Main menu
Second Menu
Faik ÖztrakBlog style 1

Ekonomide Yavaşlamaya Rağmen Enflasyon Hızını Kesmiyor

CHP’li Öztrak, ekonomideki yavaşlamaya rağmen enflasyonun hız kesmediğine dikkat çekerek, “Bu yıl ağustos ayında, serideki tüm Ağustos ayları itibariyle en yüksek ikinci aylık enflasyon kaydedildi. Enflasyonun direnç göstermeye devam etmesi, uygulanan politikaların yeterince etkili olmadığını gösteriyor” dedi.

Ağustos ayında da hızı yeterince kesilmeyen enflasyonla yıl sonu hedefine ulaşmanın giderek zorlaştığına dikkat çeken Öztrak, “Sadece sıkı para politikasına yaslanarak ve döviz kurunu tutarak enflasyonla mücadele etmeye çalışmak, boksörü tek kolunu bağlayarak ringe çıkarmaya benzer. Ve ekonomide her hesabın, her denklemin arkasında insan vardır. Yapılan hataların faturasını her zaman, bu Hükümetin görüp duymadığı vatandaş öder” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Ağustos ayı enflasyon verileriyle ilgili yaptığı açıklamada şunları belirtti

EN YÜKSEK İKİNCİ AĞUSTOS ENFLASYONU

Enflasyon hız kesmiyor… Ağustos’ta İTO’nun yüzde 1,73; EN-AG’ın yüzde 3,47 hesapladığı aylık enflasyon, TÜİK’e göre yüzde 2,47 oldu. Bu, ağustos ayları itibariyle TÜİK’in mevcut serisindeki en yüksek ikinci aylık fiyat artışı! Geçen yıl seçim sonrasında üst üste gelen zamlarla temmuz ve ağustos aylarında enflasyon yüzde 9’un üzerine çıkmıştı. Bunun sebep olduğu baz etkisiyle, ağustos ayında aylık enflasyonda serinin en yüksek ikinci fiyat artışı kaydedilmesine rağmen, yıllık enflasyon gerilemiş görünüyor.

YILSONU ENFLASYON HEDEFİNE ULAŞMAK ZOR

Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon tahmininin üst bandı yüzde 42. Bunun tutması için bundan sonraki dört ayda gerçekleşecek enflasyonun toplamda 7,62 puanı, aylık ortalama artışın da 1,8 puanı geçmemesi gerekiyor. Geçtiğimiz 3 yılda son 4 ayda gerçekleşen enflasyonlar ise bunun çok üstünde.

TÜRK-İŞ VE İTO GIDA FİYATLARI ARTTI DERKEN, TÜİK DÜŞTÜ DİYOR

Diğer taraftan TÜRK-İŞ ve İTO ağustosta gıda fiyatlarının arttığını tespit ederken, TÜİK düştüğünü söylüyor. Ama milletimiz, pazar tezgahlarındaki, market raflarındaki yangını yaşıyor. Ayrıca, son bir yılda eğitim fiyatları yüzde 121, kiralar yüzde 121, yataklı tedavi hizmeti fiyatları yüzde 79, demiryolu ve karayolu ile yolcu taşımacılığı hizmetlerinin fiyatları ise yüzde 70-80 artmış.

EKONOMİDE YAVAŞLAMAYA RAĞMEN ENFLASYON DİRENÇ GÖSTERİYOR

Dün gelen yılın ikinci 3 ayına ilişkin büyüme verileri, ekonomide ciddi bir yavaşlamayı gösteriyordu. Bu yavaşlamaya rağmen enflasyonun direnç göstermeye devam etmesi, uygulanan politikaların yeterince etkili olmadığını gösteriyor. Peki neden? Öncelikle, suyun başında hala Saray’ın olduğunu, sorunun sebebi olanın çözümün adresi olmayacağını herkes biliyor. Bunun tersine inandırmak için; beklentileri değiştirecek, milletimizi bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına ve eski hataların tekrarlanmayacağına inandıran, hukukun üstünlüğünü sağlayan, ekonominin rekabet gücünü artıran, sosyal destek ağlarıyla herkesi kucaklayan ve kimseyi dışlamayan, belli takvime ve eylem planına bağlı, sürdürülebilir bir program da hala ortada yok!

BOKSÖRÜN TEK KOLUNU BAĞLAMAK GİBİ

Sadece sıkı para politikasına yaslanarak ve döviz kurunu tutarak enflasyonla mücadele etmeye çalışmak, boksörü tek kolunu bağlayarak ringe çıkarmaya benzer. Nitekim aylık çekirdek enflasyonun TÜFE’nin üzerine çıkması bahsedilen yılsonu hedefleri açısından iyi haber değil. Bu veriler, önümüzdeki dönem ekonomide daralmanın daha da hızlanacağı ancak enflasyonun katılığını sürdüreceğini gösteriyor. Vatandaşlarımızın sadece hayat pahalılığıyla değil, kalitesizleşen istihdam ve işsizlik arasında da daha fazla ezileceği anlaşılıyor. Ekonomi sadece rakamlar, grafikler, tablolar değildir. Her hesabın ve denklemin arkasında insan vardır. Ve faturayı her zaman, bu Hükümetin görüp duymadığı vatandaş öder.

Saray Mamulü Enflasyon Milletin Cebini Boşaltıyor

CHP’li Öztrak, Ağustos ayında açlık sınırının 19 bin 271 liraya yükseldiğini, açlık sınırı altındaki 17 bin liralık asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği Türkiye’de çalışanların karnını doyurmakta zorlandığını belirterek, “Saray mamulü enflasyon ve hayat pahalılığı milletimizin cebini boşaltmaya devam ediyor” dedi.

