ALTILI MASA KURUMSAL REFORMLAR KOMİSYONU ATILACAK 4 ADIMI AÇIKLADI
Altı siyasi partinin ekonomi kurmaylarının oluşturduğu Kurumsal Reformlar Komisyonu, çalışma sonuçlarını Ankara’daki toplantıda açıkladı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, iktidara geldiklerinde Durum ve Hasar Tespit Komitesi oluşturacaklarını duyurarak, “Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulu’nun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacaktır” dedi.
Altı siyasi partinin ekonomi kurmaylarının oluşturduğu Kurumsal Reformlar Komisyonu, çalışma sonuçlarını Ankara’daki toplantıda açıkladı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, iktidara geldiklerinde Durum ve Hasar Tespit Komitesi oluşturacaklarını duyurarak, “Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulu’nun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacaktır” dedi.
CHP Ekonomi Politikaları ve İşveren Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ve Saadet Partisi Ekonomik İşler Başkanı Sabri Tekir’den oluşan Kurumsal Reformlar Komisyonu, yaptıkları çalışmalara ilişkin hazırladıkları raporu bugün Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’ndeki toplantıda açıkladı.
“UCUBE CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NE GEÇİLDİKTEN SONRA KURALSIZ, KEYFİ, SAYDAM OLMAYAN UYGULAMALAR ARTTI”
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, toplantıda Türkiye’nin bulunduğu ekonomik krize ilişkin komisyonun tespitlerini şöyle açıkladı:
“Altı siyasi partinin genel başkanının bize tevdi ettikleri görev çerçevesinde oluşturduğumuz raporda yer alan kamu maliyesindeki gerçek durumun ve geleceğe yönelik hükümlülüklerin tespiti başlığındaki hususları sunmak üzere karşınızdayım. Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra kuralsız, keyfi, saydam olmayan uygulamalar arttı. Devletin köklü kurumları tahrip oldu. Liyakat sahibi kadrolar tasfiye edildi. Kritik makamlara hükümet sadakati esas alan liyakatsiz atamalar yaptı. Devlet ile parti arasındaki çizgi silikleşti. Liyakat değil sadakat esas oldu. Kurumsal kapasitede yaşanan yıkım sonucunda ağır bir yönetim krizi baş gösterdi. Delik deşik olan kamu ihale sistemi, keyfi yandaşa teslim özelleştirmeler, şeffaf olmayan ihalelerle dağıtılan, hesapsız garantiler ile geleceğimizi ipotek altına alan kamu- özel- işbirliği modeli, Türkiye Varlık Fonu gibi paralel bütçe uygulamaları ve Merkez Bankası rezervlerinin kural dışı arka kapı yöntemiyle satılması, denetlenmeyen, açık ve gizli ağır yükler altına soktu. Mali disiplin bozuldu. Kamunun hesaplarına duyulan güven hızla aşındı.
“TÜİK’E GÜVEN KALMADI”
Kurumsal kapasitesi ve güvenilirliği en ağır yara alan kurumlardan biri de TÜİK olmuştur. TÜİK verilerinin kalitesi, içsel tutarlılığı ve bağımsız hesaplamalarla paralelliği ciddi biçimde kötüleşmiştir. Başta enflasyon olmak üzere işsizlik, büyüme, yoksulluk ve gelir dağılımı gibi temel istatistiklere güven kalmamıştır.
Bu durum, çalışanlarımız, emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz başta olmak üzere tüm yurttaşlarımızda haklarının yendiği gerekçesiyle infiale neden olmaktadır. Daha da vahimi verilerle oynanması ekonomideki sorunların doğru teşhisini ve tedavisini imkansız hale getirmektedir.
