ANKARA – CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye’de yoz ve kirli bir zenginleşme modeli uygulandığını, Hükümetin, kurduğu vicdansız düzene karşı çıkan herkesi ve her kurumu kendine düşman olarak gördüğünü, yağma ve rant alanları tükendikçe saldırganlaştığını belirterek, “Yağma ve talanın önüne geçecek hiç bir örgütlü güce tahammülleri yok. Emekten, bilimden, insandan yana olan TMMOB’u da hedeflerine aldılar. Buna engel olmak, bu ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan herkesin görevidir. CHP olarak biz tüm gücümüzle bu mücadelede sizin yanınızdayız. Onurlu mücadeleniz bizim de mücadelemizdir. Bugün hepimiz insanımızın canına sahip çıkmak için, çevremize sahip çıkmak için, örgütlenme özgürlüğüne sahip çıkmak için TMMOB’luyuz” dedi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Olağanüstü Genel Kurulu’nda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun destek ve selamlarını ileterek başladığı konuşmasında Türkiye’yi toplumsal muhalefete, örgütlü yaşama, sivil inisiyatife, katılımcı demokrasiye tahammülü olmayan, nobran bir iktidarın yönettiğini ifade etti. TMMOB’un Olağanüstü Genel Kurulu’nun bu zorbalığa karşı direnenleri bir araya getirdiğini belirten Öztrak, bunun ülkenin demokrasi mücadelesinde önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade etti.

Mevcut iktidarın 12 yıldır çalışanın canına kast eden, talana, ranta dayalı vicdansız bir büyüme modeli uyguladığını belirten Öztrak şunları söyledi:

-ÖNCE KREDİ KARTI BORCUNA, SONRA MADENE SOKTULAR

Topraklarımız, ormanlarımız, akarsularımız, dağlarımız, denizlerimiz bu vicdansız düzenin dişlileri arasında ezilip yok oluyor. Gençlerimizin, çocuklarımızın bizlere emaneti olan ülkemiz talan ediliyor. Her türlü düzenleme ve denetlemeyi reddeden, bunu yapacak kurumları ortadan kaldırmaya çalışan bu vicdansız modelin en büyük mağdurlarından biri de emekçilerimiz oldu. 12 yıldır izlenen bu vicdansız model; milleti ilkin kredi kartı borcuna; daha sonra ise Soma’da, Ermenek’te madenlerde güvencesiz çalışmaya mahkum etti.

-YOZ VE KİRLİ ZENGİNLEŞME MODELİ

Vahşi kapitalizmin, AKP’nin vicdansız büyüme modelinin bedelini işçilerimiz hayatlarıyla ödüyor. Sadece geçtiğimiz sene 1.886 emekçimiz iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Son 12 yılda iş cinayetlerinde yaşamını yitiren vatandaşlarımızın sayısı ise 14 bin 524’e ulaştı. Yaşanan her cinayetin ardından iktidarın başı bu ölümleri “işin fıtratına” bağladı. Türkiye’de yoz ve kirli bir zenginleşme modeli uygulanıyor. Büyük kamu ihaleleri AKP’nin havuza para akıtan 20 iş adamına gidiyor.  Hükümet, denetimden, hesap vermekten kaçarak bu rant düzeni üzerinden yolsuzluk bataklıkları oluşturuyor.

-SERVET DAĞILIMININ EN BOZUK OLDUĞU İKİNCİ ÜLKEYİZ

Zengin daha zenginleşirken yoksul daha yoksullaşıyor. 2002 yılında bu memleketin en zengin yüzde 1’i ülkedeki toplam servetin yüzde 39’una sahipken; 2014’te bu yüzde 54’e çıktı. Mafya tipi özelleştirmelerin, yağmacı oligarkların olduğu Rusya’nın ardından Türkiye, dünya üzerinde servet dağılımının en bozuk olduğu ikinci ülke. 34 üyeli ekonomik işbirliği ve kalkınma teşkilatı içinde gelir dağılımı en bozuk ikinci ülke yine Türkiye.

