CHP’DE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARI TOPLANTISI
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında şunları söyledi:
Bugün 31 Mart yerel seçimlerini kazanan 11 Büyükşehir Belediye Başkanımızla, Sayın Genel Başkanımızın başkanlığında bir toplantı gerçekleştirdik. Büyükşehir Belediye Başkanlarımız, Akkuzulu’da Genel Başkanımıza yönelik organize saldırı nedeniyle geçmiş olsun dileklerini ilettiler, derin üzüntülerini de dile getirdiler.
TOPLAM NÜFUSUN YARISINA CHP’Lİ BELEDİYELER HİZMET EDECEK
Toplantıda ayrıca CHP’nin ve Millet İttifakı’nın yerel seçimlerdeki performansını da büyükşehir bazında değerlendirdik. Ortada ciddi bir başarı var. Seçimden önceki hedeflerimize büyük ölçüde ulaştık.
Büyükşehirler itibariyle bakıldığında; 2014’te CHP’nin kazandığı Büyükşehir Belediyelerinde hizmet alan vatandaşlarımızın sayısı ülkemizin toplam nüfusunun yüzde 12’si kadardı. Bu oran 2019 seçimlerinden sonra yüzde 45’e çıktı. Büyükşehir olmayan illerde merkez ilçe nüfuslarını da hesaba kattığımızda, CHP’li belediyelerin hizmet ettiği vatandaşlarımızın sayısı toplam nüfusun yüzde 46,4’üne çıkıyor. Buna ilçe belediyeleri dahil değil. Kazandığımız diğer ilçe belediyeleri de dikkate alınırsa Türkiye’nin toplam nüfusunun neredeyse yarısına hizmet etme görevini milletimizin Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına verdiği gözüküyor.
MİLLİ GELİRE EN ÇOK KATKI VEREN İLLER CHP’DE
Diğer taraftan, Türkiye’nin milli gelirine en çok katkı veren kentlerimizin yönetimi de CHP’li Belediye Başkanlarına geçmiş durumda. 2014’te CHP’li belediye başkanlarının yönettiği büyükşehirler, toplam milli gelirin yüzde 12’sini temsil ediyor. Bugün kazanılan büyükşehirlerle birlikte CHP’li belediyelerin temsil ettiği milli gelir büyüklüğü yaklaşık toplam milli gelirin yüzde 59’u. Bu göstergeler şüphesiz hem bir başarıya işaret ediyor ama aynı zamanda sorumluluğumuzun da çok büyük olduğunu bir defa daha ortaya koyuyor.
TOPLANTIDA ALINAN KARARLAR
Bu sorumluluğu yerine getirirken uyacağımız ilke, esaslar konusunda da toplantıda bir takım değerlendirmeler yaptık, kararlar aldık. Bunları da ben sizlerle paylaşmak istiyorum.
CHP’li Belediyelerin;
- Milletimizin Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurduğu cumhuriyetin,
- Ülke bütünlüğünün,
- Çoğulcu demokrasinin,
- Örgütlü toplumun,
- Bireyin gelişmesinin,
- İnsan haklarının,
- Bireysel kültürel haklara ve kültürel mirasa duyarlılığın,
- Korunmaya muhtaçların, dezavantajlı grupların,
- Çevrenin ve tüketicinin korunmasının güvencesi olacaklarını bir defa daha teyit ettik.
- Belediyelerimiz insan odaklı hizmet anlayışıyla;
- İnsan haklarına birinci önceliği verecekler;
- Hizmete erişme haklarını, fırsat eşitliği ilkesi çerçevesinde sağlayacaklar,
- Hiçbir koşulda hukukun üstünlüğü ilkesinden ödün vermeyecekler.
- Farklı sosyal kökenlerden ve bölgelerden gelen insanların birlikte huzur içinde yasamasını sağlamak ve sosyal yaşamlarını iyileştirmek belediyelerimizin öncelikli görevlerinden olacaktır.
Hizmetleri en hızlı, ekonomik, etkin, verimli, zamanında ve yeterli biçimde üreterek sunabilecek kurumsal yapıyı süratle gerçekleştireceklerdir.
Atamalarda liyakat en önemli kriter olacak, belediyelerde siyaseti bir tek belediye başkanları yapacak.
Belediyelerimiz, etkin bir stratejik planlamayla gelecekte karşılaşılacak olası sorunlara ve ihtiyaçlara her zaman hazırlıklı olacaklardır.