Ekonomi çevrelerinde tartışılan, piyasanın enflasyon beklentileri ile vatandaşların enflasyon beklentileri arasındaki makasa da dikkat çeken Öztrak, “Ömer Seyfettin’in dediği gibi ‘Milletimiz âlim değildir ama ariftir.’ İrfanıyla sezer, fark eder ve bilir. Çarşıdaki dükkanların, pazardaki tezgahların, marketteki rafların halini, her geçen gün artan hayat pahalılığını, onunla boğuşan, mücadele eden vatandaşlarımızdan daha iyi kim anlayabilir?” diye sordu.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in “fiyat istikrarına ulaşarak gelir dağılımında adalet ve refah sağlayacakları” yönündeki açıklamasına da değinen Öztrak, “Siz böyle derseniz  ‘Türkiye’yi enflasyonda dünyada, gelir adaletsizliğinde OECD ülkeleri arasında zirveye taşıyan kim?’ diye sorarlar. Bu soru, bu yönetimin başında Demokles’in kılıcı gibi sallanır. Sözün özü: Bu gidişi radikal bir biçimde değiştirecek dört başı mamur bir program ortaya konmadıkça, sorunun sebebi olanlar çekip gitmedikçe ülkeye ne adalet ne de refah gelir” değerlendirmesinde bulundu.

CHP’li Öztrak’ın paylaştığı grafiklerde Türkiye’nin 2024 itibariyle dünyada enflasyonun en yüksek olduğu iki ülkeden biri olduğu görülüyor.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak Ağustos ayı açlık sınırı, ekonomik güven ve sektörel enflasyon beklentilerini sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi.

Öztrak açıklamasında şunları kaydetti: 

SARAY MAMULÜ ENFLASYON MİLLETİN CEBİNİ BOŞALTIYOR

Ağustos ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 19 bin 271 liraya yükseldi. Çalışanların yarısından fazlasının 17 bin liralık asgari veya civarında bir ücretle çalışmak zorunda olduğu ülkemizde, çalışanlar her geçen gün karınlarını doyurmakta daha da zorlanıyor. Saray mamulü enflasyon ve hayat pahalılığı milletimizin cebini boşaltmaya devam ediyor.

EKONOMİK GÜVENDE BÖYLE BİR DÜŞÜŞÜ EN SON 2018’DE GÖRDÜK

Dün açıklanan Ekonomik Güven Endeksi de son 5 aydır kesintisiz düşüyor. Ekonomik güvende böyle kesintisiz bir düşüş serisini 2018 yılından bu yana görmemiştik. Ağustos ayında Reel Kesim Güven Endeksi ile Hizmet Sektörü Güven Endeksleri Ekonomik Güven Endeksini aşağı çekti. Reel Kesim Güven Endeksinin alt endeksleri üretim, istihdam, sipariş miktarı ve yatırımla ilgili önümüzdeki 3 aylık döneme ilişkin beklentilerin olumsuz olduğunu gösteriyor. Hizmet Sektöründe beklentilerin ise hem son 3 aylık dönem, hem önümüzdeki 3 aylık dönemle ilgili karamsar olduğu görülüyor.

ENFLASYONUN GERÇEĞİNİ ONUNLA MÜCADELE EDEN VATANDAŞ BİLİR

Yine geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası tarafından yayımlanan Sektörel Enflasyon Beklentileri anketinin sonuçları da dikkat çekici. Enflasyon beklentilerinde piyasa ile hane halkı arasındaki makas uzun süredir konuşuluyordu. Hatta son Enflasyon Raporu toplantısında da bu konu üzerinde uzun uzadıya duruldu. Talepte dengelenme ve reel değerlenme ile birlikte “dezenflasyon sürecinin 3 ana unsurundan biri” olarak sayıldı. Merkez Bankası anketinin Ağustos ayı sonuçları, 12 ay sonrası için yıllık enflasyon beklentilerinin: piyasa katılımcılarına göre 1,3 puan azalışla yüzde 28,7; reel sektöre göre 1,2 puan azalışla yüzde 53,8; hanehalkına göre 1,1 puan artışla yüzde 73,1 olduğunu söylüyor. Ömer Seyfettin’in dediği gibi “Milletimiz âlim değildir ama ariftir.” İrfanıyla sezer, fark eder ve bilir. Çarşıdaki dükkanların, pazardaki tezgahların, marketteki rafların halini, her geçen gün artan hayat pahalılığını, onunla boğuşan, mücadele eden vatandaşlarımızdan daha iyi kim anlayabilir?

EKONOMİDE HER DENKLEMİN ARKASINDA İNSAN VARDIR

Ekonomide her denklemin arkasında insan vardır. Gerekli reformları yapmadan, ortaya dört başı mamur, sonuçları ölçülebilir bir ekonomi programı ve takvimi belli eylem planı koymadan, sadece “düzeliyor” diyerek ekonomi düzelmez. Sadece “sabır” telkin ederek ekonomi yönetilmez. İnsanların sabretmesi için sabrın sonunun selamet olacağını bilmesi gerekir. Bunun için de insanların hiçbir şeyin eskisi olmayacağına inanması gerekir.

EKONOMİYİ MİLLETE ZULÜM ARACINA DÖNÜŞTÜRDÜNÜZ

Aksi halde, sadece para politikasına yüklenip, döviz kurunu tutarak enflasyonu düşürmeye çalışırsanız; çok kazanan, vergi ödemeyen, enflasyon fırsatçılığıyla kazancı zirve yapan gününü gün ederken, fedakarlığın büyüğünü dar ve sabit gelirli vatandaştan beklerseniz, kimse sizin adaletinize inanmaz ve kimse enflasyonu düşüreceğinize güvenmez. Ekonomiyi millete zulüm aracına dönüştürürsünüz.

ÜLKEYİ ENFLASYONDA DÜNYANIN, GELİR ADALETSİZLİĞİNDE OECD’NİN ZİRVESİNE TAŞIDINIZ

Sonra, Hazine ve Maliye Bakanınız çıkıp “Enflasyon düşünce gelir dağılımında adalet ve refah atışı da olacak” diye açıklama yapınca, “Türkiye’yi enflasyonda dünyada, gelir adaletsizliğinde OECD ülkeleri arasında zirveye taşıyan kim?” diye sorarlar. Bu soru, bu yönetimin başında Demokles’in kılıcı gibi sallanır. Sözün özü: Bu gidişi radikal bir biçimde değiştirecek dört başı mamur bir program ortaya konmadıkça, sorunun sebebi olanlar çekip gitmedikçe ülkeye ne adalet ne de refah gelir.

