ŞAİBE İDDİASI TRAJİKOMİK
İyi günler değerli basın mensupları, seçimlerden sonra üçüncü gündeyiz. Bir kere en başında şunu ifade etmek istiyorum. Bizim kimsenin oyunda gözümüz yok. Herkesin sandıktan çıkan sonuçlara saygılı olması gerekiyor. İtirazın seçim sürecinin bir parçası olduğunu tabi ki kabul ediyoruz. Ama itiraz iyi niyetle olmalı. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Ali İhsan Yavuz’un, özellikle dün itiraz sürecini başlatırken sarf etmiş olduğu sözler gerçekten endişelerimizi artırmıştır. Kendisinin dün söylediği “Bize operasyon çekiliyor”, demokratik hayatın en şaibeli seçimi gibi laflar aslında bir hukukçu tarafından söylenmemesi gereken, hele hele iktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısının söylememesi gereken sıkıntılı sözlerdir.
Ben çok merak ediyorum, eğer seçimi kazanmış olsalardı, Sayın Ali İhsan Yavuz bu sözleri sarf edecek miydi, bir. İkincisi, sandıklarda biliyorsunuz 7 tane görevli var. Bunun 2 tanesi devlet memuru, 2 tanesi de kendilerinin mensup olduğu ittifak partilerinin temsilcilerinden oluşuyor. Dolayısıyla, ayrıca YSK üyelerinin sürelerini daha yeni kendileri uzattılar, yeni atamaları da yaptılar. Polis ellerinde, yargı ellerinde. Bu durumda kalkıp iktidar partisi Genel Başkan Yardımcısının, “Seçimlerde şaibe var” demesi gerçekten trajikomik bir durum. Ama bu trajikomik söylem, son derece tehlikeli diğer söylemelere de yol açıyor. Özellikle havuz medyasında yer alan, “sandık darbesi, ikinci gezi olayı” falan gibi ifadeler ülkede kutuplaşmayı yeniden başlatacak, belirsizliği yeniden artıracak ifadeler. Bu nedenle tüm partilerin yetkilileri bu süreçte son derece dikkatli sözler sarf etmek zorunda. Büyük bir sorumluluk içinde sözlerini tartarak, biçerek söylemek zorundalar.
Tekrarlıyorum CHP olarak, seçim sürecindeki itiraz mekanizmasının kullanılmasına hiçbir şekilde karşı değiliz. Ama itiraz iyi niyetli olmalı, hukuka uygun olmalı, delilsiz itiraz olmamalı. Bu çerçeveyi ne belirleyecek? Anayasa belirleyecek, seçim yasası belirleyecek, YSK’nın kararları belirleyecek.
Değerli basın mensupları, YSK’nın 214/1199 sayılı kararı var. 2014 yılında YSK bu kararı hangi olayla ilgili olarak vermiş? Ankara seçimleriyle ilgili olarak vermiş. Ankara seçimlerinde de geçersiz oylar aradaki farkın katbekat üstünde. Ona rağmen 2014 yılında demiş ki, “YSK’nın karar sürecini geciktirecek nitelikte yapılan delilsiz itirazlar, bir yandan YSK’nın itibarına gölge düşürür, diğer yandan da belirsizliği artırır” demiş YSK. Ama bu defa görüyoruz ki, YSK dün gece yarısından sonra yaptığı toplantıda aldığı kararda, maalesef bu kararın arkasında duramamış. Kendi kararına sahip çıkamamış. Buradan açıkça ifade edeyim, hakimler siyasi baskılara hiçbir şekilde boyun eğmemeliler. Siyasi duruma göre, siyasi taleplere göre hiçbir şekilde karar vermemeliler.
Dün akşam alınan bu kararla, 2014 yılında alınmış olan daha önceki karara aykırı olarak İstanbul’da bazı ilçelerde ilçe seçim kurulları yeniden tam sayım yapılmasını veya sadece geçersiz oyların sayılmasını kabul ederken, diğer bazı ilçelerde de bu talepler özellikle bu 1199 sayılı kararda gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Yani gerçekten ortada kaotik bir durum vardır. Bu kaotik durumu YSK şöyle çözmüştür, sayma kararı almış olanlar veya saymaya başlamış olanlar saymaya devam edecekler, diğerleri daha önce alınmış olan kararları dikkate alacaklar. Şimdi bu ne demek? Yani bir yerde hukuksuzluk başladıysa, bu hukuksuzluğa devam edin. Ama başlamadıysa, hukuka geri dönün. Gerçekten bu kolay kolay vicdanlara sinebilecek bir gelişme değildir.
