BUNLAR HİTLER MUSOLİNİ TAKTİĞİ(TBMM/27 EYLÜL 2013)
ANKARA- 27.09.2013
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, taraftar gruplarına yönelik operasyonları sert sözlerle eleştirdi. Operasyonun Spor Bakanı Suat Kılıç’ın “maalesef tutuklanmadılar” sözlerinin ardından geldiğine dikkat çeken Öztrak, “Kolluk kuvvetleri anlaşılan majestelerinin ofisinden yeni talimatlar almış” değerlendirmesinde bulundu.
Öztrak, TÜİK rakamlarına göre 2012 Türkiyesinde gelirin en çoğunu ve en azını alan yüzde 10’luk iki dilim arasındaki gelir farkının 12 katı bulduğunu, 2012’de gelirden en az pay alan dilimdeki aileler aylık 504 TL ile yaşama tutunmaya çalışırken; gelirden en fazla pay alan dilimdeki ailelerin aylık ortalama gelirinin 6 bin 44 TL olduğunu kaydetti.
Türkiye’deki dolar milyarderlerinin sayısındaki artışa da dikkat çeken Öztrak, “2008–2012 arasında dolar milyarderlerinin sayısı 3 kattan fazla artmış. Bu dönemde izlenen politikalar belirli kesimlerin milyon dolarlarına yeni milyonlar eklemiş, ama gelir dağılımı her nasılsa çok değişmeden aynı kaldı” dedi ve veri kalitesi konusunda kuşkuları olduğunu ifade etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, TBMM’de yaptığı basın toplantısında, Türkiye’nin korku ve vehimler üzerinden ülkeyi yönetmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıya olduğunu söyledi. AKP’nin bu strateji çerçevesinde her gün yeni bir taktik uyguladığını belirten Öztrak, Taksim’deki protestolara katılan taraftar gruplarına yapılan operasyonlarla ilgili olarak, “Bu gözaltıların Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın Beşiktaş-Galatasaray derbisindeki olayların ardından gözaltına alınanların dün serbest bırakılmasından sonra sarf ettiği “gözaltına alınanlar maalesef tutuklanmadı” ifadelerinin hemen ardından gelmesi ise gerçekten ilginç. Kolluk kuvvetleri anlaşılan majestelerinin ofisinden yeni talimatlar almış” değerlendirmesinde bulundu.
-HİTLER VE MUSOLİNİ TAKTİKLERİ-
İktidarın ekonomiyi yönetmekten vazgeçip, kendinden farklı herkesi susturmak için siyasi risk yaratan eylem ve işlemlerin içine girdiğini söyleyen Öztrak, ülkedeki hassasiyetleri kendi işine geldiği gibi kullanan ve giderek diktatörleşen iktidar örneklerinin tarihte çok olduğunu belirterek, “Sandıktan çıkan Hitler’in de, Musolini’nin de benzer taktikler izleyerek diktatörleştiklerini görürüz. Bunları bu noktaya getiren halkın bu taktiklere kanması veya korkarak sessiz kalmasıdır” uyarısında bulundu.
-İKTİDARIN SÖYLEMLERİ VATANDAŞIN REFAHINI ETKİLİYOR-
Vatandaşların iktidarın her türlü söylem ve işlemini sağduyu süzgecinden geçirerek sorgulaması ve demokratik protesto hakkını kullanması gerektiğini belirten Öztrak, bu durumun vatandaşların ekonomik refahlarıyla da sıkı sıkıya ilgili olduğunu kaydetti ve Fitch’in yaptığı “Türkiye için politik risk, not artırdığımız döneme göre yükseldi” açıklamasını hatırlattı.
Esnafın borçları nedeniyle büyük sıkıntılar çektiğini, faizlerinin yüzde 45 olduğu dönemlerde Halk Bankası’na borcunu ödeyemeyen esnafların sayısı 60 bin civarına iken şimdi faizler yüzde 5’teyken Banka’ya borcunu ödeyemeyen esnaf sayısının 300 bine doğru gittiğini belirten Öztrak, “Sürekli faizleri düşürmekle övünen Başbakan, düşen faize rağmen esnaf neden borcun altında eziliyor, bunu ekonomiden sorumlu bakanlarına bir zahmet soruversin” diye konuştu.
-SICAK PARACI KAZANDI, VATANDAŞ KAYBETTİ-
Öztrak, resmi rakamlara göre Türkiye ekonomisi 2011’de yüzde 8,8 büyürken 2012’de büyümenin yüzde 2,2’ye düştüğünü, buna karşın aynı yıl İstanbul Borsası’nın dolar cinsinden yüzde 63, Hazine borçlanma kâğıdının ise dolar cinsinden yüzde 21 getiri sunduğunu hatırlattı. Bu dönemde sadece sıcak paracıların değil, dışarıdan dolarla borç alabilen veya mevcut dolarlarını Türkiye’de borsaya yatıran Türklerin de 2012’de çok ciddi kazançlar elde ettiğini anımsatan Öztrak, “Geçen yıl sıradan vatandaşın gelir artışı çok sert yavaşlarken; borsa da, hazine kâğıdında parası olan bu kesimler dünyanın göremediği kazançlara sahip oldular” dedi.
