Main menu
Second Menu
Faik ÖztrakBlog style 2

Hatırlanmayan Tarih Tekerrür Eder

Türkiye’nin Kredi Temerrüt Risk Primi (CDS) akıl dışı kerameti kendinden menkul Erdoğan modelinden vazgeçilen son bir yılda düştü. Ama hala benzer ekonomilerden çok daha yüksek.

Neden?

Bakan Şimşek ülke CDS’inin düşüşüne bayram ederken;

Türkiye’nin neden hala borçlanırken benzer ülkelerden daha yüksek risk primi ödemek zorunda olduğunu,

Erdoğan’ın tuhaf politikalarının Türkiye’nin risk primine nasıl tavan yaptırdığını,

Ve bugün hala Türkiye’nin benzerlerinden çok daha yüksek maliyetlerle borçlanmasına sebep olduğunu unutmaması gerekiyor. Herkes biliyor ki, sorunun sebebi olanlar çözümün adresi olamaz.

Bu tek kişilik ucube rejimde Erdoğan Sarayda oturdukça her şey, bir gece yarısı kararnamesine bakar.

Hatırlanmayan tarih tekerrür eder…

Kapaklı’da Eğitim-İş Üyesi Öğretmenlere Verilen Cezaları TBMM Gündemine Taşıdık

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yönelttiği soru önergesinde Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesindeki Karaağaç Atatürk Ortaokulu’nda son günlerde Eğitim-İş sendikasına üye öğretmenlere verilen cezaların ve bu cezaların gerekçelerinin dikkat çektiğini belirtti.

MUTLU OLMADIĞINI SÖYLEMEK SUÇ, “HATANIZI DÜZELTİNİZ” DEMEK TEHDİT OLDU

Öztrak’ın soru önergesindeki bilgilere göre Karaağaç Atatürk Ortaokulu’nda görevli 6 öğretmene verilen aylıktan kesme, kınama, uyarı cezalarının gerekçeleri şöyle:

“Destekleme ve Yetiştirme Kurs Programından ‘mutlu olmadığını’ ve idarecilerin işini doğru yapmadığını söylemek”,

“Öğrenci ve velilerin bulunduğu bir haberleşme grubundan, okul müdür yardımcılarını çıkarmak”,

“Okul müdürüne, ‘Ders planında hata yaptınız, düzeltiniz’ demek ve yine okul müdürüne Destekleme ve Yetiştirme Kurs Planındaki hatanın düzeltilmesi halinde dilekçelerini geri geri çekeceklerini söyleyerek ‘tehditte’ bulunmak”,

“Sendika kararı doğrultusunda özel servis denetimi yapmayı kabul etmemek.”

ÖĞRETMENE TÜGVA CEZASI

Öztrak’ın önergesinde yer alan bilgilere göre okulda bir öğretmene verilen cezanın gerekçesi ayrıca dikkat çekiyor. Buna göre “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) kitap okuma yarışmasında verilen okuma listesindeki kitapların ‘dini ve siyasi içerikli olduğu gerekçesiyle’ katılım göstermeyi reddetmek” cezalandırma gerekçesi sayıldı. Dahası, ceza kararında öğretmenin söz konusu kitapları okumadan, “kitaplar hakkında internetten yaptığı araştırmayla karar verdiği” ifadeleri de yer aldı.

Diğer taraftan TÜGVA’nın 5-6. Sınıflar ile 7-8. Sınıflar için düzenlediği, Balkan Turu veya umre ve para ödüllü yarışmanın şartnamesinde, öğrencilerin yarışmaya bireysel olarak ya da en az 5 kişiden oluşan okuma ekipleriyle, danışman öğretmen öncülüğünde girebileceği ifade edilirken, danışman öğretmenin “TÜGVA Gönüllüsü, MEB’in kadrolu ya da sözleşmeli öğretmeni ya da öğrenci ebeveynleri” olabileceği belirtiliyor.

DÖRT ÖĞRETMEN FARKLI İLÇELERE SÜRÜLDÜ

Öztrak’ın önergesine göre bahsedilen gerekçelerle ceza verilen öğretmenlerin okul müdürünün usulsüz işlemleri hakkında şikayetçi olmasının ardından, okul müdürü hakkında işlem yapılmazken, öğretmenlerden dördü farklı ilçelere sürüldü. Öztrak, başka ilçeye sürülen öğretmenler arasında Eğitim-İş Sendikasının Tekirdağ Şubesi yöneticilerinden birinin de bulunduğunu, bu yönüyle, yapılan görev yeri değişikliklerinin, seçilmiş bir sendika yöneticisinin görevini yapmasının engellenmesi sonucunu da doğurduğunu ifade etti.

ÖĞRENCİLERE DANIŞMAN OLACAK TÜGVA GÖNÜLLÜLERİNİN PEDAGOJİK FORMASYONU VAR MI?   

Öztrak, Milli Eğitim Bakanı’na şu soruları yöneltti: “Ceza alan Eğitim-İş üyesi öğretmenlerin, okul yönetimi hakkında yaptığı şikayetle ilgili işlemler hangi aşamadadır? Destekleme ve Yetiştirme Kurs Programından ‘mutlu olmadığını’ söyleyen öğretmene hangi gerekçeyle ‘Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmaktan’ aylıktan kesme ceza verilebilmiştir? Bir kurs programından ‘mutlu olmamak’ ile verilen bu ceza arasında nasıl bir bağlantı kurulmuştur? Okul müdüründen bir kurs programındaki ‘hatanın düzeltilmesini istemek’ hangi gerekçeyle ‘tehdit’ kabul edilmiştir? TÜGVA’nın kitap okuma yarışması için açıklanan kitap listesi ve içerikleri Bakanlığınız tarafından incelenip onaylanmış mıdır? Kitap okuma yarışmasında ‘TÜGVA Gönüllülerinin’ danışman öğretmen olarak görev almasında hangi kriterler gözetilmektedir? Danışman öğretmen olacak TÜGVA Gönüllüleri, eğitimci midir ve pedagojik formasyona sahip midir? Öğretmenlere verilen cezalar, üyesi oldukları Eğitim-İş Sendikası’nın kısa süre önce Tekirdağ’da yetkili sendika olması nedeniyle bir yıldırma mıdır?