“ÜLKENİN RİSK PRİMİ DÜNYANIN EN YÜKSEĞİ”
Kamu maliyesindeki tahribatın tam olarak bilinmemesi ve istatistiklerle oynanması ekonomide ciddi bir belirsizliğe neden olmaktadır. Bu ise ekonomide ağır bir güven bunalımına yol açmaktadır. Nitekim, ülkenin risk primi (CDS) 800 baz puanı aşmıştır. Bu, dünyada bizim de içinde olduğumuz ligde en yüksek risk primidir. Ülkemiz küresel ekonominin sunduğu fırsatları kaçırmaktadır. Ekonominin içsel dayanıklılığı azalmakta, milletimiz hayat pahalılığı altında ezilmekte, hızla yoksullaşmaktadır. Hükümetin akıl ve bilim dışı uygulamaları sonucu oluşan, faiz, kur, enflasyon kısır döngüsünden çıkmak için yapılan akıl bilim dışı müdahaleler, savrulmayı, belirsizliği ve güvensizliği daha da artırmaktadır.
“DAHA ÖNCE DENENMİŞ BAŞARISIZ UYGULAMALAR ÜLKENİN GELECEĞİNİ İPOTEK ALTINA ALMAKTA”
1970’li yıllarda ekonomiyi çökerten Dövize Çevrilebilir Mevduatın (DÇM) kopyası olan Kur Korumalı Mevduat gibi daha önce denenmiş, başarısız olmuş, vazgeçilmiş uygulamalar milletin Hazinesine büyüklüğü belirsiz maliyetler yüklemekte, ülkenin geleceğini ipotek altına almaktadır.
“İLK İŞİMİZ CUMHURBAŞKANINA BAĞLI, DURUM VE HASAR TESPİT KOMİTESİ OLUŞTURMAK OLACAKTIR”
Altılı Masa olarak, mevcut Hükümetin ekonomide neden olduğu yıkımın, bugün görünenden çok daha ağır olduğunu biliyoruz. Bu değerlendirmelerden hareketle işe başladığımızda karşımıza çıkacak açık ve gizli tüm yükümlülük ve risklerin belirlenmesi ve ulusal istatistiklerde yaşanan veri kalitesi sorunlarının sağlıklı bir biçimde doğru ve eksiksiz olarak hızla tespiti en acil yapılması gereken işlerden biridir. Bu çerçevede iktidara gelir gelmez, ilk işimiz Cumhurbaşkanına bağlı, seçkin, liyakatli ve deneyimli denetim personeli ve uzmanlardan, bir Durum ve Hasar Tespit Komitesi oluşturmak olacaktır. Komite kurumlardan veri ve bilgi temini noktasında tam yetkiyle donatılacaktır.
DDK VE YOLSUZLUKLARI ARAŞTIRMA KOMİSYONUNA İŞARET ETTİ
Durum ve Hasar Tespit Komitesi, veri kalitesiyle ilgili sorunları, kamu zararlarını, riskleri ve açık-gizli tüm yükümlülükleri hızla Cumhurbaşkanı’na raporlayacaktır. Strateji ve Planlama Teşkilatı başta olmak üzere ilgili kurumlar bu doğru ve sağlıklı veriler ve tespitler çerçevesinde gerekli adımları atacaklardır. Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulu’nun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacaktır.
“TÜRKİYE, KURALSIZLIK YERİNE KURALIN HAKİM OLACAĞI YENİ BİR DÖNEMİN ŞAFAĞINDADIR”
Türkiye, kuralsızlık yerine kuralın, keyfilik yerine hesap verebilirliğin hakim olacağı yeni bir dönemin şafağındadır. Bu başlangıç, önümüzdeki dönemde keyfiliğe, kuralsızlığa yolsuzluğa sıfır tolerans gösterileceğinin, kamuda israfın önleneceğinin, istatistiklerle kimsenin hakkının yenmeyeceğinin, ülke kaynaklarının, milletimizin refahı için en etkin ve en verimli şekilde kullanılacağının teminatı olacak, ülkemizde güveni yeniden sağlamaya büyük katkıda bulunacaktır.”
Altı siyasi partinin kurmayları, Kurumsal Reformlar Komisyonu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın altılı masayla ilgili “Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar, adaylık yarışındalar kendi içlerinde, bizim öyle bir derdimiz yok” sözlerine “Bu çalışmalar sırasındaki büyük uyum aslında önümüzdeki dönemde uygulanacak olan politikaların ne kadar etkili olacağını da ortaya koydu. Sayın Erdoğan merak etmesin, bizim yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” yanıtını verdi. İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, ekonomideki sorunların çözümünün erken seçim ve yönetimin değişmesi olduğunu söyledi.