Kendini sürekli yenileyip geliştiren, bilgi ve iletişim teknolojilerinden en geniş̧ şekilde yararlanan mekanizmaları oluşturacaklardır.
Kapsamlı, çağdaş̧, hizmete odaklanmış̧, hemşerilerinin tamamının kentin sosyal hayatına katılımlarını sağlayacak yerel yönetim anlayışıyla;
- Gençlere yurtların,
- Kadınlara beceri kazandıracak semt evlerinin,
- Kreşlerin,
- Yüzme havuzlarının,
- Kadın Sığınma Evlerinin,
- Bakıma Muhtaçlar ve Yaşlılar Evlerinin,
- Gençlik ve Kültür Merkezlerinin,
- Halk Sağlığı Merkezlerinin,
- Parkların,
- Açık ve kapalı spor sahalarının yapımına önem vereceklerdir.
BELEDİYE ŞİRKETLERİ MERCEK ALTINA ALINACAK
Başkanlarımız Belediye şirketlerini mercek altına alacaklarıdır. Belediye şirketlerini kolay, keyfi, kuralsız ve denetimsiz para harcayan bir yapı olmaktan çıkaracaklardır. Belediyelere verilen her türlü görevi şirketler aracılığıyla yapma kolaycılığına kaçmayacaklardır. Zorunlu hallerin dışında yeni şirketler kurmayacaklardır.
BAĞIMSIZ DENETİME ÖNEM VERİLECEK
Kentlerinde oluşan değer artışlarını, saydam bir çalışmayla kaynağa dönüştüreceklerdir. Böylece, çeşitli imar uygulamalarıyla oluşan rantı kentte yaşayanların hizmetinde kullanacaklardır. Belediyelerimiz akredite yerli şirketler aracılığıyla bağımsız denetim yaptırmaya önem vereceklerdir. Yine bu çerçevede belediyelerimizin ülkedeki en yüksek kredi notunu almayı hedefleyen kamu kuruluşları olmaları büyük önem taşımaktadır. Bu hedefe de ulaşmalarını bekliyoruz.
ÇAĞDAŞ BİR YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI
Belediyelerimiz hizmette kır kent dengesini kuracaklardır, tarımsal desteklere, alım garantili sözleşmeli üretime ve kooperatifleşmeye ağırlık vereceklerdir. Bu kapsamda kadın kooperatiflerini özellikle destekleyeceklerdir. Belediye Meclislerinde Muhtarların, Meslek Odalarının, Sendikaların, Çevre Örgütlerinin, Sivil Toplum Temsilcilerinin ve alınacak kararlardan etkilenecek tüm tarafların ilgili müzakere süreçlerine katılımı sağlanacaktır. Hedef belediyelerimizi katılımcı, çoğulcu, etkin, demokratik, hesap veren, şeffaf, bilgi edinme hakkına saygılı, çağdaş̧ yeni bir yerel yönetim anlayışıyla yönetmektir.
ORTAK SORUNLARA ORTAK ÇÖZÜMLER VE ETKİLİ DENETİM
Yerel yönetimlerimizin ortak sorunlarına ortak çözümler geliştirilecektir. Hizmette ortak politika ve ortak dille hem belediyelerimizin Genel Merkezle hem de kendi aralarında etkin koordinasyonu sağlanacaktır. Belediyelerimizin bu ilkeler çerçevesinde faaliyet gösterip göstermedikleri, Genel Merkezimiz tarafından etkili bir biçimde denetlenecektir.
SEÇİM SÜRECİNİN UZAMASI ÜLKENİN UFKUNU KARARTIYOR
Toplantıda şunu gördük. Belediye başkanlarımız kentlerine ve hemşerilerine hizmet etmenin heyecanı içindeler. Seçimlerin üzerinden 26 gün geçmesine rağmen, belediye başkanımızın mazbatasını almasına rağmen İstanbul’da seçim sürecine ilişkin belirsizlik hala devam ettirilmeye çalışılmaktadır. Daha önce hiçbir seçimde böylesine uzun süren bir belirsizlik yaşanmamıştı. Sürecin uzaması ülkemizin ufkunu karartmaktadır. Bulanık suda balık avlamaya çalışan odakları heveslendirmektedir.