-VERİ KALİTESİ KUŞKULU-
TÜİK’in açıkladığı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” verilerini de değerlendiren Öztrak, rakamların Türkiye’de gelirin adaletli paylaşımı ve yoksulluk konusunda sıkıntılarını gösterdiğini belirtti. 2012’de büyüme yavaşlarken gelir dağılımında sınırlı bir düzelme görülmesinin izaha muhtaç olduğunu söyleyen Öztrak, “Bu nedenle veri kalitesi konusundaki kuşkularımı baştan not ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
-ZENGİNLE FAKİR ARASINDA 12 KAT GELİR FARKI-
TÜİK rakamlarına göre 2012 Türkiye’sinde gelirin en çoğunu ve en azını alan yüzde 10’luk iki dilim arasındaki gelir farkının 12 kat olduğunu ifade eden Öztrak, 2012’de gelirden en az pay alan dilimdeki aileler aylık 504 TL ile yaşama tutunmaya çalışırken; gelirden en fazla pay alan dilimdeki ailelerin aylık ortalama gelirinin 6 bin 44 TL olduğunu kaydetti. Diğer taraftan bugün aylık 6 bin 44 TL’nin devlet hastanesinde 7. derecede çalışan doktor bir karı-kocanın aylık gelirine ya da kamuda çalışan bir genel müdürün maaşına denk olduğunu, fakat bu memurların milyon dolarlık cirolar yapan bir holding patronuyla aynı yüzde 10’luk dilimde değerlendirildiğini hatırlatan Öztrak, “Türkiye’deki kayıtdışılığın büyüklüğü de düşünüldüğünde sadece en alt ve en üst gelir grubu arasında değil, en üst gelir grubunun kendi içinde de ciddi bir adalet sorunu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
-KRİZİN FATURASI FAKİRE, BÜYÜMENİN FAYDASI ZENGİNE-
Öztrak, 2009 yılında ekonomide yaşanan yüzde 4.8’lik daralmayla zengin ile yoksul arasındaki makasın 13 kata kadar çıktığını, bu durumun krizlerin toplumun en kırılgan ve en yoksun kesimlerini daha sert çarptığını gösterdiğini belirterek, “Buna karşın Türkiye’nin ortalama büyüme hızı 2010-2011’de yüzde 9 olmasına karşın; bu büyüme paylaşımda adaleti çok da olumlu etkilememiş. Bu dönemdeki büyüme fakire, fukaraya pek yaramamış ama dolar milyarderlerine yenileri eklenmiş” ifadesini kullandı.
-DOLAR MİLYARDERLERİMİZ JAPONYA’YI İKİYE KATLADI-
Forbes dergisinin her yıl yaptığı çalışmaya göre 2008’de 13 olan Türkiye’deki dolar milyarderlerinin sayısının 2012’de 43’e çıktığına dikkat çeken Öztrak, “2008–2012 arasında dolar milyarderlerinin sayısı 3 kattan fazla artmış. Bu dönemde izlenen politikalar belirli kesimlerin milyon dolarlarına yeni milyonlar eklemiş, ama gelir dağılımı her nasılsa çok değişmeden aynı kalmış” dedi. Öztrak, dünyanın en zengin 7 ekonomisinden biri olan Japonya’da, dolar milyarderlerinin sayısının aynı dönemde 20’den 22’ye çıktığını kaydederek, “Türkiye’de dolar milyarderlerinin sayısı, milli geliri Türkiye’nin 7,5 katı; kişi başına milli geliri Türkiye’nin 4,4 katı olan Japonya’yı ikiye katlıyorsa bunu nasıl açıklayabiliriz?” diye sordu. Öztrak sözlerine şöyle devam etti:
“Bunun iki açıklaması var. Birincisi, gelir dağılımı istatistiklerinde kalite sorunu var. İkincisi, Türkiye’de izlenen büyüme modeli halkı kucaklayan sürekli ve nitelikli büyümeyi sağlayacak bir model değil. 2009’dan sonra bol ve ucuz sıcak paranın oluk gibi aktığı Türkiye’de, borçla şişen ekonomi ve beraberinde artan varlık fiyatları servet sahiplerinin servetlerine milyon dolarlar katmış; toplumun en zayıf, en yoksul kesimlerini ise borçla uyutmuştur.