Altı siyasi partinin kurmayları, Kurumsal Reformlar Komisyonu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın altılı masayla ilgili “Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar, adaylık yarışındalar kendi içlerinde, bizim öyle bir derdimiz yok” sözlerine “Bu çalışmalar sırasındaki büyük uyum aslında önümüzdeki dönemde uygulanacak olan politikaların ne kadar etkili olacağını da ortaya koydu. Sayın Erdoğan merak etmesin, bizim yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” yanıtını verdi. İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, ekonomideki sorunların çözümünün erken seçim ve yönetimin değişmesi olduğunu söyledi.
CHP Ekonomi Politikaları ve İşveren Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ve Saadet Partisi Ekonomik İşler Başkanı Sabri Tekir’den oluşan Kurumsal Reformlar Komisyonu, yaptıkları çalışmalara ilişkin hazırladıkları raporu bugün Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’ndeki toplantıda açıkladı. Toplantı sonrası siyasiler gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sorulan sorular ve yanıtlar şu şekilde:
-Türkiye şu anda ciddi bir ekonomik kriz içinde ve bu krizin daha da derinleşeceğine yönelik yorumlar var. Bazı yabancı ekonomistlere göre Lübnan tehlikesi Türkiye için söz konusu. Sizler böyle bir tehlike görüyor musunuz? Bu kurumsal reformlar, zaman alıcı reformlar. Acil sorunlara çözüm bulmaya yönelik herhangi bir öneriniz olacak mı bundan sonraki süreçte?
Durmuş Yılmaz: “Şu anda acil çözümün üretilebilmesi için bir erken seçimin ve isterlerse bir baskın seçimin yapılması gerekir ki bu yönetim değişsin, sizinle paylaştığımız bu öneri ve tedbirleri hayata geçirelim. Bu öneri ve tedbirler hayata geçirilmezse şu anda ekonominin içinde bulunduğu koşullar ve sorunlar giderek derinleşecektir. Dolayısıyla sorunuzun bir yerinde Türkiye ekonomisinin Lübnanlaşması gibi bir cümle kullandınız, inşallah iş oraya kadar gitmeden erken seçim bu işin çaresidir yönetim değişir ve bu kadro görevi devralır.”
İbrahim Çanakçı: “Hazırlıklarımız tamam, bu kurumsal reformların zaman alması diye bir durum söz konusu değil, bunlar iktidar değişir değişmez uygulamaya konulabilecek ve hayata geçirilebilecek, sonuçları da elde edilebilecek adımlar. Türkiye’nin bugün yaşadığımız olduğu sorunların temel kök sebebi ucube Cumhurbaşkanlığı sistemidir, akıl ve bilimden uzak politikalardır ve ehliyetsiz ve liyakatsiz kadrolardır. Seçim sandığı millet önüne gelirse ve iktidar değiştiği anda havanın değişeceğini göreceğiz. Hatta sandık ufukta göründüğü andan itibaren durumun değiştiğini çok net bir şekilde göreceğiz.”
Faik Öztrak: “Bugün Türk ekonomisine baktığımızda yönetime duyulan güven en önemli problem. Türkiye’nin risk primi 800’leri aşmış bu dünya rekoru. Şu anda anlattığımız tedbirlerin her biri bir çapadır. Para politikası ile yapılan düzenlemeler, ekonomide karar alma süreçleriyle ilgili olarak yapılacak Stratejik Planlanma Teşkilatı’nın kurulmasıyla ilgili düzenlemeler, toplumun tüm kesimlerinin aynı masa etrafında belli biçimde katılmaları ve son olarak bugün ekonomide yaşanan tahribatın neden olduğu bu bulanıklığın ortadan kaldırılarak gerçek tablonun ortaya çıkarılması, bunların hepsi kısa sürede milletimizin refahının yeniden artmasını sağlayacak, bu sıkıntıların aşılmasını sağlayacak düzenlemelerdir.”