YSK HUKUK CİNAYETİNE MÜSAADE ETMEMELİ
YSK’nın pusulası hukuktur öylede olmalıdır. Birileri bu ülkede bir hukuk cinayeti tasarlıyor olabilir. Ağır baskılara rağmen YSK’nın bu cinayete müsaade etmeyeceğini biliyoruz. “Türkiye’de halen hakimler var” diyeceğimizden kuşku duymuyoruz. Bu belirsizlik artık Türkiye’nin gündeminden çekilmelidir, herkes işine bakmalıdır. Bu kararın artık en kısa sürede verilerek Türkiye’nin rahatlatılacağına inanıyoruz.
Evet şimdi sorularınız varsa alayım.
Soru- Efendim birkaç tane sorum olacak. YSK İstanbul itirazıyla ilgili bazı iddiaların araştırılmasına karar verdi. Sandık kurulu başkan ve memur üyelerin atanmasındaki usulsüzlük iddiası da araştırılacak. Bu karar 16 Nisan referandumunda mühürsüz oylar geçerli sayılması kararının gerekçesiyle çelişiyor mu? Birincisi bunu sormak istiyorum.
Bir de AK Parti YSK üyesinin bir iddiası var. CHP’nin hissedarı olduğu İş Bankası çalışanları yoğun bir şekilde ilçe seçim kurulu tarafından kamu görevlisi olmadıkları halde resmi sandık başkanı ve üyesi olarak atanmış. Bu açıkça seçim yolsuzluğudur demekte.
Faik ÖZTRAK- Birinci sorunuza şöyle cevap vereyim. Hatırlayın bu referandum sürecinde mühürsüz oyların geçerli sayılmasının nedeni neydi? Seçmen iradesinin önemine vurgu yapılarak, seçmen iradesinin her şeyin önünde olması gerektiği söylenerek mühür meselesi geri plana gitmişti. Şimdi tam tersine bu seçmen iradesinin her şeyin önünde gelmesi ilkesi bir yana bırakılıp sandık heyetinde bulunanlarla uğraşılıyor. Bunu anlayabilmek mümkün değil. Kaldı ki zaten sandık listeleri YSK’nın onayından geçiyor. Dolayısıyla YSK’nın onayladığı bir hususun geri dönüp bir daha bir daha bir daha tartışılması gerçekten Türkiye’de seçim güvenliğini, seçim istikrarını tehlikeye düşürüyor. O zaman geçmişe döneriz bütün her şeyi açarız. Böyle şey olmaz.
İkinci sorunuzla ilgili söyleyeceğim husus ise yapılan açıklama komik. Yani benim bildiğim bu seçim kanununun ilgili maddesinin son fıkrası çerçevesinde eğer yeterli kamu görevlisi bulunmaması halinde o bölgedeki itibarlı insanların sandıklarda görevlendirilmesine ilişkin bir düzenlemede sonunda var. Şimdi yani burada sandıklarda sadece belli bir bankanın ki o banka Cumhuriyet Halk Partisinin bankası değil. Biz orada sadece yönetimde Atatürk hisselerinin korunması için bulunuyoruz. Bin defa bunu anlattık. Ama maalesef bunu anlamamakta, bunu sürekli gündeme getirmekte iktidar partisi ısrar ediyor ve çok açık söyleyeyim komik duruma da düşüyorlar.
Soru- CHP’nin aldığı büyükşehirlerle ilgili sorunlarda yansıyor kamuoyuna bazı haberler var. Adana Büyükşehir Belediyesinin Şalpazarı ilçesine verdiği 2014 yılında bir iş makinesinin geri istendiğine dair bir haberler vardı. Nedeni nedir, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Faik ÖZTRAK- Şimdi bu yukarıda tartışıldı. Yani şöyle, Adana Büyükşehir Belediyesi tabi işbaşına gelince yeni belediye başkanı bir envanter çalışmayı yapıyor nereye ne verilmiş, ne hibe edilmiş bunlara bakıyor bu çerçevede Şalpazarı’na verilen greyderle ilgilide bir değerlendirmeleri olmuş. Bu yukarıda tartışıldı. Genel Başkanımız tabi Şalpazarı’na verilen bu greyderin Şalpazarı belediyesini kim kazanmış, kim kazanırsa kazansın Şalpazarı’nda sonuç itibariyle orada da seçimle gelmiş bir Belediye Başkanı var. Şalpazarı’nda hizmet vermeye devam etmesi gerektiğini söyledi. Sanıyorum bu yönde de Büyükşehir Belediye Başkanımız devam edecektir. Bu bizim tabi demokrasi anlayışımızı gösteriyor. Sonuç itibariyle bizim yaklaşımımız vatandaşa odaklı. Vatandaşımızın hangi partiye oy verirse versin vermiş olduğu her bir oya saygılıyız ve daha önce hizmet etmesi için oraya verilen bu greyderin orada hizmet etmeye devam etmesi konusunda da Genel Başkanımız talimat vermiş durumda. Bu talimatta tabi yerine gelecektir.