İşsizlikte Böyle Bir Artışı Sadece Pandemi Döneminde Görmüştük

CHP’li Öztrak, gerçek işsiz sayısının yılın ilk iki çeyreğinde birer milyon kişi arttığına dikkat çekerek, “Gerçek işsiz sayısında iki çeyrek üst üste 1 milyon kişiden fazla artışı, daha önce sadece pandemi döneminde görmüştük. Saray’ın ‘faiz sebep’ politikalarının sebep olduğu enflasyon canavarını kontrol altına almanın işsizlik cinsinden faturası her geçen gün büyüyor” dedi.

Yılın ikinci çeyreği itibariyle üniversite mezunu işsiz sayısının 1 milyona dayandığını; 6,3 milyon gencin ise ne okuduğunu, ne çalıştığını, ev genci olarak evde anasının babasının eline baktığını kaydeden Öztrak, “Ne emeklerle büyütülen, yetiştirilen, okutulan ve ülkemizin en önemli stratejik üstünlüğü olan gençlerimiz işsiz” dedi.

Emeklilik nedeniyle işgücüne dahil olmayanların sayısında bir yılda 800 bin kişi azalış olduğuna dikkat çeken Öztrak, emeklilerin eriyen aylıkları nedeniyle çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Hükümetin geçmişteki hatalarının bedelini, olan bitenden en ufak bir sorumluluğu olmayan vatandaşlara yüklediğini söyleyen Öztrak, “Bu sorunların sebebi olan eski strateji de, yeni strateji de irrasyonel, yani akıl dışıdır” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TÜİK tarafından yayınlanan 2024 yılı 2. Çeyrek İşsizlik verilerini, sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak, açıklamasında şunları ifade etti:

İŞSİZ SAYISINDA BÖYLE BİR ARTIŞI, SADECE PANDEMİ DÖNEMİNDE GÖRMÜŞTÜK

Yılın ikinci üç ayında gerçek işsiz sayısı 1 milyon kişiden fazla arttı. Ülkemizdeki işsizlerin sayısı 11 milyon kişiye dayandı. Gerçek işsiz sayısında iki çeyrek üst üste 1 milyon kişiden fazla artışı, daha önce sadece pandemi döneminde görmüştük. Saray’ın “faiz sebep” politikalarının sebep olduğu enflasyon canavarını kontrol altına almanın işsizlik cinsinden faturası her geçen gün büyüyor.

6,3 MİLYON EV GENCİ ANA BABASININ ELİNE BAKIYOR

Yine bu dönemde, 15-34 yaş aralığında ne bir işte çalışan ne de okuyan insanlarımızın sayısı 6 milyon 312 bin kişi oldu! Üniversite mezunu işsiz sayımız ise 837 bin kişi! Ne emeklerle büyütülen, yetiştirilen, okutulan ve ülkemizin en önemli stratejik üstünlüğü olan gençlerimiz işsiz! Taşı sıksa suyunu çıkaracak milyonlarca gencimiz, ev genci olmuş, evde oturup ana babasının eline bakıyor.

EMEKLİLİK NEDENİYLE İŞGÜCÜNE DAHİL OLMAYANLARIN SAYISINDA DİKKAT ÇEKİCİ DÜŞÜŞ

Önceki yılın aynı dönemine göre iş bulma ümidini yitirdiği için iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı da 294 bin kişi artmış. 1 milyon 965 bin kişiye ulaşmış. Emekli olduğu için işgücüne dahil olmayanların sayısındaki düşüş ise dikkat çekici. Önceki yılın aynı dönemine göre “Emekli olduğu için” çalışmayanların sayısı 809 bin kişi azalışla 4 milyon 373 bin kişiye düşmüş. Emekli maaşları eridikçe onca yıl çalıştıktan sonra artık dinlenme zamanı gelen milyonlarca emeklimiz hayata tutunmak için ilerlemiş yaşına rağmen kayıtlı-kayıtsız çalışmak zorunda kalıyor.

YENİ STRATEJİ DE ESKİSİ GİBİ “İRRASYONEL”

Milleti enflasyon ile işsizlik arasında ezen, geçmişteki hataların bedelini olan bitenden en ufak bir sorumluluğu olmayan vatandaşlara yükleyen bir dezenflasyon stratejisine rasyonel denebilir mi? Bu sorunların sebebi olan eski strateji de, yeni strateji de irrasyonel yani akıl dışıdır…

Gerçek İşsiz Sayısı Haziran’da Rekor Kırdı

CHP’li Öztrak, Haziran ayında gerçek işsiz sayısının rekor kırarak 11,5 milyon kişinin üzerine çıktığına ve ilk kez resmi işsiz sayısının 3,5 katına ulaştığına dikkat çekti.

Hükümetin geçen yıl genel seçimleri kazanmak için uyguladığı faizleri yüzde 8’lerde tutma politikasının faturasının giderek daha net ortaya çıktığını ifade eden Öztrak, “Şimdi önemli olan bu faturayı, bu faiz hovardalığından yararlananlara ödettirecek bir stratejinin izlenmesi. Ama ortada bunun emaresi yok. Bu gidişle olan bir kere daha orta direğe, dar ve sabit gelirlilere olacak” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün açıklanan 2024 Haziran ayı işsizlik verileriyle ilgili sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:

GERÇEK İŞSİZ SAYISI REKOR KIRDI

Haziran ayında gerçek işsiz sayısı rekor kırdı. Resmi işsizlik oranı da birkaç aylık düşüşün ardından yeniden artışa geçti. Resmi işsizlerin sayısı bir ayda 234 bin kişi artarak 3 milyon 305 bin kişiye ulaştı. Bu, 2021 Şubat ayından sonra işsiz sayısına kaydedilen en yüksek artış. Gerçek işsiz sayısı ise daha önce görülmemiş şekilde, tek bir ayda 2 milyon 129 bin kişi artarak 11 milyon 553 bin kişiye çıktı. Türkiye’deki gerçek işsizlerin sayısı, dünya üzerindeki 111 ülkenin nüfusunu aştı.