Şimdi aynı olayda farklı kararlar vermek, hukuka duyulan güveni sarsacak bir durumdur. Bu kamu vicdanını rahatsız eder, belirsizlik yaratır. Demokrasi açısından belirsizlik yaratır, hukuk devleti açısından belirsizlik yaratır, ekonomi açısından belirsizlik yaratır. Oysa bugün geldiğimiz noktada, Türkiye belirsizliği hiç kaldıramayacak bir noktadadır. Bu nedenle daha öncede Sayın Bahçeli’nin, Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği biçimiyle Türkiye’nin biran önce normalleşmeye, Türkiye’nin gerçek gündemi olan ekonomiye dönmesine ihtiyaç vardır. Şimdi bakıyoruz, İstanbul’da zaten 12 ilçede ret kararı çıkmış, 5 ilçede tam sayım kararı var tüm oylar sayılacak yaklaşık 1 milyonu geçen oy sayısı var. 3 ilçede sayımlar bitmiş, 1 ilçede sadece 10 sandıkta sayım yapılacakmış, 18 ilçede de karar süreçleri ve bazılarında da sayım sürecinin başlamasıyla ilgili süreç işliyor.
Tekrar söylüyorum, biz hak, hukuk, adalet diyerek yürümüş olan bir partiyiz. Herkesin hakkına, hukukuna sahip çıkarız. Ama kendi hakkımızı da yedirmeyiz, hukukumuzu da ezdirmeyiz.
Evet sorularınız varsa alayım.
Soru- Efendim Ekrem İmamoğlu dün Anıtkabir ziyaretinde Misakı Milli anı defterine Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzaladı. Daha sonrasında hükümetten buna çok büyük tepkiler geldi. Bu tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? AK Parti Sözcüsü de tepki gösterdi. Milli Savunma Bakanlığı da usulüne uygun değildir ziyaret dedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Birde efendim İstanbul sayımlarına değindiniz devam ediyor. Bugün de yine Ekrem İmamoğlu söyledi billboardlarda asılıyor bir taraftan AK Partide teşekkür billboardları asıyor bunu da nasıl değerlendiriyorsunuz? Birde son soru olarak Ankara’da da sayımlar tekrarlanan yerler var ama bir taraftan Mansur Yavaş’ta başkanlığını ilan etti. O konuyla ilgilide açıklamanızı alabilir miyim? O da billboard asmaya başladı teşekkür billboardları.
Faik ÖZTRAK- Şimdi tabi seçim sonrasında muazzam bir algı operasyonu yürütülüyor. Ama sandıklardaki sonuçlar, sayımlar bittikten sonra itiraz sürecini kastetmiyorum sayımlar bittikten sonra hem Sayın Yavaş, hem Sayın İmamoğlu seçilmiş belediye başkanları olarak ortaya çıktı. Tabi ki daha süreç devam ediyor, itirazlar var, şunlar var, bunlar var ama baktığınız zaman durum son derece açık. Zaten biraz önce söyleyecektim bu yapılan sayımlarda da baktığımız zaman sonuçlar fazla değişmiyor.
Şimdi bu baskılar devam ederken, İstanbul’da hatırlayın Sayın Binali Yıldırım ki, kendisi son derece tecrübeli bir devlet adamıdır. Meclis Başkanlığı yapmıştır değil mi, Başbakanlık yapmıştır, Ulaştırma Bakanlığı yapmıştır ama ilk algı operasyonunu yapan kendisi olmuştur. Belediye başkanı seçildim demiştir ve teşekkür etmiştir halka, İstanbullulara. Bunun böyle olmadığı, bu teşekkürün özellikle hem Anadolu Ajansının veri akışını durdurduğu, hem de YSK’nın veri güncellemesi nedeniyle bizlere veri akışını durdurduğu bir anda gelmesi son derece manidardır, oyların birbirine yaklaştığı bir noktada. Açıkçası daha sonra özellikle partimizin bilgi sisteminde toplanan veriler ışığında biz bu verileri vermeye devam ettik ve kısa süre içinde bizim adayımız Sayın İmamoğlu’nun öne geçtiği gözüktü. Kabaca 27 bin civarında bir oy farkından söz etmiştik, aynı oy farkını ertesi sabah YSK Başkanı da açıklamak zorunda kaldı. Bugün de baktığınız zaman üç aşağı beş yukarı bu sayımlar yapılmasına rağmen süreç bu şekilde devam ediyor. Sayımlar yapılırken oldukça ilginç olaylarda yaşıyoruz. Örneğin, bir ilçede ilçe seçim kurulu geçersiz oyları sayarken sadece iktidar partisinin lehine çıkan oyları dikkate alıp, millet ittifakının lehine çıkan oyları dikkate almama şeklinde bir süreci götürüyordu. Buna il seçim kuruluna itiraz ettik. Dün akşam çünkü YSK’nın bu sayımlarda gerçek neyse onun yazılması, yani sadece itiraz edene değil, diğer tarafa da oyların yazılmasıyla ilgili bir kararı vardı. Bu karara yeniden geri dönüldü.