Tekirdağ’da Projeler Bitmiyor, Maliyetler Katlanıyor

CHP’li Öztrak, vergi ödemede ilk 10 il arasında olan Tekirdağ’ın, ödediği vergiye oranla merkezi yönetimden yatırım almada sondan 3. sırada olduğuna dikkat çekerek, ilgili bakanlıklara Tekirdağ’da tamamlanması geciken projeleri ve bu gecikmeler nedeniyle artan proje tutarlarını sordu.

Öztrak’ın soru önergesindeki bilgilere göre Tekirdağ, merkezi yönetimden yeterli yatırımı alamıyor; bir kısmı ya da tamamı Tekirdağ’da yapılan projelerin tamamlanması ileriki yıllara ertelenirken, ertelenen bazı karayolu ve demiryolu projelerinin tutarlarında iki kata yakın artışlar görülüyor.

Sorun sadece ulaştırma projelerinde değil…

Öztrak, 2023 Yılı Yatırım Programı’nda 2027 yılında bitirilmesi öngörülen Tekirdağ İçme Suyu Projesinin tamamlanma tarihinin, 2024 Yatırım Programı’nda 2028 olarak güncellendiğini, 1,6 milyar lira olan proje tutarının ise 3,3 milyar liraya yükseltildiğini belirterek, “İlgili yasa gereği, belediye teşkilatı olan yerleşim yerlerine su temininde, su kaynağını teşkil eden barajlar, isâle hatları ve tasfiye tesisleri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılmakta, bu işler için sarf edilecek meblâğ belediyeler tarafından Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne borçlanılmaktadır. Böylece, proje maliyetindeki her artış belediyelere ek yük olarak yansımaktadır” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bir kısmı ya da tamamı Tekirdağ’da yapılan projelerde yaşanan gecikmeler ile bu projelerdeki maliyet artışlarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya iki ayrı önergeyle sordu.

Öztrak, demiryolu ve karayolu projeleriyle ilgili olarak Ulaştırma Bakanına yönelttiği önergesinde özetle şunları ifade etti:

TEKİRDAĞ VERGİ ÖDEMEDE İLK 10’DA, YATIRIM ALMADA SONDA

Bugüne kadar vergi ödemede her zaman ilk 10 il arasında yer alan Tekirdağ, ödediği vergilerin karşılığını yatırım olarak alamamaktadır. 2023 itibariyle Tekirdağ’ın ödediği her 100 liralık vergi karşılığında Merkezi Yönetimden aldığı yatırım sadece 2,5 liradır. Bu oranla Tekirdağ, ödediği vergiye oranla en az yatırım alan üç ilden biridir.

YETERLİ YATIRIM GELMİYOR, PROJELER BİTMİYOR

Tekirdağ’a yeterli yatırım yapılmaması nedeniyle, projelerin tamamlanma tarihleri de sürekli ertelenmekte, ertelenen projelerin maliyetleri artmaktadır. Nitekim, Bu yıl Ocak ayında yayımlanan 2024 Yılı Yatırım Programı’nda, bir kısmı ya da tamamı Tekirdağ’da gerçekleştirilen bazı projelerin tutar ve tamamlanma tarihlerinde bir önceki yılın programına göre değişiklikler olduğu görülmektedir.

TAMAMLANMASI GECİKİYOR, MALİYETLER KATLANIYOR

2007 yılında başlayan ve önceki Yatırım Programında 2025 yılında tamamlanacağı belirtilen Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesinin süresi, 2024 Yatırım Programında 2 yıl daha uzatılarak 2027’ye çekilmiş, maliyeti ise iki katına çıkarak 18 milyar liradan 36 milyar liraya yükselmiştir.

2021 yılında başlanan ve 2026’da bitirilmesi planlanan Halkalı-Çerkezköy Yüksek Standartlı Demiryolu Projesinin maliyeti ise 2023 Yatırım Programında 20,7 milyar lira iken, tek bir yılda 10 milyar liradan fazla artarak, 2024 Yatırım Programında 31,5 milyar liraya yükselmiştir.

Yine 2020 yılında yapımına başlanan Çorlu Havaalanı Kavşağı-Şerefli Limanı Bağlantısı Projesinin tamamlanması 2026 yılından 2027 yılına ertelenmiş ve bu projenin maliyeti de 441 milyon liradan, yaklaşık yüzde 50 artışla 652 milyon liraya ulaşmıştır.

2026 yılında tamamlanması öngörülen Hayrabolu Çevre Yolu Projesi ise yeni programla birlikte 2027 yılına ertelenmiş, projenin maliyeti de 1,3 milyar liradan 642 milyon lira artışla 1,9 milyar liraya çıkmıştır.

TEKİRDAĞ İÇME SUYU PROJESİNİN ARTAN FATURASINI BELEDİYE ÖDEYECEK

Öztrak, Tekirdağ İçme Suyu Projesiyle ilgili olarak Tarım Bakanına yönelttiği soru önergesinde ise 2023 Yılı Yatırım Programı’nda 2027 yılında bitirilmesi öngörülen projenin tamamlanma tarihinin, 2024 Yatırım Programı’nda 2028 olarak güncellendiğini; 1,6 milyar lira olan proje tutarının ise 3,3 milyar liraya yükseltildiğini ifade etti.

Öztrak, “İlgili yasa gereği, belediye teşkilatı olan yerleşim yerlerine su temininde, su kaynağını teşkil eden barajlar, isâle hatları ve tasfiye tesisleri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılmakta, bu işler için sarf edilecek meblâğ belediyeler tarafından Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne borçlanılmaktadır. Böylece, proje maliyetindeki her artış belediyelere ek yük olarak yansımaktadır”dedi.

Öztrak her iki Bakanlığa yönelttiği soru önergelerinde, Tekirdağ’ın neden merkezi yönetimden yeterli yatırım alamadığını, söz konusu projelerin tamamlanma tarihlerindeki ertelemelerin gerekçeleri ile proje tutarlarındaki artışın sebeplerini sordu.