RESMİ İŞSİZ SAYISI İLE GERÇEK İŞSİZ SAYISI ARASINDAKİ FARK GÖRÜLMEMİŞ ŞEKİLDE AÇILDI

Haziran ayında gerçek işsiz sayısı ile resmi işsiz sayısı arasındaki fark da daha önce görülmemiş bir biçimde açıldı, 8 milyon 248 bin kişiye ulaştı. Gerçek işsiz sayısı, ilk kez resmi işsiz sayısının 3,5 katına ulaştı! Gerçek işsiz sayısında 2 milyon 129 bin kişilik artışın; 234 bin kişilik kısmı resmi işsiz sayısındaki artıştan, 895 bin kişilik kısmı daha fazla çalışmak istediği halde bu imkanı bulamayan ve haftada 40 saatten az çalışmak zorunda kalanları ifade eden “zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin” sayısındaki artıştan, 1 milyon kişilik kısmı ise iş bulma ümidini yitirdiği için ya da başka bir sebeple iş aramaktan vazgeçenleri ifade eden “iş aramadığı halde çalışmaya hazır olanların” sayısındaki artıştan kaynaklanıyor.

TÜİK’İN SİHİRLİ DEĞNEĞİ

Ekonominin iş imkanı sağlama kapasitesini gösteren istihdam edilenlerin sayısı ve istihdamın kalitesi de çok ciddi alarm veriyor. Çalışanların sayısında Haziran’da 341 bin kişilik düşüş dikkat çekiyor. Zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı ise yılın ikinci çeyreğinde her ay 1 milyon kişi yukarı ya da aşağı yönlü oynamış görünüyor. Bu da toplam istihdamın ve işsiz sayısının yönünü yukarı ya da aşağı çeviriyor… Bu durum, işsizlik sayılarına sihirli bir değneğin dokunduğu şüphelerini artırıyor.

“FAİZ SEBEP” POLİTİKALARININ FATURASINI, FAİZ HOVARDALIĞINDAN YARARLANANLAR ÖDEMELİ

TÜİK verileri ne kadar makyajlarsa makyajlasın, vatandaşlarımız yaşadığını biliyor. “Faiz sebep” diyerek ekonomiyi kimin alt üst ettiğini, kendisinin hayat pahalılığı ile işsizlik arasına sıkışmasına kimlerin sebep olduğunu çok net görüyor. Ekonomide genel seçimleri kazanmak için faizleri yüzde 8’lerde tutmanın faturası giderek daha net ortaya çıkıyor. Şimdi önemli olan bu faturayı, bu faiz hovardalığından yararlananlara ödettirecek bir stratejinin izlenmesi. Ama ortada bunun emaresi yok. Bu gidişle olan bir kere daha orta direğe, dar ve sabit gelirlilere olacak.

Borca Karşı Devredilen Cami ve Okul Arsaları Ne Kadar?

CHP’li Öztrak, Sayıştay raporlarına ve yetkililerin açıklamalarına göre belediyelerin SGK’ya olan borcunun son 2,5 yılda 5 katına çıktığını belirterek, “Sayıştay tarafından uyarılmalarına rağmen, buna karşı herhangi bir önlem almayan SGK yöneticileri hakkında hangi işlemler yapılmıştır?” diye sordu.

Öztrak hazırladığı soru önergesinde, belediyelerin vergi ve prim borçları karşılığında Hazine’ye ve SGK’ya devrettikleri ibadethane ve eğitim alanlarına ilişkin kamuoyuna yansıyan bilgileri de hatırlatarak, “Satılması nakde çevrilmesi imkansız bazı Belediye gayrimenkullerinin Maliye Hazinesi’ne devredilmesi suretiyle, hükümete yakın belediyelerin borcunu görünürde düşüren vitrin düzeltmelere” dikkat çekti.

Öztrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’a 2021’den bu yana Belediyelerin SGK’ya olan prim ve prime bağlı borçlarına karşılık Maliye Hazinesine veya SGK’ya devrettikleri, imar durumu ve fiili kullanımı okul, eğitim kurumu, ibadethane, dini tesis, cami alanı ya da doğal ve arkeolojik sit alanı olarak görülen arsaların büyüklüğünü ve TL cinsinden değerini sordu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yönelttiği soru önergesinde, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan prim ve prime bağlı borçlarındaki artışa dikkat çekti. Sayıştay raporlarına göre belediyelerin SGK’ya olan borçları 2021 yılında 19 milyar TL iken, 2022 yılı Kasım ayı itibariyle 38,7 milyar TL’ye ulaştığını, Bakan Işıkhan tarafından yapılan 25 Temmuz 2024 tarihli açıklamada ise Türkiye genelinde belediyelerin SGK’ya olan toplam prim borcunun 96 milyar liraya çıktığının ifade edildiğini hatırlatan Öztrak, önergesinde şunları ifade etti:

BELEDİYE BORÇLARI BEŞ YILDA BEŞE KATLANIRKEN SESSİZ KALDILAR

Sayıştay raporlarındaki veriler ve yetkililerin açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde; son 2,5 yılda belediyelerin SGK’ya olan borçlarının 19 milyar liradan 96 milyar liraya çıkarak beşe katlanmasına ve Sayıştay raporlarında bu duruma dikkat çekilmesine rağmen, Kurum’un bu alacakların tahsili için gereken gayreti göstermediği anlaşılmaktadır.

BORCU DÜŞÜRMEK İÇİN VİTRİN DÜZELTME

Diğer taraftan son dönemde SGK’nın Belediyelerden prim alacakları karşılığında, satılması nakde çevrilmesi imkansız bazı Belediye gayrimenkullerinin Maliye Hazinesi’ne devredilmesi suretiyle, hükümete yakın belediyelerin borcunu görünürde düşüren vitrin düzeltmeye matuf işlemler yapıldığı da dikkat çekmektedir.

