ne hikmetse, yılın üçüncü üç ayında artışa geçiyor. İstihdam verileri siyasetin ağırlıklı konusu haline geldiğinde, anlaşılan TÜİK’in vitrin süslemesi de çalışmaya başlıyor.

GENÇ İŞSİZLİĞİ ALARM VERİYOR

Diğer taraftan ülkemizin geleceği gençlerimizin işsizliği artıyor. Genç işsizlerin sayısı (15-24 yaş) geçen yıla göre 44 bin kişi artışla 1 milyon kişiyi aştı. Üniversite mezunu işsiz sayısı son iki yılın en yüksek seviyesine tırmanarak 1 milyon 106 bin kişi oldu. Ne okuyan, ne de bir işte çalışan, evde oturup ana-babasının eline bakan ev gençlerinin oranı ise yüzde 26,3 ile son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu yönetim, gençlerimize iş veremiyor, ülkemizin en önemli rekabet avantajını oluşturması gereken gençlerimiz evde oturuyor. Genç işsizliği, başta uyuşturucu olmak üzere çok ciddi sosyal sorunlara kapı aralıyor. 

EKONOMİ SAVRULUYOR

İşsizliği artıran, açlık sınırı altındaki asgari ücreti tüm çalışanlara yaygınlaştıran, iş bulma ümidini yitirdiği için iş aramaktan vazgeçenlerin sayısını hızla artıran, bu ülkenin gençlerini evde oturtan, gençlerimize başka ülkelerde yaşam hayali kurduran Saray, ekonomiyi yönetemiyor. Ekonomi savruluyor.

Açıklanan Enflasyon Tahminiyle 2025 Bütçesi Şimdiden Kadük Oldu

CHP’li Öztrak, 2025 için Merkez Bankası’nın açıkladığı enflasyon tahmini ile Hükümetin Orta Vadeli Program’da ve bütçede açıkladığı enflasyon tahmini arasındaki farka dikkat çekti.

Daha iki ay önce yayımlanan OVP’deki ve TBMM’ye sunulan bütçedeki 2025 enflasyon tahmininin yüzde 17,5; Merkez Bankası’nın bugün açıkladığı 2025 enflasyon tahmini üst bandının ise yüzde 26 olduğunu kaydeden Öztrak, “Tahminler şimdiden yarı yarıya saptı. Bu haliyle 2025 bütçesi, daha TBMM Genel Kurulu’na gelmeden kadük olmuş, Hükümetin enflasyon hedefi inandırıcılığını yitirmiştir” dedi.

Öztrak, Erdoğan’ın yurtdışı ziyareti dönüşü uçakta yaptığı “faizle birlikte enflasyon da düşecek” açıklamasıyla ilgili olarak, “Erdoğan uluslararası kuruluşların ve yatırımcıların ‘en büyük risklerden biri’ olarak değerlendirdikleri eski politikalara dönüş sinyallerini verdikçe, Sarayın gölgesi ekonominin üstünde kaldıkça enflasyon düşmez, milletin çilesi bitmez” değerlendirmesinde bulundu.

Son birkaç ayda enflasyon tahminlerinde yapılan yukarı yönlü güncellemeleri anımsatan Öztrak, bu şartlar altında ücretlerin hedeflenen enflasyona göre belirlenmesinin büyük mağduriyetler yaratacağını söyledi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün yayımlanan yılın son Enflasyon Raporu’yla ilgili açıklamasında şunları belirtti:

SON İKİ AY İÇİN MERKEZ BANKASI’NIN ENFLASYON TAHMİNİ HÜKÜMETİN 3,5 KATI

Merkez Bankası yılın son Enflasyon Raporu’nu bugün açıkladı. 2024 enflasyonu için Merkez Bankası; Ağustos ayında açıkladığı önceki Enflasyon Raporu’nda yüzde 38 demişti. Hükümet, Eylül ayında yayınladığı OVP’de bu tahmini yüzde 41,5’e yükseltti. Bugün açıklanan son Enflasyon Raporunda ise Merkez Bankası 2024 için enflasyon tahminini yüzde 44’e çekerek güncelledi(!) Tahmin aralığının üst bandı yüzde 46. Üst bant dikkate alındığında, yılın son iki ayında gerçekleşecek enflasyonun %4,5 olması gerekiyor. Bu, Hükümetin OVP’de tahmin ettiği son iki aylık enflasyonun 3,5 katı!

BANKA ENFLASYONLA RANDEVUSUNU BİR BAŞKA BAHARA BIRAKTI

Merkez Bankası Başkanı Enflasyon Raporunu açıkladığı toplantıda, enflasyonda asıl düşüşün 2025’in üçüncü çeyreğinde olacağını söyledi. Bu hesaba göre vatandaşlarımız enflasyon altında ezilmeye devam edecek. Dereye su gelene kadar, kurbağanın gözü patlayacak.

HÜKÜMETİN DAHA İKİ AY ÖNCE YAPTIĞI 2025 ENFLASYON TAHMİNİ, ŞİMDİDEN YARI YARIYA SAPTI

Hükümet Eylül ayında yayınladığı OVP’de 2025’te de enflasyonun yüzde 17,5 olacağını söylemişti. Merkez Bankası ise bugünkü raporunda “2025’te enflasyon yüzde 21 olur” dedi. 2025 enflasyon tahminin üst bandını ise yüzde 26’ya çekti! Daha iki ay önce yayımlanan OVP’deki ve TBMM’ye sunulan bütçedeki enflasyon tahmini, şimdiden yarı yarıya saptı.