Yandaşlara-Baronlara-Lobilere Giden Para, Esnafa-Çiftçiye Giden Paranın 10 Katı

CHP’li Öztrak, Ocak ayında esnafa ve çiftçiye verilen destek 15 milyar lirayı bulmazken; faiz giderlerine, Kur Korumalı Mevduata ve Erdoğan’ın “bir kuruş vermeden yapıyoruz” dediği Kamu-Özel İşbirliği Projelerinin garantilerine ödenen paranın toplam 150 milyar lirayı aştığına dikkat çekti.

Milletin bütçesinden faiz ve dolar lobilerine, baronlara, rantiyelere giden paranın, esnafa-çiftçiye, yani üretime ayrılan paranın 10 katından fazla olduğunu kaydeden Öztrak, “Bu hortumları kesmenin yolu bu Hükümeti göndermektir. Bunun için atılacak ilk adım, yerel seçimlerde Hükümeti hezimete uğratmaktır” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Ocak ayı bütçe gerçekleşmelerini sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak, açıklamasında şunları belirtti:

FAİZE GİDEN PARA ALTIYA, KÖİ GARANTİLERİNE GİDEN PARA İKİYE, BÜTÇE AÇIĞI BEŞE KATLANDI

Ocak ayında, önceki yılın aynı ayına göre bütçenin faiz harcamaları yüzde 467 artışla 121 milyar liraya, faiz dışı harcamaları yüzde 116 artışla 647 milyar liraya, bütçe açığı yüzde 367 artışla 151 milyar liraya çıktı. “Bir kuruş vermeden yapıyoruz” dedikleri Kamu Özel İşbirliği Projelerine verilen garantilere ödenen para aynı dönemde ikiye katlanmış; 21 milyar lira olmuş! Bir de bütçeden çıkarılıp Merkez Bankası’nın sırtına yüklenen Kur Korumalı Mevduatın faturası var. O fatura artık bütçede görünmüyor. Ama Banka’nın kar-zarar hesabına bakarak, tek ayda KKM maliyetinin 10 milyar liranın üstünde olduğu görünüyor.

YANDAŞLARA-BARONLARA-LOBİLERE GİDEN PARA, ESNAFA-ÇİFTÇİYE GİDEN PARANIN 10 KATI

Ocak ayında faiz lobilerine, dolar baronlarına, yandaş müteahhitlere ödenen para toplam 150 milyar lirayı aşıyor. Buna karşın aynı ayda; çiftçiye verilen destek 13 milyar lira, esnafa verilen destek 1,5 milyar lira. Milletin bütçesinden faiz ve dolar lobilerine, baronlara, rantiyelere giden para; esnafa-çiftçiye, yani üretime ayrılan paranın 10 katından fazla! Bu tablo bir yandan AK Parti Hükümetinin kimlerden yana olduğunu ortaya koyuyor. Diğer yandan da bu bütçeyle milletin derdine derman olmanın mümkün olmadığını gösteriyor.

HORTUMLARI KESMENİN YOLU HÜKÜMETİ GÖNDERMEK, İLK ADIM YEREL SEÇİMLER

Saray milletten topladığı vergileri bir avuç yandaşa, bir avuç rantiyeye peşkeş çekiyor. Cumhur İttifakı’nın bir belediye başkanının itiraf ettiği gibi: “AK Parti siyaseti, herhangi bir yerde rant varsa onu peşkeş çekmekle başlar. Bunu o kadar gizli saklı yaparlar ki normal AK Partili olan vatandaşlar onu görmez.” Bu hortumları kesmenin yolu bu Hükümeti göndermektir. Bunun için atılacak ilk adım, yerel seçimlerde Hükümeti hezimete uğratmaktır. Ne diyor Shakespeare? Soyulurken hiçbir şey yapmıyor, sadece kederlenip oturuyorsan, aslında kendi kendini soyuyorsun demektir.

Gerçek İşsiz Sayısı İlk Kez Resmi İşsiz Sayısının 3 Katını Aştı

CHP’li Öztrak, resmi işsiz sayısı düşerken gerçek işsiz sayısının tek ayda 1 milyon kişiye yakın arttığına dikkat çekerek, “2014’te başlayan seride ilk defa gerçek işsiz sayısı resmi işsiz sayısının üç katını aştı. Bu bir rekor!” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün açıklanan Aralık 2023 İşsizlik verileriyle ilgili sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

GERÇEK İŞSİZ SAYISI İLK KEZ RESMİ İŞSİZ SAYISININ ÜÇ KATINI AŞTI

Bugün açıklanan 2023 Aralık ayı işsizlik verilerine göre resmi işsiz sayısı önceki aya göre 12 bin kişi azalarak 3 milyon 98 bin kişiye düşerken, gerçek işsiz sayısı tek bir ayda 998 bin kişi artarak 9 milyon 656 bin kişiye çıktı. Böylece 2014’te başlayan seride ilk defa gerçek işsiz sayısı resmi işsiz sayısının üç katını aştı. Bu bir rekor!

2,5 YIL SONRA YİNE 10 MİLYONA DAYANDI

Bundan 2,5 yıl önce, 2021’in Haziran ayında işsizlik verileri TÜİK tarafından ağır şekilde makyajlanmıştı. İşgücü düşürülürken istihdam olağanüstü artırılmış, gerçek işsiz sayısı tek ayda 1,7 milyon kişi düşmüştü. TÜİK bu sayılar hakkında tüm çağrılarımıza rağmen bir açıklama yapmadı. Bültenlerinin altına “ILO’ya uyum” yazmakla yetindi. 2,5 yıl sonra yeniden 10 milyon kişiye dayanan işsiz sayısıyla “ILO’ya uyum öncesine” döndük.

DÖRT KİŞİDEN BİRİ İŞSİZ

Aralık 2023’te resmi işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan azalırken, gerçek işsizlik oranı 2,1 puan artışla yüzde 24,7’ye ulaştı. Bu, son 32 ayın en yüksek seviyesi! Ülkemizde çalışmak isteyen her dört kişiden biri işsiz!

KEDİ BURADAYSA CİĞER NEREDE?