Örneğin; 2019 yılında, Aliağa Belediyesi’nin, belediye şirketlerinin vergi ve sigorta borçları karşılığında, belediyeye ait olan ve aralarında imar durumu “cami”, “dini tesis” ve “okul” olan gayrimenkullerin de bulunduğu, toplam 59 adet gayrimenkulü Hazine’ye ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na devrettiği; 2023 yılında, Bayrampaşa Belediyesi’nin 90,8 milyon TL’lik vergi borcuna karşılık ilçedeki Kocatepe Ulu Cami ve Ulubatlı Hasan Camilerinin arsasını Maliye Hazinesi’ne devrettiği; aynı yıl Sancaktepe Belediyesi’nin belediye iştiraki SAFAŞ’ın vergi ve SGK’ya olan prim borçlarına karşılık tahsis yoluyla tamamı eğitim tesisine ayrılmış arazileri devrettiği, 2024 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin prim borçları nedeniyle 51 dönümlük küçük sanayi sitesi arsasını SGK’ya; ayrıca vergi borçları nedeniyle iki cami arsasını, DSİ Hizmet binasının bahçesini, üzerinde okul bulunan bir okul arsasını ve üzerinde kongre merkezinin bulunduğu bir arsayı Maliye Hazinesine devrettiği kamuoyuna yansımıştır. 

BORCA KARŞILIK CAMİ VE OKUL ARSASI DEVRALINDI MI

Öztrak, Bakan Işıkhan’a şu soruları yöneltti:

2021 yılından bugüne kadar, Belediyelerin SGK’ya olan prim ve prime bağlı borçlarına karşılık Maliye Hazinesine veya SGK’ya devrettikleri; imar durumu “okul/kreş/eğitim kurumu/vd.”, “ibadethane/dini tesis/cami alanı/vd.” ya da “doğal ve arkeolojik sit alanı” olarak görülen arsaların, belediyeler itibariyle, tek tek TL cinsinden değeri ve metrekare büyüklüğü nedir? Son iki buçuk yılda Belediyelerin SGK’ya olan borçları karşılığında Maliye Hazinesine veya SGK’ya devrettikleri ve fiili kullanımı, “okul”, “cami” ya da “ibadethane” olarak görülen gayrimenkullerin belediyeler itibariyle listesi ve tutarı nedir? Son iki buçuk yılda SGK’nın elindeki gayrimenkullerin sayısı, metrekare olarak büyüklüğü ve TL cinsinden değeri nereden nereye gelmiştir?

BORÇ ARTARKEN ÖNLEM ALMAYANLAR HAKKINDA İŞLEM YAPILDI MI

SGK’nın Belediyelerden alacaklarının son iki buçuk yılda beşe katlanması karşısında, Sayıştay tarafından uyarılmalarına rağmen, herhangi bir önlem almayan SGK yöneticileri hakkında hangi işlemler yapılmıştır?

“Hükümet TÜİK Eliyle Vatandaşın Hakkı Olan Paraya Çöktü”

CHP’li Öztrak, Haziran ayında TÜİK enflasyonu ile İTO enflasyonu arasındaki makasın son 15 ayın en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, “Bir Saray Hükümeti klasiği haline gelen emeklinin ve çalışanın ücretlerinin belli olacağı ayda enflasyonu düşük gösterme oyunu bu defa da tekrarlandı. Hükümet ‘Elinde madde fiyatları olmadığını’ açıklayan TÜİK eliyle, vatandaşın hakkı olan paraya bir kere daha çöktü” değerlendirmesinde bulundu.  

Yükselen çekirdek enflasyon ve Temmuz ayına bırakılan kamu zamları birlikte düşünüldüğünde, enflasyonda şu anda gerçek anlamda bir düşüş eğiliminden bahsetmenin mümkün olmadığını ifade eden Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in dezenflasyon sürecinin başladığına yönelik ifadelerini şu sözlerle eleştirdi:

“Saray ve Bakanları, ‘Dezenflasyon’ diye bayram ederken, açlık sınırının altındaki asgari ücretliyi görmüyorlar, yaz ayları olmasına rağmen düşmeyen fiyatları, ateş alan market raflarını, pazar tezgahlarını yok sayıyorlar, 10 bin lira aylıkla hayata tutunmaya çalışan, ileri yaşlarında iş bulmaya uğraşan emeklinin sesini duymuyorlar, ürününe maliyetin altında fiyat verdikleri çiftçiye kulaklarını tıkıyorlar… Bunlar milleti çoktan unutmuşlar… Ama şunu unutmasınlar: Milleti unutanı, millet UNUTMAZ!”  

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Haziran ayı enflasyon rakamlarını sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak açıklamasında şunları ifade etti:

TÜİK İLE İTO ARASINDAKİ MAKAS SON 15 AYIN EN YÜKSEK SEVİYESİNE ULAŞTI

TÜİK’in Haziran ayı enflasyon verilerine göre aylık enflasyon beklentilerin çok altında, yüzde 1,64 olarak gerçekleşti. Geçen yılın ortasında birbirine yaklaşan İTO enflasyonu ile TÜİK enflasyonu arasındaki fark açıldı, son 15 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.

HÜKÜMET TÜİK ELİYLE VATANDAŞIN HAKKI OLAN PARAYA ÇÖKTÜ

Bir Saray Hükümeti klasiği haline gelen emeklinin ve çalışanın ücretlerinin belli olacağı ayda enflasyonu düşük gösterme oyunu bu defa da tekrarlandı. Hükümet “Elinde madde fiyatları olmadığını” açıklayan TÜİK eliyle, vatandaşın hakkı olan paraya bir kere daha çöktü. İlk 6 ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 24,7; buna karşın memur ve memur emeklisinin alacağı zam yüzde 20’nin altında kaldı. Diğer emeklilerin zammı ise kök maaşa yansıtıldığından, bu hesapla 10 bin liranın altında aylık alan milyonlarca emekli, neredeyse hiç zam almayacak.

YAZIN ORTASINDA DOMATES 40 LİRA

TÜİK tabelaya ne yazarsa yazsın vatandaş yaşadığını biliyor. Yazın ortasına geldik… Markette hala; bir kilo domates 40 lira, bir kilo salatalık 39 lira, orta boy bir karpuz alsanız 120-130 lira… Şeftalinin, eriğin yanına yaklaşılmıyor. Sağlık, ulaştırma, eğitim gibi en temel alanlarda 12 aylık fiyat artışları ise yüzde 100’ün üstünde.

ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER DAR VE SABİT GELİRLİ İÇİN KOLAY OLMAYACAK

Önümüzdeki dönem eğilimlerini gösteren çekirdek enflasyon, manşet enflasyonun üstünde… Yüksek çekirdek enflasyon ve Temmuz ayına ertelenen kamu zamları birlikte düşünüldüğünde, önümüzdeki günlerin dar ve sabit gelirliler için hiç de kolay olmayacağı şimdiden görülüyor.

MİLLETİ UNUTANI, MİLLET UNUTMAZ

Hazine ve Maliye Bakanı “dezenflasyon süreci başladı” dese de, şu an için enflasyonda gerçek anlamda bir düşüş eğiliminden söz etmek de mümkün değil. Saray ve Bakanları, “Dezenflasyon” diye bayram ederken, açlık sınırının altındaki asgari ücretliyi görmüyorlar, yaz ayları olmasına rağmen düşmeyen fiyatları, ateş alan  market raflarını, pazar tezgahlarını yok sayıyorlar, 10 bin lira aylıkla hayata tutunmaya çalışan, ileri yaşlarında iş bulmaya uğraşan emeklinin sesini duymuyorlar, ürününe maliyetin altında fiyat verdiği çiftçiye kulaklarını tıkıyorlar… Bunlar milleti çoktan unutmuşlar… Ama şunu unutmasınlar: Milleti unutanı, millet UNUTMAZ!

Bütçe Verileri Sarayın Tercihinin Millet Olmadığını Gösteriyor

CHP’li Öztrak, yılın ilk 6 ayında faiz giderleri, pek çok kalemde harcamaların katlandığına, buna karşın dar ve sabit gelirli vatandaşların ödediği vergilerin olağanüstü seviyelere ulaştığına dikkat çekti.

Faiz, kira, müşavirlere ödemeler, KÖİ garanti ödemeleri, örtülü ödenek ve Cumhurbaşkanlığının harcamaları gibi kalemlere bu dönemde 700 milyar liraya yakın kaynak akarken, en düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya çıkarılmasının maliyetinin 33 milyar lira olarak açıklandığını hatırlatan Öztrak, “Bütçe bir tercih meselesidir. Ve bütçe rakamları bize şunu gösteriyor: Sarayın tercihi millet değildir” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, sosyal medya hesabından, yılın ilk 6 ayına ilişkin bütçe verilerini değerlendirdi. Öztrak, yaptığı açıklamada şunları belirtti:

Bu yılın ilk 6 ayında bütçe açığı geçen yıla göre yüzde 54,6 artarak 747 milyar liraya çıktı. Geçen yılın faiz dışı bütçe açığından Merkez Bankası’na devredilen KKM ödemeleri düşülünce, ilk 6 ayda faiz dışı dengedeki düzelmenin de sınırlı olduğu görülüyor.

LOBİLERE, KİRALARA GİDEN PARA 700 MİLYAR TL; EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞINI ARTIRMA MALİYETİ 33 MİLYAR LİRA

Geçen yılın aynı dönemine göre faiz harcamaları ikiye katlanarak 575 milyar liraya ulaştı. Geçilmeyen yollar ve köprüler, uçulmayan havalimanları için yapılan garanti ödemeleri 15 milyar lira artışla 40,5 milyar liraya; müşavir firma ve kişilere ödenen para 10,5 milyar lira artışla 16 milyar liraya, bina kiralama giderleri 21,8 milyar lira artışla 34,3 milyar liraya yükseldi. Cumhurbaşkanlığının harcadığı para 4 milyar lira artışla 6 milyar liraya; örtülü ödenekten yapılan harcamalar da aynı şekilde 4 milyar lira artışla 6 milyar liraya çıktı. Sadece bu kalemlerden harcanan para 700 milyar liraya yaklaşıyor. Buna karşın; AK Parti Grup Başkanının açıklamasına göre en düşük emekli aylığını 12 bin 500 TL’ye çıkarmanın 6 aylık maliyeti 33 milyar lira!

FATURA DAR VE SABİT GELİRLİ VATANDAŞA ÇIKTI

Peki bu harcamalar nasıl finanse edildi? İlk 6 ayda; dilimlerdeki ayarsızlığın da etkisiyle milletten toplanan Gelir Vergisi 328 milyar lira arttı, 588 milyar lira oldu. Millettin ekmek alırken bile ödediği Dahilde Alınan KDV 311 milyar lira artışla 437 milyar liraya yükseldi. Artık özel olmaktan çıkan, akaryakıttan beyaz eşyaya ve hatta kolalı gazoza kadar her şeyden kesilen, Özel Tüketim Vergisi üzerinden toplanan para 284 milyar lira artışla 609 milyar liraya çıktı. Ağırlıklı olarak dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızdan toplanan bu vergilerden gelen para, geçen yılın aynı dönemine göre 923 milyar lira artışla 1,6 trilyon liraya ulaştı.

BÜTÇE TERCİH MESELESİDİR, SARAYIN TERCİHİ MİLLET DEĞİLDİR

Saray Hükümeti; “rasyonelleşme” diyerek, “bütçe disiplini” diyerek, “dezenflasyon süreci” diyerek hikaye anlattı… Ama fatura vatandaşa çıktı… Millet açlık sınırının altındaki asgari ücretle, durmak bilmeyen enflasyonla ezilirken, Saray ve şürekası vatandaşın sırtından tatlı hayat yaşamaya devam etti. Bütçe bir tercih meselesidir. Ve bütçe rakamları bize şunu gösteriyor: Sarayın tercihi millet değildir.

“İŞSİZLİK HABİS BİR UR GİBİ BÜYÜYOR”

CHP’li Öztrak, resmi işsiz sayısı düşerken gerçek işsiz sayısının artmaya devam ettiğini belirterek, “Ülkemizde 11 milyona dayanan gerçek işsiz sayısı, dünya üzerinde 108 ülkenin nüfusundan fazla… İşsizlikte turpun büyüğü heybede, habis bir ur gibi büyüyor” dedi.

