PLAN KONUŞULUYOR, STRATEJİ VE BÜTÇE BAŞKANI ORTADA YOK

16 Temmuz 2019
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 11. Kalkınma Planı’yla ilgili görüşmelerinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Anayasa’mızın 166’ncı maddesinin ilk fıkrasını okuyorum: “Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayinin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.”
PLANLAMA VESAYET ALTINDA
Türkiye 1960’dan sonra planlama deneyimine Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’yla başlamıştı. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı doğrudan Başbakana bağlı bir müsteşarlıktı. Daha sonra Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında bir bakanlığa dönüştü Kalkınma Bakanlığı oldu, sonra da Strateji ve Bütçe Başkanlığına dönüştü. Şimdi, Devlet Planlama Teşkilatı gibi bir teşkilatının görevi şudur: Ülkeyi yönetenlere, ülkeyi yönetmenin en başında bulunana çeşitli kalkınma alternatiflerini, çeşitli çözüm alternatiflerini kurar yani bir anlamda kendi siyasetine uygun seçimleri yapabileceği ekonomiyle ilgili, sosyal hayatla ilgili çeşitli alternatifleri getirir, karar alıcıların önüne koyar. Dolayısıyla Devlet Planlama Teşkilatı ya da planlama teşkilatlarını ekonominin, sosyal hayatın, siyasetin günlük işleyişine sokmak yanlıştır. Dolayısıyla Kalkınma Bakanlığı zaten gömleğin yanlış iliklenen ilk düğmesidir. Daha sonra bu yanlış sürmüş ve Cumhurbaşkanlığı bünyesinde “Strateji ve Bütçe Başkanlığı” adı altında bir başkanlığa plan yapma görevi verilmiştir. Ama orada da bu planların, programların yapılmasıyla ilgili görevlerinde de getirilip üzerine bir vesayet konmuştur. Denmiştir ki: “Hazine ve Maliye Bakanlığıyla bunu müştereken hazırlar.” Yani şu anda bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denen ucube kurulurken yaşanan adama göre elbise biçme süreci burada da işlemiş, plan yapmakla görevli kurum, teşkilat ekonomiyi yönetmekten sorumlu olan Hazine ve Maliye Bakanı olan damadın vesayeti altına sokulmuştur.
STRATEJİ BÜTÇE BAŞKANLIĞI, PLANLAMA YAKLAŞIMINI BİTİRDİ
Dolayısıyla bu aslında son derece yanlış bir uygulama olmuştur. Bugün bu planı yapmakla görevli olan Strateji ve Bütçe Başkanlığı aynı zamanda yine Hazine ve Maliye Bakanlığıyla beraber günlük uygulamanın içine girmiştir. Aslında bakın, başkanlık sistemlerinde bu tür teşkilatlar son derece önemlidir. Mesela Amerika Birleşik Devletleri’nde bir ekonomik danışmanlar konseyi vardır. Ekonomik danışmanlar konseyinin amacı başkana siyasi olmayan, tarafsız birtakım önerilerde bulunmak, fikir vermek, ona gerekli programı hazırlamak, programda yapılan değişikliklerin ekonomiye olan etkilerini değerlendirmek gibi birçok alanı kapsar. Ama bugün Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan bu başkanlık sonuç itibarıyla Anayasa’da yer alan bir düzenleme yerine gelsin diye yapılmış ve planlama fonksiyonunu, bütçeleme fonksiyonunu, orta vadeli yaklaşımı topluma, kamuoyuna bir fikir verme, yön verme ekonomi politikalarıyla, sosyal politikalarla ilgili fikir verme yaklaşımını bitiren bir gelişme olmuştur.
PLAN KONUŞULUYOR, STRATEJİ VE BÜTÇE BAŞKANI ORTADA YOK
Nitekim aslında bu başkanlık için benin görebildiğim kadarıyla en önemli fonksiyon olan planı getirmenin de bir önemi yoktur. Sürekli buradayım, toplantılara katılıyorum ama Strateji ve Bütçe Başkanını göremiyorum. Nerededir Strateji ve Bütçe Başkanı? Yani burada plan görüşülüyor. Eğer bu başkanlık Cumhurbaşkanı yardımcısına bağlı olarak kurulduysa bilelim. Ama öyle değil. Yani eğer Anayasa gereği kurulmuşsa bu teşkilat ve bu teşkilatın görevi plan yapmaksa, bu plan Meclise sunulurken bu teşkilatın başındaki başkanın burada olması gerekirdi. Herhangi bir sıhhi sıkıntı mı vardır? Bununla ilgili gerçekten burada bir açıklama yapılmasını gerekli buluyorum.
EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY ÇAĞIRILDI MI?
Yine aynı maddede bir Ekonomik ve Sosyal Konseyden bahsediliyor. Dün çeşitli milletvekili arkadaşlarımız da değindiler, burada sivil toplumun görüşü alındı mı, alınmadı mı diye. Ben şunu soruyorum: Bu plan, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bulunan Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantıya çağırılıp orada Ekonomik ve Sosyal Konseyde yer alan ekonomideki tüm paydaşların bu planla ilgili görüşleri alındı mı? Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantıya çağrılmadığına göre herhâlde bu paydaşların da görüşleri alınmamış gibi gözüküyor. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye’nin kurumsal yapısını, bürokrasideki tecrübeyi çökertiyoruz.
KURUMSAL BİRİKİM YIKILIYOR
Bakın, dünyada iki tane örnek vardır -bunlar tam doğru örnekler değil ama- bir sistem değişikliği yapıp bir başka sisteme geçen yani piyasa ekonomisine geçmeye çalışan. Bunlardan bir tanesi Sovyetler Birliği’dir, diğeri de Çin. Sovyetler Birliği bütün müesseseleri yıkmıştır, tamamen her şeyi yeniden kurmuştur ve çok büyük sıkıntılar çekmiştir. Çin ise mevcut müesseseleri ıslah ederek piyasa düzenine geçmiş ve son derece de başarılı olmuştur. Şimdi, biz bu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken açıkçası ne var ne yoksa bütün kurumsal birikimleri, her şeyi yıkarak gidiyoruz ve bunun bedelini de ödüyoruz.
ÇOK DEĞERLİ UZMANLAR HAVUZA ATILDI
Bakın, geçen sene 24 Haziranda bu sisteme geçtik, o gün bu gündür bu milletin yüzü gülmedi, hatta bu sisteme geçiş hazırlıklarının başladığı 2014’ten bu yana da bu milletin yüzü gülmüyor. 2020-2023 hedefleri falan, bunların hepsi bitti. Neden bitti? Bakın, ben söyleyeyim: Devlet Planlama Teşkilatı bir kariyer müessesesidir, bu müessesede uzmanlar yetiştirilir. Tez verirler, sınava girerler, sınavla alınırlar, gerçekten de Türkiye’nin en seçkin kadroları bu müessesede yer alır. Şimdi, Kalkınma Bakanlığına geçerken zaten birçok israf olmuştu, başkanlığa dönerken de bir baktık, 130 uzman arkadaşı bu teşkilatta havuza atmışlar, almamışlar. Havuza atınca ne oluyor? O bakanlık, bu bakanlık, insanlar yer arıyorlar, oralara geçiyorlar. Peki, bunlar kim? Bunlar devletin yurt dışına gönderdiği, yurt dışında okuttuğu, master, doktora yaptırdığı, Türkiye’nin bundan önceki krizlerinde teknisyen olarak çok önemli görevler almış birtakım insanlar. Bir gecede bu insanları harcıyorsunuz. E, o zaman ne oluyor? Sonuçta buraya planı da zamanında getiremiyorsunuz, bütçeleri de zamanında çıkaramıyorsunuz, orta vadeli planlar sürekli gecikiyor.
BU GİDİŞ BİR AN ÖNCE DURMALI
Çok tehlikeli bir gidiş içindeyiz. Gördüğüm manzara şu: Şu anda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye’nin tüm kurumsal hafızası, bürokratik birikimleri, kurumsal yapısı tahrip ediliyor. Bu gidişin bir an önce durması gerekiyor. Tekrar söylüyorum: İş o noktaya gelmiş ki bugün burada On Birinci Beş Yıllık Planı görüşüyoruz ama bu planı hazırlamakla görevli, kamu teşkilatı içinde görevlendirilen kuruluşun, Strateji ve Bütçe Başkanlığının Başkanı burada yok. Takdiri buradaki milletvekili arkadaşlarıma bırakıyorum.