-AKP YOKSULLUĞU BİTİRMEYE DEĞİL, SÖMÜRMEYE ÇALIŞIYOR

İzlenen ekonomi politikaları birilerinin servetine servet katarken, 4 milyon 800 bin vatandaş asgari ücretle ay sonunu getirmeye çalışıyor. Bu ülkede 34,3 milyon vatandaşımız iki günde bir masasına bir kap et yemeği koyamıyor. Devletin resmi rakamlarına göre 16 milyon 700 bin vatandaşımız yoksulluk sınırında yaşıyor. 12 yıldır iş başındaki yönetim, yoksulluğu bitirmeye değil, yönetmeye ve sömürmeye çalışıyor. Oysa Nelson Mandela’nın dediği gibi “Yoksulluğu bitirmek hayır işi değildir. Adalettir.” Bu ülkenin adaleti getirecek bir iktidara ihtiyacı var.

-MİLLETLE ALAY EDİYORLAR

Her beş gencimizden birisi işsiz. Ülkede işsizlik artıyor. Ama AKP hükümeti yabancıların Türkiye’de çalışmasının önünü açmaya çalışıyor. Başbakan Avrupa’daki işsizleri Türkiye’ye çağırıyor. Kendi öğretmenlerine, üniversite mezunlarına iş bulamayan Türkiye, şimdi yabancılara iş verecek düzenlemelerin önünü açıyor. Bu yapılan milletle açıkça alay etmektir.

-KENDİ İNSANIYLA SORUNLU İKTİDAR

Hükümet, yabancı mimar ve mühendislerin ülkede çalışmasına izin verecek düzenlemeleri Parlamento gündemine getirerek, sizlere de aba altından sopa gösteriyor. Analar, babalar bin bir güçlükle evlatlarını okutuyor. “Oğlum, kızım mühendis, mimar olacak” diye bin bir emek sarf ediyor, masraf yapıyor. Umutla çocuklarının işe gireceği, elinin ekmek tutacağı günleri bekliyor. Ama hükümet mühendis ve mimarlarımıza nasıl iş imkanı sağlarım diye uğraşacağına onları işsiz bırakmakla tehdit ediyor. Herhalde bu dünya üzerinde kendi insanıyla bu kadar sorunu olan başka bir iktidar yoktur.

-YAĞMA VE RANT ALANI TÜKENDİKÇE SALDIRGANLAŞIYOR

Hükümet bu vicdansız düzene karşı çıkan herkesi her kurumu kendine düşman olarak görüyor, darbecilikle suçluyor. Yağma ve rant alanları tükendikçe daha da saldırganlaşıyor. Gezi Parkı ve sonrasında gördüğümüz gibi çocuklarımızı öldürüyor. Yetmiyor, polis fişeğiyle yaşamını yitiren Berkin Elvan’ı terörist ilan edip annesini alanlarda yuhalatıyor. Yağma ve talanın önüne geçecek hiç bir örgütlü güce, kamu yararını savunacak, kollayacak hiç bir sivil oluşuma tahammülü yok. Suçu emekten, bilimden, insandan yana olmak olan TMMOB’u da hedefine almış, işlevsiz hale getirmeye, bölüp parçalamaya çalışıyor. Yağma düzenine engel olan, talana “dur” diyen bu ülkenin mühendislerine, mimarlarına, şehir plancılarına ve onların örgütü TMMOB’a saldırıyor. TMMOB’un yetkilerini budamaya, birliği bölüp parçalamaya çalışıyor. Güzel ülkemizin ormanlarını, dağlarını, kıyılarını, meralarını, şehirlerini dilediği gibi yağmalarken yandaşlarına peşkeş çekerken karşısına dikilen bu sivil gücü bitirmek istiyor.

-BUGÜN HEPİMİZ TMMOB’LUYUZ

Buna engel olmak, bu ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan herkesin görevidir. TMMOB’un cılızlaştırılmasına, yetkilerinin tırpanlanmasına, CHP olarak biz tüm gücümüzle karşı çıkıyoruz, çıkacağız. Bu mücadelede sizin yanınızdayız. Onurlu mücadeleniz bizim de mücadelemizdir. Bugün hepimiz insanımızın canına sahip çıkmak için, çevremize sahip çıkmak için, örgütlenme özgürlüğüne sahip çıkmak için TMMOB’luyuz.