Öztrak, istihdam verilerinde haftada 40 saatten az çalışanları ifade eden “zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin” sayısındaki artışa dikkat çekerek, “Ülkemizde her 100 çalışandan 12’si eksik istihdam ediliyor! Bu da bir başka kötü rekor!” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bugün açıklanan Nisan ayı işsizlik verilerini sosyal medya hesabından değerlendirdi. Öztrak, açıklamasında şunları belirtti:

RESMİ İŞSİZLİK DÜŞERKEN GERÇEK İŞSİZLİK ARTIYOR

TÜİK 2024 Nisan ayında, Mart ayına göre resmi işsizlik oranının 0,1 puan azalışla yüzde 8,5’e düştüğünü açıkladı. Ancak aynı ayda gerçek işsizlik oranı 3,1 puan artışla yüzde 27,2’ye ulaştı. Mevsim etkilerinden arındırılmış seride gerçek işsiz sayısı 10 milyon 712 bin kişiyle rekor kırdı! Son bir yılda resmi işsiz sayısı 462 bin kişi azalmış görünüyor. Ancak, iş arama umudunu yitirdiği için ya da başka sebeplerle iş aramaktan vazgeçenler ile daha fazla çalışmak istediği halde haftada 40 saatten az çalışmak zorunda kalanları resmi işsizlere ilave ettiğimizde, Gerçek İşsiz Sayısı aynı dönemde 1 milyon 667 bin kişi artıyor. Gerçek işsizlerin sayısı, TÜİK’in açıkladığı resmi işsizlerin sayısını 7 milyon 690 bin kişi aşmış. Bu da mevcut seride rekor!

HER 100 ÇALIŞANDAN 12’Sİ, ZAMANA BAĞLI EKSİK İSTİHDAM EDİLİYOR

Diğer taraftan TÜİK, çalışanların sayısının son bir yılda 1 milyon 240 bin kişi arttığını açıklamış. Ancak, “Zamana bağlı eksik istihdam edilenler” de buna dahil… Bunların sayısı aynı dönemde 1 milyon 546 bin kişi artmış. Zamana bağlı eksik istihdamı düşerseniz, istihdam bırakın artmayı 300 bin kişi azalmış. Ülkemizde her 100 çalışandan 12’si eksik istihdam ediliyor! Bu da bir başka kötü rekor!

İŞSİZLİK HABİS BİR UR GİBİ BÜYÜYOR

Resmi işsizlik oranı milletimizin yaşadığı gerçek işsizlik zulmünü göstermekten her geçen gün uzaklaşıyor. Ülkemizde 11 milyona dayanan gerçek işsiz sayısı, dünya üzerinde 108 ülkenin nüfusundan fazla… İşsizlikte turpun büyüğü heybede, habis bir ur gibi büyüyor…

Hükümetin zulüm değirmeni, çiftçiyi öğütüyor

CHP’li Öztrak, açıklanan buğday taban fiyatının maliyetin bile altında olduğunu belirterek, “Bu fiyatla çiftçi seneye tarlasına gidemez, borcunu ödeyemez… Buğdayda 15 liranın altında fiyat kabul edilemez” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, dün açıklanan buğday fiyatlarını sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak, yaptığı açıklamada şunları belirtti:

MALİYETLER TAVAN YAPTI, BUĞDAY FİYATI YERİNDE SAYDI

Hükümetin zulüm değirmeni, milleti öğütmeye devam ediyor… Toprağa para saçan buğday üreticisi, açıklanan taban fiyatla bir kere daha zarar biçiyor… Son bir yılda; gübre fiyatları yüzde 25 ila 49, zirai ilaç fiyatları yüzde 52, traktörün deposunu doldurmanın maliyeti yüzde 109 arttı. Ziraat Odaları’na göre işçilik ve arazi kira maliyetleriyle birlikte düşünüldüğünde; bir kilo buğday üretmenin ortalama maliyeti bir yılda yüzde 62 artışla 10,87 liraya ulaştı. TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyon ise yüzde 75,45. Buna karşın Hükümetin açıkladığı buğday fiyatındaki artış destek primi hariç yüzde 12, destek primi dahil yüzde 19!

BU POLİTİKALARLA KİŞİBAŞINA ÜRETİM 40 KİLO, EKİLEN ALANLAR 25 MİLYON DÖNÜM AZALDI  

Sarayın zulüm politikalarıyla son 21 yılda çiftçimiz, ürün fiyatı ile maliyet arasında sıkıştı, tarlasından koptu… Bunun sonucunda buğday ekilen alanlar 25 milyon dönüm, vatandaş başına düşen buğday üretimi 40 kilo azaldı. Hesap açıktır… Dün açıklanan 9,25 liralık taban fiyat, maliyetin bile altındadır. Bu fiyatla çiftçi seneye tarlasına gidemez, borcunu ödeyemez… Buğdayda 15 liranın altında fiyat kabul edilemez.

Stok Değişimi 14 Çeyrektir Büyümeyi Aşağı Çekiyor

CHP’li Öztrak, büyüme verilerinde istatistiki hatayı da içeren “stok değişimi” kaleminin yılın ilk çeyreğinde büyümeyi 4,4 puan aşağı çektiğini belirterek, “Stok değişimi, istatistiki hatayı da içerdiği için büyüme verilerinin sağlıklı takip edilmesine engel oluyor. Stok değişiminin 14 çeyrektir eksi olması, bu kalemin temel belirleyicisinin istatistiki hata olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

Türkiye’nin tüketim malı ithalatının da hız kesmeden artmaya devam ettiğini vurgulayan Öztrak, “Kura aşırı yaslanarak enflasyonu düşürme stratejisi, sonuçta ithalatı cazip, ihracatı yorucu hale getirir, döner dolaşır dış açığı artırır. Bu, ‘faiz ile enflasyon arasındaki ilişki gibi’ bilinen bir gerçektir. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Şimşek’in buna ‘geçici bir durum’ demesi de ciddi bir yanılgıdır” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, dış ticaret ve büyüme verilerini sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla değerlendirdi. Öztrak açıklamasında şunları belirtti:

