BU MÜSVEDDEYİ DERHAL SAHİBİNE İADE EDİN
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Sözlerime başlarken bu sabah MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Semih Yalçın’ın kıymetli evladının vefatını büyük bir teessürle öğrendik. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Genç yaşta hayatını kaybeden İlteber Yalçın’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Bugün yine Cumhuriyet Halk Partisi ailesi olarak geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz iki değerli büyüğümüzü Ali Topuz ve Orhan Birgit’i toprağa veriyoruz. Kaybettiklerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm CHP ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Sayın Topuz’un ve Sayın Birgit’in bu partiye verdiği hizmetler hiçbir zaman unutulmayacaktır.
MEKTUP DEĞİL KAĞIT PARÇASI
Dün gece 219 yıllık Türk-Amerikan ilişkilerinde daha bugüne kadar hiç görmediğimiz büyük bir rezaletle karşı karşıya kaldık. ABD Başkanı Trump’ın 9 Ekim 2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği “kağıt parçası” doğrudan Beyaz Saray tarafından sızdırıldı. Beyaz Saray antetli ve Trump imzalı bu kağıt parçasında diplomatik teamüllerin dışında ve hiçbir devlet başkanına yakışmayacak küstahça ifadeler ve hakaretler var.
MUHATABI TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’DİR, KABUL EDİLEMEZ
Bu kağıt parçasının muhatabı Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan değildir. Bu hakaretlerin muhatabı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle bir hadsizliği, küstahlığı hiçbir zaman kabul etmemiştir, bugün de etmemelidir.
BORÇ VERENLER EMİR VERMEYE KALKIYOR
Trump, bu küstah üslubu kullanma cesaretini ve cüretini nereden almaktadır? Bu kağıt parçasında, üç husus dikkati çekmektedir: Birincisi, Trump’ın “ver” demesi üzerine Sarayın adalet ve siyaseti karıştırarak, Papaz Brunson’ı Oval Ofis’e göndermesidir. İkincisi Saray iktidarının ekonomiyi borca batırarak dolarkolik hale getirmesi ve döviz rezervlerimizin tüketmesi neticesinde ülkemizin, dışarıdan gelecek ekonomik tehditlere karşı savunmasız kalmısıdır. Önce borç verenler şimdi bize emir vermeye kalkmaktadırlar. Trump’ın “Ekonominizi yıkarım” tehditlerinin arkasındaki neden budur. Üçüncüsü, Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığına soyunmuş olmasıdır. Bu görevi veren dış güçler, şimdi Erdoğan’a “PKK’nın Suriye’deki başıyla pazarlık masasına otur” demektedirler.
UMARIZ ERDOĞAN O PAÇAVRAYI OKUMAMIŞTIR
Bu kâğıt parçasının ekinde, Suriye’deki terör örgütünün bir de ABD Başkanı’na yazdığı bir paçavranın da yer aldığı anlaşılmaktadır. Buradan ABD Başkanı ve hükümetinin Suriye’deki teröristlerle mektup arkadaşlığı yaptığı da anlaşılmaktadır. Umarız ve bekleriz ki Erdoğan, Trump’ın bu müsveddenin ekinde yer alan terör örgütüne ait paçavrayı ciddiye alıp okumamıştır.
ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ
Bu olan bitenler, iki ülke arasında 1952 yılından bu yana mevcut olan müttefiklik hukukuna hiçbir şekilde sığmamaktadır. Buna hak ettiği yanıt verilmediği sürece, Trump’ın küstahlığı daha da artacaktır. Trump’ın bu küstah mektubundan dört gün sonra, Erdoğan’ın çıkıp bu küstahlığı “nükte olarak, şaka olarak görmek istiyorum” deyip tevire yeltenmesi açıkçası çok ağrımıza gitmiştir. Bunu kabul edemeyiz. Bu zırva tevil götürmez.
BU REZALETE HENÜZ CEVAP VERİLMEDİ
Diğer taraftan bu rezalete “Barış Pınarı Harekâtıyla cevap verdik” dendiği görülmektedir. Bu açıkça milletimizi kandırmaktır. Barış Pınarı Harekatı, 9 Ekim 2019’da saat 16.00’da başlamıştır. Bu sırada ABD’de saat henüz 9.00’dur. Yani mesai daha yeni başlamıştır. Demek ki bu kağıt parçası, harekat başladıktan sonra yazılmış ve gönderilmiştir. Dolayısıyla da bu kağıt parçası, bu müsvedde ortada durmaktadır, buna daha henüz gerekli cevap verilmemiştir.
BU MÜSVEDDEYİ DERHAL SAHİBİNE İADE EDİN
Aslında yapılacaklar bellidir: Bu müsvedde sahibine derhal iade edilmelidir. Bugün Saray’da ABD Başkan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı tarafından değil, Yardımcısı Fuat Oktay tarafından kabul edilmelidir. Bu görüşmede Türkiye’ye gönderilen mektup müsveddesi, geldiği adrese ABD Başkan Yardımcısı eliyle Oval Ofis’e geri götürülmelidir. Bu kağıt parçası ortadayken ve AK Parti Genel Başkanı’nın dünkü grup toplantısında ifade ettiği üzere “Kendisine ve ailesine ABD tarafından vize yasağı getirilmişken” Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen ABD’ye adım atmaması gerekir.
ERDOĞAN KORKMAMALIDIR
Erdoğan, bu tedbirleri atmaktan çekinmemelidir, korkmamalıdır. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak emperyalizme karşı dünyanın en onurlu savaşını vermiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran partiyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu, hakkını, hukukunu, şanını, şerefini korumak için Cumhuriyet tarihinde ne yapıldıysa hep onun yanında olduk, bundan sonra da yanında oluruz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın; bu büyük Millet hiçbir egemen gücün hadsizliğine pabuç bırakmayacak birikime sahiptir. Teşekkür ediyorum.