HEDEFLENEN ENFLASYONA GÖRE MAAŞ ARTIŞI MAĞDUR EDER

Hükümet önümüzdeki yıl vergi, ceza ve harçlara en az yüzde 44 yeniden değerleme oranıyla zam yaparak dar gelirlinin boğazına çökecek. Yapılan açıklamalar, ücretlerin hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi laflarının ortaya atıldığı günlerde, Hükümetin bu tahminlerle maaş ve ücretle çalışan dar gelirlileri bir kere daha mağdur edeceğini ortaya koyuyor.

BÜTÇE ŞİMDİDEN KADÜK OLDU

Bu bütçenin ekonominin oyuncularına, vatandaşlara gelecek yıl alacakları kararlarda bir ufuk sunması mümkün değildir. Bu haliyle 2025 bütçesi, daha TBMM Genel Kurulu’na gelmeden kadük olmuş, Hükümetin enflasyon hedefi inandırıcılığını yitirmiştir.

ERDOĞAN “FAİZ SEBEP” DEMEYE DEVAM EDİYOR

Nasıl inandırıcı olsun ki? Erdoğan bugün yurt dışı ziyaretinden dönüşünde uçakta gazetecilere yine konuşmuş. “Ekonomist(???)” kimliğiyle; “Benim yaklaşım tarzımı biliyorsunuz. İnşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek. Bundan hiç endişeniz olmasın. Benim ekonomideki mantığım bu” diyerek kerameti kendinden menkul ekonomi anlayışını tekrarlamış. Bir de geçmişten örnek vermiş… Oysa o dönemde faiz düştüğü için enflasyon düşmemiş; enflasyon düştüğü için faiz düşmüştü. Büyüklerimiz, “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” sözünü sanki Erdoğan için söylemiş…

SARAYIN GÖLGESİ EKONOMİNİN ÜSTÜNDE KALDIKÇA ENFLASYON DÜŞMEZ

Erdoğan uluslararası kuruluşların ve yatırımcıların “en büyük risklerden biri” olarak değerlendirdikleri eski politikalara dönüş sinyallerini verdikçe, Sarayın gölgesi ekonominin üstünde kaldıkça enflasyon düşmez, milletin çilesi bitmez.

Bankpozitif’in Erkan Kork’a Devrine Nasıl İzin Verildi?

CHP’li Öztrak, BankPozitif’in hakkında kara para aklama ve yasadışı bahis soruşturması süren Erkan Kork’a devredilmesini TBMM gündemine taşıdı. Bankacılık Kanunu’na...
Devamını oku

Emekçinin, Emeklinin Zammı İlk Ayda Eridi

CHP’li Öztrak, Ocak’ta yüzde 5’in üzerinde gelen enflasyonla memur ve emeklisine 2025’in ilk 6 ayı için yapılan maaş-aylık artışının yarısının;...
Devamını oku

“Faiz Harcamaları Coştu, Bütçe ‘Tasarruf’ Dinlemedi”

CHP’li Öztrak, 2024 yılında faiz harcamalarının yüzde 88 artışla 1,3 trilyon liraya ulaştığını, bütçe açığının ise yüzde 53 artışla 2...
Devamını oku

Gerçek ve Resmi İşsiz Sayısı Arasında 8,5 Milyon Kişi Fark Var!

CHP’li Öztrak, gerçek işsiz sayısı ile resmi işsiz sayısı arasındaki farkın 8,5 milyon kişi civarında olduğunu belirterek, “İki işsiz sayısı...
Devamını oku

Tekirdağ Ekonomisi Alarm Veriyor

CHP’li Öztrak, Tekirdağ’da tek bir yılda yüzde 35 daralan tarım başta olmak üzere sektörlerin alarm verdiğini, yoksulluk ve gelir dağılımı...
Devamını oku

Ekonomist Olmadığınızı Gördük, Bari Ağır Olun Da Molla Desinler

CHP’li Öztrak, Türkiye ekonomisini “faiz sebep” politikalarıyla alt üst eden, millete çok ağır faturalar ödeten Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın faiz indiriminin...
Devamını oku

Hükümet Ülkeyi Teknik Resesyona Soktu

CHP’li Öztrak, sıcak paraya yaslanan dezenflasyon stratejisinin büyüme ve refah cinsinden faturasının giderek ortaya çıktığını belirterek, “Bugün açıklanan büyüme verileri...
Devamını oku

Hükümet geçen yıl emanete aldığı parayı harcıyor

CHP’li Öztrak, Hükümetin geçen yıl aralık ayında emanet hesabına alınarak tahakkuk ettirdiği parayı bu yıl hızla harcamaya devam ettiğini, bu...
Devamını oku

 İletişim

Bize her türlü görüş ve önerilerinizi bildirmek için sağ tarafta yer alan bilgilerden bize ulaşabilirsiniz.
CHP Genel Merkezi: Anadolu Bulvarı No: 12 06520
Söğütözü / ANKARA
Telefon: +90 (312) 207 40 00
Telefon 2: +90 (312) 420 59 48-49
Faks: +90 (312) 207 40 14
E-Posta: info@faikoztrak.com