DIŞ TİCARET AÇIĞI YENİDEN ARTMAYA BAŞLADI

2023’ün Ağustos ayından bu yana (2023 Ekim ayı hariç) sürekli gerileyen ithalat, Nisan ayında yüzde 4,0 artışla 29,1 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde, ihracattaki artış ise yüzde 0,1’de kaldı. Böylece son 8 aydır düşen dış ticaret açığı, Nisan’da yüzde 12,9’luk sıçramayla 10 milyar dolara çıktı. Yılın ilk 4 ayında, toplam ithalat düşerken “Tüketim Malı” ithalatının artmaya devam etmesi, talebin hız kesmediğini gösteriyor… Bu, enflasyonla mücadele politikalarının bu dönemde yeterince etkili olmadığını ortaya koyuyor.

KURA YASLANARAK ENFLASYONU DÜŞÜRME STRATEJİSİNİN SONUCU

Kura aşırı yaslanarak enflasyonu düşürme stratejisi, sonuçta ithalatı cazip, ihracatı yorucu hale getirir, döner dolaşır dış açığı artırırsınız. Bu, “faiz ile enflasyon arasındaki ilişki gibi” bilinen bir gerçektir. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Şimşek’in buna “geçici bir durum” demesi de ciddi bir yanılgıdır. Son dönemde izlenen kontrollü kur politikasıyla, dış açıktaki artışın “geçici olması” mümkün değildir. Daha önce bu konuda uyarmıştık.

STOK DEĞİŞİMİ 14 ÇEYREKTİR BÜYÜMEYİ AŞAĞI ÇEKİYOR

Yine bugün Türkiye ekonomisinin 2024’in ilk üç ayında; bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,4; önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,7 büyüdüğü açıklandı. Büyümeye; hane halkı tüketimi 5,5 puan, devletin nihai tüketim harcamaları 0,5 puan, gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) 2,6 puan, net dış ticaret (ihracat eksi ithalat) 1,5 puan katkı yapmış. Bu talep kalemlerinin toplamı 10,1 puan ediyor. Ancak stok değişimi bu talebi 4,4 puan geri çekip büyümeyi yüzde 5,7’ye indirerek, tek başına büyümenin en büyük belirleyicisi oluyor. Stok değişimi, istatistiki hatayı da içerdiği için büyüme verilerinin sağlıklı takip edilmesine engel oluyor. Stok değişiminin 14 çeyrektir eksi olması, bu kalemin temel belirleyicisinin istatistiki hata olduğunu ortaya koyuyor.

SN. BAKAN EKONOMİK VE SOSYAL KONSEYİ TOPLAMALI

 Sayın Bakan’ın yüzde 5,7 büyümeyle böbürlendiği bir ortamda toplumun tüm kesimleri “biz büyümedik, o zaman kim büyüdü?” diye soruyor. Sıkı para politikası uygulandığının iddia edildiği bir dönemde görülen yüksek tüketim artışı akılları karıştırıyor. Bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanına tavsiyemiz, bir an evvel Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayarak ekonomideki oyuncuların sesine kulak vermesidir.

Milli İradeye Darbe Süreci Ekonomik Görünümü Bozdu

CHP’li Öztrak, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’ndaki Türkiye ekonomisiyle ilgili tahminlerin, Sarayın millet iradesine darbe süreci sonrasında kötüleştiğine dikkat çekerek, “Uluslararası...
Devamını oku

Satılan Milyarlarca Dolar Rezervi Kimler Topladı

CHP’li Öztrak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından mali piyasalarda yaşanan tsunami sırasında ülkenin 40 milyar dolardan fazla...
Devamını oku

NATO-PA’NIN KASASI ÖZTRAK’A EMANET

CHP’li Öztrak, NATO-PA Saymanlığına seçildi. Bu görevi bir yıl boyunca sürdürecek Öztrak, NATO’nun siyasi kanadı olan Asamble’nin bütçesini yönetecek, mali...
Devamını oku

İmamoğlu Operasyonu Ülkeye Trilyonluk Fatura Çıkardı

CHP’li Öztrak, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından dolar kurundaki yükseliş nedeniyle, şirketlerin 185 milyar lira zarar yazdığını, Türkiye’nin dış borcunun TL...
Devamını oku

Bankpozitif’in Erkan Kork’a Devrine Nasıl İzin Verildi?

CHP’li Öztrak, BankPozitif’in hakkında kara para aklama ve yasadışı bahis soruşturması süren Erkan Kork’a devredilmesini TBMM gündemine taşıdı. Bankacılık Kanunu’na...
Devamını oku

Emekçinin, Emeklinin Zammı İlk Ayda Eridi

CHP’li Öztrak, Ocak’ta yüzde 5’in üzerinde gelen enflasyonla memur ve emeklisine 2025’in ilk 6 ayı için yapılan maaş-aylık artışının yarısının;...
Devamını oku

“Faiz Harcamaları Coştu, Bütçe ‘Tasarruf’ Dinlemedi”

CHP’li Öztrak, 2024 yılında faiz harcamalarının yüzde 88 artışla 1,3 trilyon liraya ulaştığını, bütçe açığının ise yüzde 53 artışla 2...
Devamını oku

Gerçek ve Resmi İşsiz Sayısı Arasında 8,5 Milyon Kişi Fark Var!

CHP’li Öztrak, gerçek işsiz sayısı ile resmi işsiz sayısı arasındaki farkın 8,5 milyon kişi civarında olduğunu belirterek, “İki işsiz sayısı...
Devamını oku

 İletişim

Bize her türlü görüş ve önerilerinizi bildirmek için sağ tarafta yer alan bilgilerden bize ulaşabilirsiniz.
CHP Genel Merkezi: Anadolu Bulvarı No: 12 06520
Söğütözü / ANKARA
Telefon: +90 (312) 207 40 00
Telefon 2: +90 (312) 420 59 48-49
Faks: +90 (312) 207 40 14
E-Posta: info@faikoztrak.com