Aralık 2023’te istihdamdaki 400 bin kişilik artış, işgücü piyasasının olağanüstü bir hızla (!) toparlandığına işaret ederken, iş arama umudunu yitirenlerin de içinde bulunduğu potansiyel işgücü sayısının 380 bin kişi artması dikkat çekiyor… İşgücü piyasası bu kadar güçlü toparlandıysa, bu kadar insan neden işgücü piyasasından kopuyor? Kedi buradaysa ciğer nerede? Ciğer buradaysa kedi nerede?

İSTATİSTİKLERLE YALAN SÖYLEYEREK İŞSİZLİK VE HAYAT PAHALILIĞI AZALMIYOR

TÜİK istatistikleri ne kadar makyajlarsa makyajlasın, milletimiz Sarayın kerameti kendinden menkul politikaları sonucunda işsizlik ile hayat pahalılığı arasında sıkıştı. Zulmü görüyor. İstatistiklere takla attırıp, “Sorun yok” deyince sorunlar yok olmuyor. Hokus pokusla göz boyayarak, istatistiklerle yalan söyleyerek, işsizlik ve hayat pahalılığı azalmıyor. Milletimiz için tek çıkış yolu, kendine eziyeti meslek haline getiren bu Hükümeti durdurmaktır. Önümüzdeki yerel seçimler, bunun yolunu açmak için bir fırsattır.

Erdoğan Dünyada Merkez Bankası Başkanı Kellesi Almakla Meşhur Oldu

CHP’li Öztrak, çekirdek enflasyonun tüketici enflasyonundan düşük göründüğü Kasım-Aralık aylarında bunu “Enflasyonda momentum kaybı”, “Enflasyon eğiliminin hedeflere uyumluluğu” olarak yorumlayan Bakan Şimşek’in, bugün tüketici enflasyonunun üzerine çıkan çekirdek enflasyondan hiç bahsetmediğine dikkat çekerek, “Fiyat istikrarı bir gün öyle bir gün böyle denerek, gerçeklerden kaçarak sağlanmaz” dedi.

Son beş yılda beş kez Merkez Bankası Başkanı değişikliği yaşandığını hatırlatan Öztrak, Hafize Gaye Erkan’ın görevden alınmasıyla ilgili olarak, “Dünyada ‘Merkez Bankası Başkanı kellesi almakla meşhur’ olmuş sarayın kibirlisi orada oturdukça, bu operasyonunun nedeninin kişisel olduğunu anlatmak için boşuna uğraşmayın. Bu kişisel falan değildir. Geneldir, sistemiktir. Bundan sonra ekonomi vitrinine kimi koyarsanız koyun ne kadar görevde kalacağını kimse öngöremez. Saray ve şürekası gitmeden istikrar gelmez” değerlendirmesinde bulundu.   

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın bugün açıklanan Ocak 2024 enflasyon verileri ve Merkez Bankası Başkanının görevden alınmasıyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:

RESMİ ENFLASYON İLE GERÇEK ARASINDAKİ MAKAS AÇILIYOR

2024’ün ilk enflasyon verilerine göre tabelada yazılı yıllık enflasyon %65… Buna karşın son bir yılda; zeytinyağı fiyatı yüzde 155, ıspanak fiyatı yüzde 110, dana eti ve kuzu eti fiyatı yüzde 110, karnabahar ve yeşil fasulyenin fiyatı yüzde 100, nohut fiyatı yüzde 88, fasulyenin fiyatı yüzde 83 arttı. Resmi enflasyon ile gerçek enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Bu sene Ocak ayında aylık enflasyon yüzde 6,7 oldu. Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon netice” safsatası devreye girdiğinden bu yana üç yıldır Ocak enflasyonu çok yüksek geliyor.

ÇEKİRDEK FIRLAYINCA, BAKAN ŞİMŞEK LAF DEĞİŞTİRDİ

Bakan Şimşek geçtiğimiz Kasım ve Aralık aylarında çekirdek enflasyon verilerine bakarak; enflasyon eğiliminin hedefle uyumlu olduğunu, enflasyonda “ciddi momentum kaybına” işaret ettiğini müjdeliyordu. Ocak ayında çekirdek enflasyon TÜFE’nin üzerine çıktı. Bakan Şimşek bu kez “Bunlar geçici yükselişler”, “Ana eğilimi etkilemez”, “Şubattan itibaren aylık enflasyon düşer” demeye başladı…

SARAY DÜNYADA, “MERKEZ BANKASI BAŞKANI KELLESİ ALMAKLA” ÜNLENDİ

Fiyat istikrarı bir gün öyle bir gün böyle denerek, gerçeklerden kaçarak sağlanmaz. Hele “beş senede beş kez” Merkez Bankası başkanı değiştiren bir yönetim, enflasyonla ne yapsa baş edemez. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na ABD’den başkan getirip vitrine koyuyorsunuz… Önce övüyor, sonra kendi yandaş medyanız üzerinden büyük bir yıpratma kampanyası başlatıyorsunuz. Başkan ayrılmak zorunda kalıyor, buna siz “kişisel nedenlerle oldu” diyorsunuz. Dünyada Merkez Bankası Başkanı kellesi almakla meşhur olmuş sarayın kibirlisi, orada oturdukça bu operasyonunun nedeninin kişisel olduğunu anlatmak için boşuna uğraşmayın.

KİŞİSEL FALAN DEĞİL, GENEL VE SİSTEMİK… SARAY GİTMEDEN İSTİKRAR GELMEZ

Bu kişisel falan değildir. Geneldir, sistemiktir. Bu, (eğer kaldıysa) son güven kırıntılarını da bitirmiştir. Türk ekonomisinin kırılganlığına zirve yaptırmıştır. Bundan sonra ekonomi vitrinine kimi koyarsanız koyun, Sarayın kibirlisi suyun başında kaldıkça, ekonomi vitrininin söylediklerine kimse güvenmez. Çünkü bunların ne kadar görevde kalacağını kimse öngöremez. Saray ve şürekası gitmeden istikrar gelmez. Yaklaşan yerel seçimler, bu gidişin ve istikrarın önünün açılması için bir fırsattır.

SGK’nın Yıllık Açığı ‘Batırdılar’ Dedikleri Dönemi Altıya Katladı

CHP’li Öztrak, Erdoğan’ın “SSK’yı batırdılar” dediği dönem ile son 21 yılda verilen SGK açıklarını karşılaştırdı.