Sabri Tekir: Milletimizin kadim bir devlet geleneğine ve tecrübesine sahip olduğunu her zaman düşünürüm. Karşılaştığımız ekonomik ve siyasi problemleri çözme konusunda yeteri kadar tecrübesi de yetişmiş insan gücü de vardır. Ben Türkiye’nin Lübnanlaşmasına fırsat verileceği kanaatinde hiçbir zaman taşımam. Ama milletimizin tercihlerini yaparken sağlıklı bilinçli tercihlerde bulunması da gerekmektedir.
-TBMM’nin çıkardığı Spor Yasası’nda spor kulüplerinin borcundan o dönemdeki yönetim kurulu üyeleri sorumlu olacak deniliyor. Devleti zarara uğratan ve devleti bilerek isteyerek yetim malı yiyen yöneticilerden de böyle bir sorumluluk söz konusu mu? Kendi dönemlerindeki devlet zararından şahsi mallarıyla sorumluluğu meydana getirecek bir yasal düzenleme yapmayı planlıyor musunuz? Devlet Planlama Teşkilatı kuruluyor mu? Kuruluyorsa başka bir isimle mi kuruluyor?
Durmuş Yılmaz: “Her iki sorunun cevabı da metinde var. Gerek Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması gerekse Faik Bey’in sunduğu kamu maliyesiyle ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması ve verilerin ortaya çıkarılması üzerine söylediği gibi sebep olunan bütün zararlar, incelenecek meri hukuk, meri mevzuat çerçevesinde ilgililere rücu edilecek ve bu zararlar tazmin ettirilecektir. Devlet Planlama Teşkilatı da Strateji ve Planlama Teşkilatı olarak hayata geçirilecek.”
Bülent Şahinalp: “Türkiye bir hukuk devleti. Anayasası’nda öyle yazıyor. Gerek Anayasa gerek kanunlar süs olsun diye çıkarılmadı. Bir dönem zarfında iktidar sahiplerinin bilinçli tercihleriyle o yasanın uygulanmaması, bir daha uygulanmayacak anlamına gelmiyor. Yasaya uymayanların, kanunları çiğneyenlerin, suç işleyenlerin bu incelemenin sonunda raporlanması halinde haklarında ne işlem yapılacağını ifade ettik.
İbrahim Çanakçı: “Bu masada üç Devlet Planlama Teşkilatı mensubu var. Sayın Öztrak, Sayın Bilgin ve ben, mesleki kariyerlerinin önemli bir bölümünü Devlet Planlama Teşkilatı’nda geçirmiş kişileriz. Tabi Devlet Planlama Teşkilatı bizim ekonomik tarihimizde çok önemli işlevleri yerine getirmiş bir kurum. Kamu yönetimine çok değerli isimleri kazandırmış bir kurum ve bu son dönemdeki kurumsal tırpandan da en fazla etkilenen kurumlardan da birisi. Bizim burada kurmayı öngördüğümüz teşkilatın ismi, Strateji ve Planlama. Yani, özellikle strateji boyutuna da vurgu yapmakta fayda var. Burada tabii ki detaylara inen, bürokrasiyle meseleyi boğan bir kuruluştan bahsetmiyoruz. Sunuşta da yine bahsettiğimiz gibi meselelere daha çok stratejik yaklaşacak ve aynı zamanda kamu özel iş birliğini, fonksiyonları itibariyle zamanın şartlarına uyarlanmış dinamik bir teşkilattan bahsediyoruz.”
-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan’ın enflasyon tanımı yaptığı açıklamasındaki “Enflasyon aşırı tüketim” sözleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlerle buluşmasında “İstatistik değerler iner çıkar, şu an dünya bir zor dönemden geçiyor ama bizim durumumuz yine iyi” sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Durmuş Yılmaz: “İsmini zikrettiğiniz milletvekili ve Cumhurbaşkanı’ndan kurulan cümleler aslında şu anda var olan zihinsel karmaşanın bir sonucu. Faizle sorunu olan bir yönetim, enflasyonla nasıl mücadele edeceğini bilmiyor. Önüne gelen herhangi bir soruda o an aklına ne geldiyse o şekilde cevap veriyor.”