Ben şunu söyleyeyim, yani arkadaşlarımız gerçekten hem örgütümüz, hem il başkanımız, hem Sayın Ekrem İmamoğlu seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanımız, yine bizim partimizde çalışmakta olan gönüllüler, milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız bu süreci çok büyük bir özveriyle götürüyorlar. Dolayısıyla, milletin temiz oylarının atıldığı sandıktan bu oyların aynı temizlikte çıkması için elimizden gelen tüm çabayı sarf ediyoruz. Ama dediğim gibi büyük bir algı operasyonu şu anda sürdürülüyor, ama bu algı operasyonunun çok fazla devam ettirilmesi halinde toplumda ciddi bir kutuplaşma yaratma eğilimi içinde olduğu da gözüküyor. Ülkemizdeki tüm devlet adamlarına büyük bir sorumluluk içinde davranmak ve bu sürecin biran evvel salimen tamamlanmasının önünü açmak düşüyor.
Soru- Sayın Devlet Bahçeli’nin bir yerel seçim önerisi oldu, “Büyükşehir belediye başkanlarını biz seçelim, ilçe başkanlarını da o seçsin” diyor. Bir eyalet sistemi tartışmasını getirir mi? CHP’nin bu konudaki yorumu nedir?
Faik ÖZTRAK- Türkiye’nin önceliği, 31 Mart’ta yapılan seçimleri salimen sonuçlandırma noktası. Yeni bir belirsizlik yaratmama, bu seçimleri salimen sonuçlandırma ve Türkiye’nin gerçek gündemi olan aşa, işe, bakın bugün enflasyon rakamları geldi, gerçekten gıdada olağanüstü bir pahalılık süreci hala devam ediyor. Enflasyon hala daha yüzde 20’lere yakın bir seviyede. Bu kadar enflasyona ilişkin semptomları baskı altına almaya dönük bunca çabaya rağmen, fiyatların toplanma sürecinden tanzim satış mağazalarında ucuz meyve sebze satmaya kadar enflasyonu bu süreçte benzin fiyatlarını, akaryakıt fiyatlarını ilan ederken, endekse mümkün olduğu kadar az girmesini sağlayacak tarihle ilgili düzenlemeler yapacak kadar ileri gidilmişken, hala daha enflasyon çok yüksek geliyor. Bakın, pahalılık milletimizin belini büküyor, işsizlik milletimizin belini büküyor. Ekonomi gerçekten olağanüstü yavaşlamış vaziyette. Biran önce bu belirsizliği bitirip bu gündeme dönmek zorundayız.
O nedenle de biraz önce bana sormuş olduğunuz soruya vereceğim cevap, bu bugünün işi değildir. Bugünün işi pahalılıkla, işsizlikle, yoksullukla hasılı ekonomik krizle, borçla biran önce boğuşmaya başlama. Boğuşmada demeyim biran önce bu sorunları çözme zamanıdır.
Soru- Biraz önce genel olarak değerlendirdiniz ama ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un şöyle nette bir açıklaması oldu. Fark kapanmaya başladı 29 binlerden 20 binin altına indi, incelemeler devam ettikçe bizim açıklamadığımız rakama ulaşılacak dedi. Sizde de ıslak imzalar var bunu da biliyoruz. Son noktada nasıl bir değerlendirmeniz olacak bununla ilgili?
Faik ÖZTRAK- Arkadaşlarımız ilçe seçim kurullarından gelen sonuçları hızla giriyorlar, biraz önce söyledim. Bazıları daha doğru düzgün başlamadı bile itiraz süreçleri devam ediyor. Bazılarında birkaç tane ilçe seçim kurulu var biliyorsunuz 1 numaralı, 2 numaralı, 3 numaralı. İki tanesi sayalım diyor, iki tanesi saymayalım diyor. Ama bizim elimize gelen verilere göre Adalar’da, Eyüp’te, Büyükçekmece’de sayım bitmiş durumda ve buralarda çok da büyük yani fark eden bir durum orada yok, hatta CHP’nin lehine olan bizim lehimize olan bir takım sayımlarda ortada duruyor. Değişmez arkadaşlar, bakın yani orada bütün siyasi partilerin temsilcileri bulunuyor. Yine bu iktidarın atamış olduğu seçim kurulu başkanları ki, bunlar devlet memuru. Yine onların yardımcıları, bunlar da devlet memuru. İki tane de iktidar partisinin temsilcisi var. Dolayısıyla ben sonuçların çok fazla değişebileceğini zannetmiyorum. Değişmiyor da zaten.
Soru- Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün bir açıklaması özgür ve adil seçimler demokrasinin önemli unsurlarından biri, buna meşru sonuçların kabul edilmesi de dahil diye bir açıklaması var ama iktidar tarafından demokrasi vurgusuyla buna bir eleştiri geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Faik ÖZTRAK- Şimdi Sözcünün ifade ettiği sonuç itibariyle demokrasinin temel kuralı. Ama Türkiye yıllardan beri 1947’den itibaren çok partili siyasi hayatın demokrasiyi yürüten bir ülkedir. Dolayısıyla ben bizim ABD’den demokrasinin, seçimlerin nasıl yapılacağı konusunda ders almaya ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum.
Teşekkür ediyorum arkadaşlar.