Erdoğan’ın “batırdılar” dediği 1993-1999 döneminde SGK’nın dolar cinsinden yıllık ortalama açığı 3,2 milyar dolardı. AK Parti hükümetleriyle geçen son 21 yılda SGK’nın yıllık ortalama açığı, bu dönemi üçe katlayarak 9,8 milyar dolara ulaştı.

Dahası 2008 yılından bu yana verilen devlet katkısı bu hesaba dahil edildiğinde yıllık ortalama açık 19 milyar dolara, yani Erdoğan’ın “batırdılar” dediği dönemin tam 6 katına çıkıyor!  

21 YILDA 206 MİLYAR DOLAR AÇIK!

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Sosyal Güvenli Kurumu’nun açıklarını sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak’ın açıklamasına göre Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2003-2023 Kasım dönemindeki toplam açığı 205 Milyar 557 Milyon dolara ulaştı.

MAKYAJLI AÇIK ÜÇE, MAKYAJSIZ AÇIK ALTIYA KATLADI

Erdoğan’ın sıklıkla “SSK’yı batırdılar” diyerek andığı 1993-1999 döneminde Sosyal Sigortalar Kurumu’nun (SSK) yıllık ortalama açığı 1 milyar 785 milyon dolar; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı toplam) yıllık ortalama açığı ise 3 milyar 209 milyon dolardı.

Erdoğan yönetiminde ise SGK’nın yıllık ortalama açığı, “Batırdılar” dediği dönemi üçe katlayarak 9 milyar 788 milyon dolara çıktı.

Ama Öztrak’ın açıklamasına göre bu olağanüstü açık da makyajlı! 2008 yılından itibaren ödenen devlet katkısı hariç tutulduğunda, SGK’nın yıllık ortalama açığı 19 milyar dolara çıkıyor! Yani Erdoğan’ın “Batırdılar” dediği dönemin tam 6 katına!

Öztrak, Erdoğan’ın bu gerçeklerin üzerini örtmek için sürekli “Bugünü bırak düne bak” diyerek, “Bana değil, ipteki cambaza bak” diyerek illüzyona devam ettiğini ifade etti.

2023’te Gelir Dağılımı Adaletsizliğinde Rekor Kırıldı

CHP’li Öztrak, gelir dağılımında adaletsizliğin 2023’te rekor seviyeye ulaştığını, toplumun en zengin yüzde 10’luk kesiminin gelirinin en yoksul yüzde 10’un gelirinin 17 katına kadar çıktığını, Türkiye’nin OECD içinde gelir dağılımının en bozuk olduğu 4 ülkeden biri olduğunu belirterek, “Bu düzen böyle gitmez… Aynı misket oyununda olduğu gibi ekonomide de millet dışlanırsa, yandaşlar tüm misketleri üterse oyun biter. Ülke huzursuzluğa ve yokluğa mahkum olur. Emekçiyi, emekliyi ezen bu düzen sürdürülebilir değildir. Yaklaşan yerel seçimler bu haksızlığa dur demek için son fırsattır” dedi.

OHAL döneminde grevleri yasaklayan Hükümetin dar gelirli kesimlere yönelik politikaları ile çalışma hayatındaki taraflı tutumunu hatırlatan Öztrak, “Bir yandan emeği ve emekçiyi ezerken diğer yandan ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ dediler, düşük faizli kredileri yandaşa peşkeş çektiler. Sonunda zengini daha zengin, fakiri daha fakir ettiler” ifadelerini kullandı.

Toplumun en yoksul yüzde 25’lik kesiminde, tek kişilik haneler ile çocuksuz hanelerin oranındaki artışa dikkat çeken Öztrak, “Sarayın kerameti kendinden menkul politikaları yüzünden, vatandaşlarımız geleceğe umutla bakamıyor; çocuk yapma planlarını erteliyor. Buna karşın ülkemizdeki sığınmacıların doğum hızı, vatandaşlarımızın doğum hızının üç katına çıkıyor. Ülkemizin gerçek beka sorunu budur” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, sosyal medya hesabından “2023 Yılı Gelir Dağılımı İstatistikleriyle ilgili” yaptığı değerlendirmelerde şunları ifade etti:

GELİR DAĞILIMI ADALETSİZLİĞİ REKOR KIRDI

Erdoğan’ın “Ben alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağım” diyerek ucube rejimin taşlarını döşemeye başlamasından bu yana, ülkemizde gelir dağılımı hızla bozuluyor. Gelir dağılımı adaletsizliğinin göstergesi olan GINI katsayısı 2023’te rekor kırdı. Üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nda (OECD), 38 ülke arasında Meksika, Kosta Rika ve Şili ile birlikte gelir dağılımının en bozuk olduğu dört ülkeden biriyiz.

ZENGİN ZENGİNLEŞTİ, YOKSULLAR DIŞLANDI

Son on yılda ülkede; en zengin yüzde 20’lik kesimin geliri, en yoksul yüzde 20’nin 7 katıyken 9 katına çıktı. En zengin yüzde 10’luk kesimin geliri ise en yoksul yüzde 10’un 11 katıyken 17 katına çıktı. Zengin daha zenginleşirken, orta gelirli ve yoksul kesimler bu düzende dışlandı.

EMEKÇİYİ EZDİLER, DÜŞÜK FAİZLİ KREDİLERİ YANDAŞA PEŞKEŞ ÇEKTİLER

Ne diyordu önceki Hazine ve Maliye Bakanı?: “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor.” Ne diyordu Saray’ın kibirlisi?: “Grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ederek anında müdahale ediyoruz.” Bu yaklaşımın gelir dağılımını bozucu etkilerini, personel maliyetinin üretim değeri içindeki payının düşüşünden ve net kar oranındaki artıştan izlemek mümkün. Bir yandan emeği ve emekçiyi ezerken diğer yandan “Faiz sebep enflasyon sonuç” dediler, düşük faizli kredileri yandaşa peşkeş çektiler. Sonunda zengini daha zengin, fakiri daha fakir ettiler.

