MİLLİ GELİR MAKYAJ TUTMADI
ANKARA – Milli gelirde makyaj niteliğindeki güncellemelere rağmen, milletin geliri erimeye devam etti. Küresel krizden bu yana en düşük büyümenin kaydedildiği 2016’da, kişi başına gelir 10 bin 807 dolarla 8 yıl önceki seviyesinin altına indi.
Fiili başkanlığın başladığı 2014’te 12 bin 112 dolar olan kişi başına gelirin, 2016’da 10 bin 807 dolara düştüğüne dikkat çeken CHP’li Faik Öztrak, “Tek adam olma arayışı milletin cebinden 1305 doları çekip aldı” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, 2016 yılına ait milli gelir ve ekonomik büyüme verilerini yaptığı yazılı açıklamayla değerlendirdi. Büyüme rakamlarının “mızrağın artık çuvala sığmadığını” gösterdiğini ifade eden Öztrak, yapılan sıradışı ve izahı güç revizyonlara rağmen ana resmin değişmediğini, milletin aşının ve işinin erimeye devam ettiğini ifade etti.
Öztrak, yazılı açıklamasında şunları belirtti:
KRİZDEN BU YANA EN DÜŞÜK BÜYÜME
Adalet ve Kalkınma Partisi elinde zaten sıkıntılar içinde olan Türkiye ekonomisi, demokratik parlamenter rejimin bekleme odasına alındığı ve fiili tek adamlık yönetiminin uygulandığı son iki yılda, önemli bir irtifa kaybına uğramıştır. Makyajlı milli gelir serilerinde 2016’ya ait yüzde 2,9 büyüme hızı, küresel krizin yaşandığı 2009’dan bu yana kaydedilen en düşük büyüme hızıdır.
MAKYAJ YETMEDİ
Gelen büyüme oranı 2012-2015 arasındaki makyajsız ortalama büyüme ile uyumlu, buna karşın makyajlı serilerle ciddi bir ayrışma içindedir. 2012-2015 arasında eski seriye göre ortalama büyüme yüzde 3,3 iken, aynı dönemde yeni seriyle ortalama büyüme hızı yüzde 6,1’dir. Dolayısıyla 2016 için açıklanan yüzde 2,9’luk büyüme hızı, makyajlı seride, son dört yıl ortalamasının yarısı bile değildir.
FİİLİ TEK ADAM YÖNETİMİNDE BÜYÜME ZAYIFLADI
Diğer taraftan, çok partili demokratik parlamenter rejime geçtiğimiz 1946’dan 2014’e kadar, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından kurulan 4 hükümet de dahil, Türkiye’yi toplam 47 hükümet yönetmiştir. Bu 47 hükümet döneminde Türkiye ekonomisi, eski milli gelir serisiyle, ortalama yüzde 5 büyürken; fiili tek adam yönetiminin olduğu son iki yılda eski seriye göre yüzde 3,4 büyümüştür. Buna karşın önceki 47 hükümet döneminde Türkiye, yeni milli gelir serisiyle, her yıl ortalama yüzde 5,2 büyürken; fiili tek adam yönetiminde geçen son iki yılda ortalama yüzde 4,5 büyümüştür. Yapılan tüm makyaja rağmen fiili tek adam yönetiminde ekonominin kesilen nefesi, zayıflayan kalp atışları gizlenememiştir.
DOLAR CİNSİNDEN GELİR 2012 SEVİYESİNİN ALTINDA
Ekonomide yaşanan irtifa kaybı kendisini en iyi dolar cinsinden milli gelir rakamlarında göstermiştir. Dolar cinsinden milli gelir son üç yıldır gerilemektedir. 2013’te 950,4 milyar dolar olan GSYH, 2016’da 856,8 milyar dolara düşmüştür. Bu, 2012’deki 871 milyar dolarlık milli gelirin bile altındadır. Türkiye, gündemi esir alan, ülkenin ufkunu karartan fiili tek adam yönetimiyle son 4-5 yıldaki “makyajlı kazanımlarını” bile sıfırlamıştır.
FİİLİ TEK ADAM YÖNETİMİNİN FATURASI
Diğer taraftan 1946 ile 2014 arasında Türkiye’de iş başına gelen 47 hükümet milli geliri her yıl ortalama 13,6 milyar dolar artırırken; fiili tek adam yönetiminin uygulandığı 2014-2016 arasında dolar cinsinden milli gelir her yıl ortalama 39 milyar dolar düşmüştür.
TEK ADAM OLMA HEVESİ VATANDAŞIN CEBİNDEN 1305 DOLARI ÇEKİP ALDI
Yine makyajlı rakamlarla kişi başına düşen gelir de gün görmüş kar gibi erimektedir. 2014’te 12 bin 112 dolar olan kişi başına gelir, 2016’da 10 bin 807 dolara düşmüştür. Tek adam olma arayışı milletin cebinden 1305 doları çekip almıştır. Kaldı ki 2016’ya ait kişi başına düşen gelir, 2008’de 10 bin 931 dolar olan kişi başına gelirin altındadır. Vatandaşın makyajlanmış geliri bile 8 yıl öncesinin altına düşmüştür.
ORTAK AKLA İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin gündemini esir alan, ufkunu karartan tek adamlık yönetimi ülkenin huzurunu ve bereketini kaçırmış; milletin işini de aşını da elinden almıştır. Bu gidişe dur demek ve ekonomimizi sağlıklı bir büyüme zeminine yeniden oturtmak için ortak akla her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılamanın ön koşulu ise 16 Nisan’da tek adam yönetimine HAYIR demek ve demokratik parlamenter rejimimizi daha da güçlendirmektir. Milletimiz ferasetiyle ülkenin geleceğine, özgürlüğüne, demokratik parlamenter rejime, aşına, işine sahip çıkacak; tek adam yönetimine HAYIR diyecektir. Bizim bu konuda inancımız tamdır.