CHP KİTAPÇIĞINA “12 EYLÜL USULÜ” EL KOYMA VE TOPLATMA KARARI
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak bugün Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Bugün sizlerle 20 Temmuz’da başlayan sivil darbe sürecinin hız kesmeden devam ettiğini gösteren ve demokrasimiz açımızdan son derece vahim gördüğümüz iki gelişmeyi paylaşacağım.
ANAYASA İHLALİ SÜRECİ ORGANİZE YÜRÜTÜLÜYOR
İlk gelişme dün itibariyle herkes tarafından uygulanması gereken Anayasa Mahkemesi kararında gelinen son noktadır. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden sonra, 15. Ağır Ceza Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi’nin oy birliğiyle verdiği milletvekilinin hakkının ihlal edildiğine dair kararını tanımamıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarına her halükarda uyulması hukuk devletinin, Anayasal düzenin gereğidir. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak Anayasayı ihlaldir. Anayasayı tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs suçudur. Bu suç Çağlayan Adliyesi’nde mukim 14. ve 15. Ağır Ceza Mahkemeleri’nin hakimleri tarafından işlenmiştir. İki mahkemenin birden bu kararı vermesi bu sürecin organize bir şekilde yürütüldüğünü de göstermektedir.
15 TEMMUZ’DA MECLİS’E BOMBA ATANLARDAN FARKI YOK
Diğer taraftan mahkemelerin uymadığı Anayasa Mahkemesi kararı, “Alt mahkemenin bir milletvekilinin dokunulmazlığını tanımayarak, hakkında karar vermesinin hak ihlali olduğunu” tespit eden bir karardır. Bunu tanımama kararları Anayasanın ve aynı zamanda milletvekilleriyle TBMM’nin hukukunun da hakimler tarafından ihlalidir. Bu, hem Anayasaya hem de milli iradeye ve millet iradesinin tecelli ettiği TBMM’ye karşı darbe teşebbüsüdür. 15 Temmuz’da Gazi Meclis’e bomba atan hainlerin teşebbüsünden farklı değildir.
MAHKEME ADALET YERİNE AKIL VERİYOR
Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymak yerine, milletin seçtiği vekile adalet yerine akıl veren 15. Ağır Ceza mahkemesinin, kararında “muhtariyet” gerekçesini ileri sürmesi de o çok bildik Silivri Mahkemelerini hatırlatmaktadır. Daha güçlü bir Meclis olacak iddiasıyla rejimi değiştirenler atadıkları hakimlerin elinde Meclis’i ve milletvekillerini oyuncak etmeye teşebbüs etmektedirler.
ADALET BAKANI HSK’YI RESEN HAREKETE GEÇİRMELİ
Bu yaşadıklarımız, 20 Temmuz sivil darbesinin faillerinin, yandaş hakimleri tetikçi olarak kullandıklarını düşündürmektedir. “Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır” diyen Adalet Bakanı Gül aynı zamanda HSK başkanıdır. Kendisini bu ağır Anayasa ihlali karşısında başında olduğu kurulu resen toplamaya ve TBMM’ye karşı bu saldırı girişimini önlemeye çağırıyoruz.
BU MESELE PARTİLER ÜSTÜ
TBMM Başkanı Sayın Şentop “Bu karara gerek Anayasa, gerekse Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna göre muhatapların uyması gerekir. Bence ilgili mahkeme, hangi mahkeme ilgili ise muhatap ise bu karara uymalıdır” diyor. İlgili mahkemeler Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyor. Karar milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili. Sizin de başkanı olduğunuz Milletin Meclisinin hukukuyla ilgili. Bu mesele partiler üstü ele alınmalıdır. Çağlayan Adliyesi’nde bazı hakimlerin Milletin Meclisinin hukukuna saldırısı, yol olmadan önlenmelidir. TBMM Başkanı bu hakimlerle ilgili HSK’ya suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz. Yine Meclis Başkanını konuyu milletvekillerine ya da muhalefet partilerine havale etmeden, Meclisin hukukuna yeni darbeleri önleyecek yasa değişikliği teklifini hızla Meclis’e getirmesini öneriyoruz. Bunu bekliyoruz.
CHP KİTAPÇIĞINA 12 EYLÜL USULÜ EL KOYMA VE TOPLATMA KARARI
İkinci gelişme ise bugün öğle saatlerinde Genel Merkezimize ve bir il başkanlığımıza tebliğ edilen bir mahkeme kararıdır. Karar bir CHP kitapçığına basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmesiyle ilgilidir. Yetmemiştir 12 Eylül darbecilerini hatırlatan bir üslupla kitaplara el konulmasına ve toplatılmasına da karar verilmiştir. Toplatılmasına karar verilen CHP tarafından yayınlanmış ‘21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı’ adlı bu kitapçıktır. Bu kitapçık Sayın Genel Başkanımızın TBMM kürsüsünde 11 Şubat 2020 tarihinde yaptığı konuşmanın resimli halidir. Yine bu kitapçıkta CHP’nin FETÖ konusunda yıllardır TBMM kürsülerinden yaptığı eleştiriler özet olarak vardır.
HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK NEREDE
Şimdi soruyorum, bu kitabın neresinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik vardır. Yani şimdi bu kitapta yer alan 25 Ağustos 2004 tarihli uygulanmayan Milli Güvenlik kararımı halkı kin ve düşmanlığa tahriktir? Bunu mu yayınlamak halkı kin ve düşmanlığa tahriktir? Ya da bu kitapta yer alan birçok AK Parti sözcüsünün çok daha önce basına yansımış sözleri mi halkı kin ve düşmanlığa sürüklemektedir? Bu çerçevede bu kitabın toplatılması, yasaklanması ana muhalefet partisinin siyasi faaliyetine yargının ağır bir müdahalesidir.
MİLLETİMİZ YAPILANI GÖRÜYOR
Bir ülkede demokrasi yoksa, hukukun üstünlüğü yoksa, vatandaşın can ve mal güvenliği de olmaz. Milletin tenceresi dolmaz, karnı doymaz. Ülkemizin uluslararası itibarı olmaz, dünyada sözü dinlenmez. Milletimiz yaptıklarınızı görüyor, söylediklerinizi duyuyor, sabırsızlıkla önüne gelmesini beklediği ilk sandıkta biletinizi kesecek. Yerinizi gösterecek evlerinize gönderecek.
Teşekkür ediyorum.