ASIL BEKA SORUNU BU

Gelir dağılımındaki bozulmanın dikkat çeken bir sonucu ise en düşük yüzde 25’lik gelir grubunda “tek kişilik hanehalkları” ile “sadece eşlerden oluşan hanehalklarının” payındaki artış; çocuklu ailelerin oranındaki düşüş. Sarayın kerameti kendinden menkul politikaları yüzünden, vatandaşlarımız geleceğe umutla bakamıyor; çocuk yapma planlarını erteliyor. Buna karşın Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre ülkemizdeki sığınmacıların doğum hızı, vatandaşlarımızın doğum hızının üç katına çıkıyor. Ülkemizin gerçek beka sorunu budur.

BU DÜZEN BÖYLE GİTMEZ, YAKLAŞAN SEÇİMLER HAKSIZLIĞA DUR DEMEK İÇİN SON FIRSAT

Orhan Veli Pireli Şiirinde soruyor: “Bu düzen böyle mi gidecek? Pireler filleri yutacak; Yedi nüfuslu haneye; Üç buçuk tayın yetecek…” Bu düzen böyle gitmez… Aynı misket oyununda olduğu gibi ekonomide de millet dışlanırsa, yandaşlar tüm misketleri üterse oyun biter. Ülke huzursuzluğa ve yokluğa mahkum olur. Emekçiyi, emekliyi ezen bu düzen sürdürülebilir değildir. Yaklaşan yerel seçimler bu haksızlığa dur demek için son fırsattır.

Kara Deliğe Döndü… SARAYLARIN MİLLETE FATURASI 2 MİLYAR DOLAR

CHP’li Öztrak, son 10 yılda Cumhurbaşkanlığının sadece yatırım harcamalarına 1,2 milyar dolar gittiğini, Beştepe’deki Sarayın önceki dönem maliyeti de eklendiğinde faturanın 2 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Bu parayla Avrasya Tüneli gibi bir proje yapılabileceğini, üstüne de 400 milyon dolar para kalacağını; ya da yurdun dört yanında yüzlerce okul ve pansiyon yapılabileceğini; ya da Bilkent Şehir Hastanesi büyüklüğünde bir hastane kurulabileceğini hatırlatan Öztrak, “Bakan Şimşek tasarruf konusunda valilerden önce; Saray ve uçak koleksiyonu yapan, ucu bucağı görünmeyen araç konvoylarıyla dolaşan, ülkede israf kelimesinin vücut bulmuş hali olan kibir abidesine ve şürekasına söz geçirmeli. Yoksa milletimiz bir lafa, bir de icraata bakar. ‘Bize veriyorlar talkını, kendileri yutuyor salkımı’ der” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Son 10 yılın Yatırım Programlarına göre Cumhurbaşkanlığı’nın 2014-2023 döneminde “yatırım” harcamalarının toplamının 1 milyar 228 milyon dolara ulaştığını, 2012-2015 döneminde Beştepe’deki Saray Başbakanlık bünyesindeyken yapılan 764 milyon dolarlık harcama eklendiğinde toplam maliyetin 2 milyar dolara yaklaştığını ifade etti.

TEFRİŞATTAN ARAÇ ALIMINA PEK ÇOK KALEME MİLYONLAR HARCANDI

Öztrak’ın verdiği bilgilere göre Cumhurbaşkanlığının 2 milyar dolara ulaşan yatırım harcamalarının 1 milyar 652 milyon dolarının İstanbul’daki, Ankara Beştepe’deki saraylar ile Okluk’ta yapılan yazlık ve Ahlat’ta yapılan kışlık saraylara verilen para oluşturuyor. Kalan 339 milyon dolarlık gider ise inşaat-onarım harcamalarından basılı yayın alımına, bina tefrişatından taşıt alımına kadar değişik kalemlere harcanmış.

BU PARAYLA NELER YAPILIRDI NELER…

Öztrak, Cumhurbaşkanlığının çoğunu da saray yapımı giderlerinin oluşturduğu 2 milyar dolara ulaşan harcamaları yerine başka neler yapılabileceğini şöyle özetledi:

“Bu parayla bir tane daha Avrasya Tüneli yapılır, üstüne de 400 milyon dolar para kalırdı. Ya da memleketimizin dört bir yanında 250 tane 32 derslikli lise, üstüne öğrenciler için 230 tane 200 kişilik pansiyon yapılırdı. Ya da en ileri teknolojilere sahip cihazlarla tamamen donatılmış ve çevre düzenlemesine kadar her şey dâhil olmak üzere Bilkent Şehir Hastanesi büyüklüğünde bir hastane yapılabilirdi.”

BAKAN ŞİMŞEK VALİLERE TASARRUF DEMEDEN ÖNCE ERDOĞAN’A SÖZ GEÇİRMELİ

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in valilere, “Harcadığımız para babamızın parası değil, milletin parası” dediği yönündeki haberleri anımsatan Öztrak, Bakan Şimşek’in gösterişten uzak, mütevazi bir kamu anlayışından; kağıdın arkasını kullanmaktan bahsetmeden önce bu harcamalara bir bakması gerektiğini vurguladı. Öztrak, “Mehmet Şimşek önce ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyen, Saray ve uçak koleksiyonu yapan, ucu bucağı görünmeyen araç konvoylarıyla dolaşan, ülkede israf kelimesinin vücut bulmuş hali olan kibir abidesine ve şürekasına söz geçirmeli” değerlendirmesinde bulundu.

MİLLETE VERİYORLAR TALKINI, KENDİLERİ YUTUYOR SALKIMI

Yönetimde israf son sürat devam ederken, Bakanların tasarruf sözlerinin bi anlamı olmayacağını kaydeden Öztrak, “Yoksa milletimiz bir lafa, bir de icraata bakar. ‘Bize veriyorlar talkını, kendileri yutuyor salkımı’ der. Saray’ın da, vitrin ekonomi yönetiminin sözlerine de inanmaz. Milletin inanmadığına yatırımcılar hiç inanmaz. Temiz para gelmez; aş da iş de olmaz” ifadelerini kullandı.