-YOKSUL SAYISI 17 MİLYONA DAYANDI-
Uluslararası karşılaştırmaların da Türkiye’de gelirin adaletli paylaşımı konusundaki sorunları gösterdiğini, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’na(OECD) üye 34 ülke içinde Türkiye’nin, Şili ve Meksika’nın ardından, “kişisel gelir dağılımı en bozuk ülke” konumunda olduğunu bildiren Öztrak, ortanca gelirin yüzde 60’ının altında kalanların yoksul sayıldığı sınıflamaya göre, 2012’de yoksul sayısının 172 bin kişi artarak 16 milyon 741 bin kişiye ulaştığına dikkat çekti. Öztrak, Türkiye’nin yoksulluk konusunda son dönemde yol aldığını, fakat iyileşmenin benzer ülkelerin çok gerisinde kaldığını ifade etti.
-41 MİLYON VATANDAŞ İKİ GÜNDE BİR ET YEMEĞİ YİYEMİYOR-
Öztrak, Türkiye’nin en önemli ekonomik meselesinin gelirin istikrarlı bir şekilde sürekli artırılması ve artan gelirin adil bir şekilde paylaştırılması olduğunu vurgulayarak, vatandaşın içinde bulunduğu yaşam koşullarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Başarı hikâyeleri anlatılarak parlatılan 2012’de Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın 62 milyon 416 bini ev masraflarını karşılamakta
zorlanıyor, 63 milyon 226 bini evden uzakta bir hafta tatil yapamıyor, 41 milyon 292 bini iki günde bir sofrasına bir et yemeği koyamıyor, 45 milyon 487 bini ay sonunu kıt kanaat getiriyor, beklenmedik bir harcamayı yapamıyor, 42 milyon 175 bini borç ve taksit ödemeleri altında eziliyor, 58 milyonu evinde eskiyen mobilyasını değiştiremiyor, 25 milyon 835 bini kendisine yeni bir elbise alamıyor, eskiyle idare ediyor. Türkiye 11 yıldır izlenen “üretmeden, tükettiren; kazanmadan, harcattıran aradaki makası da sıcak paranın beslediği borçla kapattıran” politikalardan vaz geçmedikçe; saydam, hak temelli, yeterli bir sosyal destek sistemini kurmadıkça bu tabloyu değiştirmek mümkün değildir. AKP hükümetinin bunu yapamayacağı 11 yıllık icraatından anlaşılmaktadır. Bunu yapabilecek yegâne parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir.”
-TARIM MİTİNGİNE DAVET-
Konuşmasında, vatandaşları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla yarın yapılacak Tarım Mitingi’ne davet eden Öztrak, Trakya çiftçisinin kan ağladığını, geçtiğimiz yıl kilosuna 1,5 TL verilen ayçiçeğinin fiyatının şu anda 93 kuruş ile 1,1 lira arasında değiştiğini, buna karşın çiftçinin 1 kilo ayçiçeğini 1,35 TL maliyetle ürettiğini söyledi. Çiftçinin maliyet ile piyasa fiyatı arasına sıkıştığını kaydeden Öztrak, “Trakya’daki tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum. Tarlana sahip çıkmak istiyorsan, vatanına sahip çıkmak istiyorsan, geleceğine sahip çıkmak istiyorsan bayrağını da al Lüleburgaz’da saat 14’deki çiftçi mitingimize gel. Gel ki sesin gür çıksın, diri çıksın; AKP seni dinlemek zorunda kalsın” diye konuştu.
-PALALI İDDİASI: DEMOKRASİYİ HAZMEDEMİYORLAR, HİKAYE UYDURUYORLAR”-
Öztrak, Modacı Barbaros Şansal’ın basına yansıyan “Palalı’nın ardında CHP var” iddiasının sorulması üzerine özetle şunları söyledi:
“Bu iktidar bu ülkenin hassasiyetlerini alıp, işine geldiği gibi tüm kesimlerin sesini kesmeye çalışıyor. Aslında Suriye sınırına açtığı kampların ve yardım olarak verdiği paraların bir kısmının ciğer sökenlere, kalp yiyenlere gittiği anlaşılan bu iktidar, maalesef demokrasinin normal mekanizmalarını dahi kendisine karşı çıkılınca hazmedemiyor. Ana muhalefet partisi hakkında hikayeler uydurmaya çalışıyor. Ben bunu bu kapsamda görüyorum. Kimse CHP’yi terörle ilişkilendiremez, hele hele iktidarın kalkıp Anamuhalefet partisini terörle ilişkilendirmeye cüret etmesi, sağlıklı bir demokrasinin ana unsurlarından olan Anamuhalefet partisine dahi tahammülünün kalmadığını göstermektedir.
Tüm vatandaşlarımızı olan bitenleri akıl süzgecinden defalarca geçirmeye çağırıyorum. Sosyal medyanın yakından izlenmesi gerekiyor. Yaşı ilerlemiş vatandaşlarımız torunlarından rica etsin. ‘Bu Başbakan bir şey söylüyor ama senin bilgisayarda neler yazıyor, anlat oğlum, anlat kızım desinler. Onları da öğrendikten sonra olan biteni değerlendirsinler.”
Tam Metin İçin:27Eylül2013