Soru- (Birinci sorum Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamaları hakkında …)
Bir de son olarak Sayın Kılıçdaroğlu’na saldıran saldırgan adli kontrolle serbest bırakıldı. Saldırganın ifadesinde şöyle bir ifade var. Tutuklama sebepleri bulunsa bile sağlık durumuyla nedeniyle adli kontrol uygulanmasına deniyor.
Faik ÖZTRAK- Şimdi birincisi, Türkiye’de hukukun üstünlüğü, hukuk devleti konusunda çok ciddi bir erozyonun yaşandığını biz uzun süredir Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylüyoruz. Şimdi görebildiğim kadarıyla bu konuda hukuk camiasında üst düzeyde görev yapmış insanlarda bu görüşü tekrarlamaya başladılar. Türkiye’nin bugün karşı karşıya kaldığı meselelerin temelinde yatan en önemli sebeplerden bir tanesi hukuk devletinin aşırı yıpratılmış olmasıdır. Demokratik standartlardaki gerilemedir. Bu sadece bizim özgürlük alanımızı daraltmamakta, aynı zamanda ceplerimizi de boşaltmaktadır. Çünkü hukukun üstünlüğünün olmadığı bir yerde yatırım yapacak olanlar mallarının hukuk güvencesi altında olmadığını düşünmektedirler. Bu nedenle de Türkiye’de yatırımlar hızla gerilemektedir. Ben Türkiye’ye gelen sıcak paradan bahsetmiyorum üç günde vurup çıkacak olandan. Ben Türkiye’ye gelip burada yatırım yapıp yeni istihdam imkanları yaratacak olan yatırımlardan bahsediyorum. Türkiye’de bugün işsizlik rekorlar kırıyor. Son bir yılda işsiz kalanlara bir bakın. Neden? Tabi ki burada ekonominin çok kötü yönetilmesinin bir rolü var ama onun da ötesinde özellikle 2014 yılından bu yana Türkiye’de bu tek kişi parti devleti kurma sevdasının ortaya çıkartmış olduğu hukuk devletindeki erozyon, demokratik standartlardaki gerileme de bunun üzerinde son derece önemli bir etki yapıyor.
İkinci sorunuz, yani Türkiye’de çok ilginç bir süreci yaşıyoruz. Adam yumruğu atarken sağlıklı ama gözaltına alınırken sağlık gerekçesi gösterilerek tutukluluk hali kaldırılıyor. Tutuklanmıyor. Şimdi ben açık söyleyeyim, bütün dünyanın gözü önünde büyük bir rezalet yaşanıyor. Nedir o el öpmeler, tebrikler, sarılmalar, iktidar partisi il başkanının nedir o beyanatlar? Türk demokrasisinin köküne kibrit suyu ekmeye çalışıyorlar. Ama buna izin vermeyeceğiz. Biz Türk demokrasisinin en yüksek standartlarda devam edebilmesi, her türlü demokratik mekanizmanın işlemesi, yargının tarafsız olarak gereğini yapması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Bu ülkeyi bu hale düşürmeye kimsenin hakkı yok.
Soru- Efendim bu saldırıyla ilgili MHP’den bir açıklama geldi. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun orada yalnız bırakıldığı ifade edildi. Hem Sayın Bahçeli tarafından bu yönde açıklamalar var, hem de MHP’li bazı kurmayların da bu yönde bir değerlendirmesi oldu. Sizin değerlendirmeniz ne olacak efendim?
Faik ÖZTRAK- Çok açık söyleyeyim, orada Genel Başkan Yardımcılarımız var, orada TBMM Başkanvekilimiz de var, orada Genel Başkanımızın korumaları da var, orada Genel Başkanımızın danışmanları da var ve her türlü fiili girişime karşıda Genel Başkanımızı koruyorlar. Orada bir şey yok. Orada devlet yok. MHP’nin orada bizim arkadaşlarımız vardı, şöyle yaptılar, böyle yaptılar demeleri… bunda biraz daha ısrar ederlerse suçluların telaşı içinde olduklarını ortaya koyar.
Teşekkür ederim.