Merkez’in Kesinleşmemiş Zararı 851 Milyar Liraya Çıktı

CHP’li Öztrak, Kur Korumalı Mevduatın yükünün Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle bütçeden alınıp Merkez Bankası’na yüklendiğini belirterek, “Ama gizlide gebe kalan aşikâre doğurur derler. Merkez Bankası’nın Bu yıl haziran ayında 81 milyar TL olan ‘kesinleşmemiş zararı’ KKM’yi devir aldıktan sonra, 18 Aralık itibariyle 851 milyar TL’ye ulaştı. Bu, bütçe açığında görmemiz gereken birkaç yüz milyar liranın Merkez Bankası’nın bilançosuna saklandığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Hazine’nin iç borçlanma için ödeyeceği faiz anaparayı geçmesine rağmen, hala açığının çok üstünde borçlanmanın devam ettiğinin altını çizen Öztrak, “Görünen o ki, varsıllara KKM için ödenen milyarların yükü, yine vergi mükelleflerinin sırtına kalıyor” diye konuştu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün TBMM Genel Kurulu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuştu. Ülkede bugün yaşanan sıkıntıların köklerinin Erdoğan’ın tek kişilik rejimi kurmaya giriştiği 2014 yılına kadar dayandığını belirten Öztrak, bu süreçte Erdoğan’ın el ele verip adalet terazisini bozduğu ortağının, sonradan darbeye kalkıştığını ifade ederek, “Bugün Erdoğan tarikatların, cemaatlerin devletin kılcal damarlarına girmesine yine göz yumuyor. Bakanları bunlarla protokoller yapıyor” diye konuştu.

10 YILI YİTİRDİK

Yönetimde otoriterleşmenin ve hukuk devletinden uzaklaşmanın milletin gelirinin erittiğini ifade eden Öztrak, son yayınlanan OVP’ye göre Türkiye’de kişi başına gelirin 2023 itibariyle 2013’ün altında olacağının altını çizerek, “Sarayın kibri yüzünden, koskoca 10 yılı yitirdik” dedi.

ENFLASYONUN FATURASI ÇALIŞANA

Ekonomide son yıllardaki büyümenin sağlıksız olduğunu, bir yandan cari açığı, bir yandan enflasyonu azdırdığını, aynı zamanda da orta direği çökerttiğini söyleyen Öztrak, ülkedeki çocuk yoksulluğuna ve emeğin milli gelirden aldığı paydaki düşüşe dikkat çekti. Hükümetten gelen asgari ücretin yılda bir defa belirlenmesine yönelik açıklamaları da değerlendiren Öztrak, asgari ücretin açıklandığı her dönem en geç iki ay içinde açlık sınırının altına düştüğünü belirterek, “Bu, enflasyonun faturasını çalışana kesmektir” dedi.

TÜRKİYE GRİ LİSTEDEN ÇIKAMADI

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelir gelmez üzerine eğildiği konulardan birinin, Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü’nün gri listesinden çıkması olduğunu belirten Öztrak, bu sözlerin gerçekleşmediğini, Türkiye’nin hala Uganda’yla, Tanzanya’yla, Mozambik gibi ülkelerle birlikte para aklayan, terörün finansmanına engel olamayan ülkelerin izlendiği gri listede bulunduğunu vurguladı.

VİTRİN DEĞİŞSE DE GÜVEN GELMİYOR

Ekonomi yönetiminde vitrin değişse de güvenin sağlanamadığını ve yabancı yatırımların ülkeye gelmediğini belirten Öztrak, Erdoğan’ın geçmişte yaptıklarının bunun temel sebebi olduğunu söyledi. Öztrak, Erdoğan’ın daha önce Bakan Şimşek’i Halkbank’ı dolandırmakla suçladığını, “laf dinlemiyorlar” diyerek Merkez Bankası başkanlarını görevden aldığını, Merkez Bankası rezervlerinden önce 128 milyar doları, ardından 199 milyar doları daha buharlaştırdığını, “faiz sebep, enflasyon netice” diyerek TL’yi pul ettiğini ve son olarak ekonominin başına Kur Korumalı Mevduat denen belayı musallat ettiğini kimsenin unutmadığını anlattı.

ERDOĞAN “NAS” DESE DE FAİZ-METRE İŞLİYOR

Daha önce “Faiz nastır, nas ortadayken sana, bana ne oluyor” diyen Erdoğan’ın devri iktidarında faiz lobilerine milletin kesesinden her yıl 27 milyar dolar, her ay 2 milyar 227 milyon dolar, her gün 73 milyon 251 bin dolar, her saat 3 milyon 52 bin dolar faiz ödendiğini ifade eden Öztrak, “Erdoğan’ın 21 yılda ödediği toplam 559 milyar dolar faiz, kendisinden önceki hükümetlerin 28 yılda ödediği faizin iki katı” dedi.

EKONOMİ YÖNETİMİ PATİNAJA BAŞLADI

Erdoğan’ın bir sabah kalktığında, tek bir imzayla neler yapabileceğini bilen yatırımcıların ülkeye gelmekten çekindiğine, faiz artsa da TL’deki değer kaybının ve enflasyondaki artışın sürdüğüne dikkat çeken Öztrak, vitrine konan ekonomi yönetiminin bu tablo karşısında patinaja başladığını söyledi. Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı kiraların düştüğünü, Merkez Bankası Başkanı’nın ise bunun tersini söylediğini, benzer şekilde Bakan’ın çekirdek enflasyonda düşüş açıklamaları karşısında Merkez Bankası Başkanı’nın fiyatları “Sadık Abisi’ne” sorduğunu hatırlattı.

KKM’NİN YÜKÜ MERKEZ’İN BİLANÇOSUNA GİZLENDİ, ZARAR 851 MİLYAR LİRAYA ÇIKTI

Kur Korumalı Mevduatın yükünün Temmuz ayında yapılan düzenlemeyle bütçeden alınıp Merkez Bankası’na yüklendiğini kaydeden Öztrak, “Ama gizlide gebe kalan aşikâre doğurur derler. Merkez Bankası’nın Bu yıl haziran ayında 81 milyar TL olan ‘kesinleşmemiş zararı’ KKM’yi devir aldıktan sonra, 18 Aralık itibariyle 851 milyar TL’ye ulaştı. Bu, bütçe açığında görmemiz gereken birkaç yüz milyar liranın Merkez Bankası’nın bilançosuna saklandığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

HAZİNE AÇIĞININ ÜSTÜNDE BORÇLANIYOR, KKM’NİN YÜKÜ VATANDAŞA YÜKLENİYOR

Merkez Bankası’nın KKM sahiplerine ödediği milyarları piyasadan çekemediğini, bu işin Hazine tarafından, tefeci faiziyle borçlanarak yapıldığını anlatan Öztrak, Hazine’nin iç borçlanma için ödeyeceği faizin borcun anaparasını geçmesine rağmen hala açığının çok üstünde borçlanmaya devam ettiğinin altını çizdi. Öztrak, “Görünen o ki, varsıllara KKM için ödenen milyarların yükü, yine vergi mükelleflerinin sırtına kalıyor” diye konuştu.