İbrahim Çanakçı: “‘Faiz düşürdük’ ibaresi tamamen bir safsatadan ibarettir. Faizlerin düşürüldüğü söz konusu değil, tablo ortada. Merkez Bankası’nın aldığı faizi düşürüyorsunuz, hazinenin ödediği faizi yüzde 17’den yüzde 28’lere kadar çıktı. Şu anda yüzde 25 civarında. Merkez Bankası’nın rakamlarına gidip bakalım. Bu maceraya girildiği eylül ayından bugüne ihtiyaç kredileri faizleri düştü mü? Taşıt kredileri faizleri düştü mü? Hiçbir faiz düşmüş değil, tüm faizler arttı. Hem faiz hem kur hem de enflasyon patlamıştır.”
Sabri Tekir: “Türkiye’de şimdiye kadar süreçte genel anlamda maliyet enflasyonu söz konusu olmuştur. Öyle çok tüketimden kaynaklanan bir enflasyon sürecinin yaşandığını söylemek mümkün değildir. Zaten insanımızın da öyle fazla tüketebilecek tüketim gücü yoktur.”
Durmuş Yılmaz: “Türkiye’de tüm çalışanların ortalama gelirini asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği ve toplumun önemli bir kesimini açlık sınırının altında yaşadığı bir ortamda aşırı tüketimden nasıl söz ediliyor? Kim tüketiyor bunu.”
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altılı masaya ilişkin “Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar, adaylık yarışındalar kendi içlerinde, bizim öyle bir derdimiz yok” sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Faik Öztrak: “Bu çalışmalar sırasındaki büyük uyum, aslında önümüzdeki dönemde uygulanacak olan politikaların ne kadar etkili olacağını da ortaya koydu. Sayın Erdoğan merak etmesin, bizim yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.”
-Komisyon olarak ekonomide acil bir şekilde bu kötü gidişata dur diyebileceğiniz önerileriniz var mı?
Durmuş Yılmaz: “Partiler olarak ilk 100 gün, 300 gün, 500 gün eylem planlarımız var. Şu andaki ekonomi politikalar kök meselelerle uğraşmıyor, sonuçlarla uğraşıyor.”
-TÜİK’e yönelik bir çalışma yapacak mısınız? Gelir endeksli senetler (GES), kur korumalı mevduat gibi anlık bir rahatlama sağlayabilir mi?
Durmuş Yılmaz: “Uygulanmakta olan para politikası ve bankacılık sistemi ile ilgili uygulamaları bir cümleyle özetler misiniz derseniz, gerçekten harika işler yapıyorlar. Uyguladıkları politikanın adı daraltıcı, genişleyici para politikası, sonuçta vardıkları yer, daraltıcı genişlemeci para politikası. Çıkış için herhangi bir stratejileri yok. İki arada bir derede kaldılar.”
İbrahim Çanakçı: “Gerek TÜİK gerek Varlık Fonu gerek bakanlıklarla ilgili yapılanma çalışmaları komisyonumuzun çalışmaları sırasında gözden geçirildi, değerlendirildi hem de benzer çalışmaları yürütmemiz söz konusu olacak.”
Faik Öztrak: “Ekonominin en önemli problemi güven, kendisine güven duyulmayan bir yönetim iş başında. Yaptıkları tek şey algıyı yönetiyorlar. Kur Korumalı Mevduat sistemi, gelir ortaklığı senetleri bunların hiçbiri ülkenin gerçek sorunları ele alan o sorunları düzeltecek olan uygulamalar değil. Tamamen pansuman, tamamen aspirin tedavisi, bu yöntemlerle de bu ekonomiyi düze çıkarabilmek mümkün değil. Ben size en kısa vadede alınması gereken en önemli tedbiri söyleyeyim; bir an evvel sandığı getirsinler ve gitsinler.”
Sabri Tekir: “Hükümetin takip ettiği politika faiz enstrümanını kullanmak suretiyle bu ülkede haksız servet transferini gerçekleştirmektir. Ülkenin geleceğine güven duyulan bir tabloda değildir, bu tablonun değişmesi gerekmektedir.”