IMF İLE SÇEİM SONRASI UYGULAYACAKLARI PROGRAMI KONUŞUYORLAR

Erdoğan yönetiminde, Türkiye’nin döviz yükümlülükleri ve kur riskleri olağanüstü boyutlara ulaştığını belirten Öztrak, Brüt dış borcun 476 milyar dolara çıktığını, Türkiye’nin önümüzdeki 1 yıl içinde ödemesi ya da çevirmesi gereken dış borcun 220 milyar dolar olduğunu ifade etti. Ayrıca dış borç istatistiklerinde görünmeyen 153 milyar dolarlık Kamu Özel İşbirliği proje garantilerine, 93 milyar dolarlık KKM’ye, süren cari açığa ve tüm bunlar karşısında Merkez Bankası rezervlerinin halen 53 milyar dolar açık verdiğine dikkat çeken Öztrak, “Yeni ekonomi yönetimi de güven için güçlü çıpa ihtiyacının farkında… IMF’yle çay partilerinde, seçimden sonra uygulayacakları programı konuşuyorlar” dedi.

HERKES KLARNET ÇALAR DA HERKES ŞÜKRÜ TUNAR OLAMAZ

“Herkes klarnet çalmaya çalışabilir ama herkes Şükrü Tunar olamaz” diyen Öztrak, ekonomi yönetiminin zurnayla peşrev çalmaya uğraştığını ama başaramadığını, Türkiye’nin daha önce 2001 yılında bu krizlerden uyguladıkları “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” sayesinde çıkabildiğini, son seçimlerden önce açıkladıkları Ortak Politikalar Mutabakat Metnini bunun için hazırladıklarını, iş başına gelmeleri halinde ülkeye temiz para yağacağını ifade etti.

YAPILACAK İŞ YEREL SEÇİMDE İKTİDARI HEZİMETE UĞRATMAK

Sorunun sebebi olanların çözümün adresi olamayacağını söyleyen Öztrak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yapılacak ilk iş 31 Mart seçimlerinde iktidarı hezimete uğratmak, erken genel seçime zorlamaktır. Bu kriz ancak adaleti ve hukuk devletini yeniden tesis edecek, verimliliği ve üretimi artıracak, büyümenin milletimizin tamamını kucaklamasını sağlayacak ve her alanda sürdürülebilirliği temin edecek bir programı uygulayacak yeni ve güvenilir bir yönetimle atlatılabilir. Bunu da yine biz yaparız.”

Açıklanan Enflasyon Tahminiyle 2025 Bütçesi Şimdiden Kadük Oldu

CHP’li Öztrak, 2025 için Merkez Bankası’nın açıkladığı enflasyon tahmini ile Hükümetin Orta Vadeli Program’da ve bütçede açıkladığı enflasyon tahmini arasındaki...
Devamını oku

Devlet Yönetiminde ve Ekonomide Çöküş Lego Parçaları Gibi Birbirini Tamamlıyor

CHP’li Öztrak, açıklanan son verilere göre Türkiye’nin dünyada en yüksek enflasyon yaşanan 6 ülkeden biri olduğunu belirterek, “Vatandaşın cebine indirilen...
Devamını oku

Geri Çekilen Vergi Paketi Fragmandı Asıl Korku Filmi 2025’te

CHP’li Öztrak, IMF’nin Türkiye hakkındaki son raporunda, Türk yetkililere atfen 2025’te sıkı maliye politikası uygulanacağı görüşlerine yer verilmesine dikkat çekerek,...
Devamını oku

Hazine’nin Faiz Dışı Nakit Açığı 13’e Katlandı

CHP’li Öztrak, ilk 9 ayda Hazine’nin faiz dışı nakit açığının bir önceki yılın aynı döneminin 13 katına çıktığına dikkat çekerek,...
Devamını oku

Enflasyon Hedefinin Tutması Zor

CHP’li Öztrak, Eylül ayı enflasyon verilerinden sonra, yılsonu hedefinin tutması için kalan üç ayda toplam enflasyonun yüzde 4 civarında kalması...
Devamını oku

Sadece İstatistiklerle Masal Anlatarak Zulmü Gizlemek Mümkün Değil

CHP’li Öztrak, Erdoğan’ın Türkiye’nin 85 milyon üzeri nüfusla milli geliri 13 bin doların üzerinde olan beş ülkeden biri olduğuna yönelik...
Devamını oku

Mali Disiplin Konusunda Hükümetin Samimiyeti Daha Çok Su Kaldıracağa Benziyor

CHP’li Öztrak, Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere genel bütçe kapsamındaki idarelerin giderlerindeki artışlara dikkat çekerek, “Atalarımız ‘balık baştan kokar’...
Devamını oku

Ekonomide Yavaşlamaya Rağmen Enflasyon Hızını Kesmiyor

CHP’li Öztrak, ekonomideki yavaşlamaya rağmen enflasyonun hız kesmediğine dikkat çekerek, “Bu yıl ağustos ayında, serideki tüm Ağustos ayları itibariyle en...
Devamını oku

 İletişim

Bize her türlü görüş ve önerilerinizi bildirmek için sağ tarafta yer alan bilgilerden bize ulaşabilirsiniz.
CHP Genel Merkezi: Anadolu Bulvarı No: 12 06520
Söğütözü / ANKARA
Telefon: +90 (312) 207 40 00
Telefon 2: +90 (312) 420 59 48-49
Faks: +90 (312) 207 40 14
E-Posta: info@faikoztrak.com